Gafletten kurtulmak için Risale-i Nur öyle büyük bir me’hazdır ki, şimdi bu Nur hazinesinden bulduğumuz elmas nevindeki hakikatlere gafletten kurtuluş dermanları nokta-i nazarıyla tefekkür ederek bakalım:
* Kur’ân “gaflet uykusunun kalın tabakalarını ra’d-misal sayhalarıyla dağıtmak”tadır. (Sözler, 367)
* “O Nurlar ki: Zulümattan ayrılmak istemeyen yarasa tabiatlı, gaflet uykusu ile gündüzünü gece yapan sefahetperest, aklı gözüne inmiş, zulümatta kalarak gözü görmez olanlara ve yolunu şaşıranlara karşı projeksiyon gibi nurlarını iman hakikatlarına tevcih ederek sırat-ı müstakimi büsbütün kör olmayanlara gösteriyor.” (Sikke-i Tasdik-i Gaybi, 217 /Asa-yı Musa, 238)
* “...Risale-i Nur o vazifeyi tam yapıyor ve aleyhindeki dehşetli propagandalara ve gayet muannid zındıklara tam galebe çalmış ve dalâletin en sert kuvvetli kalesi olan tabiatı, Tabiat Risalesi’yle parça parça etmiş ve gafletin en kalın ve boğucu ve geniş daire-i âfâkında ve fennin en geniş perdelerinde Asâ-yı Musa’daki Meyve’nin Altıncı Mes’elesi ve Birinci, İkinci, Üçüncü, Sekizinci Hüccetleriyle gayet parlak bir tarzda gafleti dağıtıp, nur-u tevhidi göstermiş.” (Sözler,141/ Sikke-i Tasdik-i Gaybî, 9)
“Haşre dair olan Onuncu Söz’ü, vefatından üç ay evvel eline yetiştirdi. O Söz onu manevî kirlerinden ve evham ve gafletten temizlemekle...” (Mektubat, 341)
“İ’lem Eyyühel-Aziz! Tefekkür, gafleti izale eder. Dikkat, teemmül; evham zulümatını dağıtıyor. Lâkin nefsinde, bâtınında, hususî ahvalinde tefekkür ettiğin zaman derinden derine tafsilât ile tedkikat yap. Fakat âfâkî, haricî, umumî ahvalâta teemmül ettiğin vakit sathî, icmalî düşün, tafsilâta geçme...” (Mesnevî-i Nuriye, 124)
“Kabrin arkası için çalışınız, hakikî saadet ve lezzet ondadır. Hem Hazret-i Yusuf’un âlî sıddıkıyetini gösteriyor ve diyor: Dünyanın en parlak ve en sürurlu haleti dahi ona gaflet vermiyor, onu meftun etmiyor, yine âhireti istiyor.” (Mektubat, 487)
“Şükür, nimeti ziyadeleştirir, gafleti kaçırır.” (Lem’alar, 274)
Pek kalın olan gaflet sersemliğinin hissettirmediği; dalâlet ve sefahetten gelen manevî Cehennem haletinin o dehşetli elemini; “ihtiyarlık, hastalık, musîbet ve her tarafta vefiyatlar” deşiyor ve ihtar ediyor. (Sözler, 132)
“Ey şek cephesinde, gaflet gölgesinde istirahate çekilen biçare! Gaflet serinliğinde, şek içinde zevk ettiğin lezzeti lezzet sanma! O zehirli baldır. Az bir zaman sonra Cehennemî bir azaba inkılâp edecektir. Eğer âlâmın lezâize, nârın nura inkılâp etmesi emelinde isen, evkat-ı hamsede rükû ve sücud kancasıyla gururun hortumunu bük, sık, başını kır, imanı doldur. Sonra âyâta tefekkürle tâate devam eyle ki, şek ve gaflet perdeleri yırtılsın. Bu dalâlât acılığından, necatın halâveti tavazzuhla münacat lezzeti ortaya çıksın.” (Mesnevî-i Nuriye, 125)
Hülâsaten: Yukarıda Risale-i Nur’dan (yapılan atıflarla) gaflete sunulan çareleri okuduktan sonra anlıyoruz ki; başta Kur’ân okumak ve Kur’ân’ın bu zamandaki manevî mu’cizesi olan Risale-i Nur’ları okuyup; bu hakikatleri yaşamakla gaflet parçalandığı gibi.. (özellikle Asa-yı Musa Risalesi, Âyetel Kübra Risalesi, Tabiat Risalesi, Münacat Risalesi, Sözler Risalesi’nin 32. Söz 1. Mevkıf’ı gafleti kırmak için birebir olarak tavsiye edile gelmektedir.) Hakikatleri enfüsi tefekkür ile âlemimize yerleştirmeye gayret ederek ahiretimize çalışırken hususen Sünnet-i Seniyyeyi rehber tayin etmek inşallah gafletten kurtulmamıza vesile olmaktadır.
Şerh çalışmalarınızı mail adresimize gönderebilirsiniz.