Tarihçe-i Hayat - page 756

intikam›m, senden pek muzaaf bir surette al›n›yor bildi-
¤imden, hiddet de¤il, hatta sana ac›yorum!
Amma Risale-i Nur’un, senin gibi sinekler kadar
ehemmiyeti olmayanlar›n perde çekmesi, zerre kadar
nüfuzunu k›ramaz. Yüz binler adam onunla imanlar›n›
kurtard›klar› için, ruhucanla hürmet ve perestifl ederler.
Amma flahs›m›n teessürü ise, kat’iyen size haber veri-
yorum ki, bir iki dakika asabiyetli bir teessürat›ma muka-
bil, birden öyle bir teselli buluyorum ki, bin derece sizle-
rin hakaret ve ihaneti ziyadeleflse, o teselliyi k›ramaz.
Çünkü, Risale-i Nur’un keflf-i kat’îsiyle, dinsizlik hesab›-
na bize hücum edenler, ebedî azaplar ve haps-i münfe-
ridde ve idam-› ebedî ile ihanetini gördükleri gibi, Risa-
le-i Nur’la iman›n› kurtaran flakirtleri, ölümle terhis tez-
keresi ve saadet-i ebediye vesikas›n› al›p, ebedî bir hür-
met ve merhamet ve ikrama mazhar olacaklar›n›, feyle-
soflar› susturan binler hüccetlerle beyan etmifliz.
Hem bu Yeni Said, Eski Said gibi kendine hürmet ve
teveccüh kazanmak ve flanüfleref bulmak kat’iyen aley-
hindedir, kabul etmez. Onun için, yirmi senedir inzivay›
tercih etmifl. E¤er, asayifl ve idare hesab›na nüfuzunu
k›rmak ve umumun nazar›nda çürütmek için yap›yorsa-
n›z, pek büyük bir hata ediyorsunuz. ‹ki sene üç mahke-
me, yirmi senelik hayat›m›n yüz yirmi eserinde, yüz yir-
mi bin Risale-i Nur fiakirtlerinden mucib-i ihtilâl ve me-
dar-› mes’uliyet ve vatan ve millet aleyhinde hiçbir fley
bulmad›klar›na, beraatimizle ve Risale-i Nur eczalar›n›n
aleyh:
ona karfl›, onun üzerine.
Amma:
ama, lâkin, ancak.
asabiyet:
sinirlilik.
asayifl:
emniyet, kanun ve nizam
hâkimiyetin sa¤lanmas›.
azap:
ceza, büyük s›k›nt›, fliddetli
ac›.
beraat:
temize ç›kma, suçsuz ol-
du¤u anlafl›lma.
beyan:
aç›klama, bildirme, izah.
ebedî:
sonu olmayan, daimî, sü-
rekli.
ecza:
cüzler, parçalar, k›s›mlar.
ehemmiyet:
önem, de¤er, k›y-
met.
feylesof:
sap›k fikirli, felsefe ile
u¤raflan.
hakaret:
onur k›rma, onuruna
dokunma, küçültücü söz veya
davran›fl.
haps-i münferit:
tek bafl›na olan
hapis, ehl-i dalâlet için ölüm ve
kabir.
hiddet:
öfke, k›zg›nl›k.
hüccet:
delil.
hücum:
sald›rma.
hürmet:
sayg›.
idam-› ebedî:
dirilmemek üzere
yok olufl, ahiret inanc› olmad›¤›
için ölümü ebedî yoklu¤a gitmek
olarak görme.
idare:
bir kuruluflun ifllerini yürü-
tenlerin hepsi, yönetici topluluk.
ihanet:
hainlik, kötülük etme, ar-
kadan vurma.
ikram:
ba¤›fl, ihsan, bir fley sun-
ma.
iman:
inanç, itikat.
inziva:
bir köfleye çekilme, tek
bafl›na yaflama, dünya ifllerinden
vaz geçme, dünyadan el-etek
çekme.
756 |
BED‹ÜZZAMAN SA‹D NURSÎ
E
M‹RDA/
H
AYATI
kat’iyen:
kat’î olarak, kesin
olarak, kesinlikle.
keflf-i kat’î:
kesin keflif.
mazhar:
nail olma, flereflen-
me.
mucib-i ihtilâl:
ihtilâl gerek-
çesi.
mukabil:
karfl›l›k.
muzaaf:
kat kat, iki misli.
nazar:
bak›fl, dikkat.
nüfuz:
bir kimsenin emir ve
hükümlerinin ifllemesi, geçer-
li olmas›.
perestifl:
afl›r› derecede sev-
me, afl›r› sevgi, düflkünlük,
meftunluk.
Risale-i Nur:
Nur Risalesi, Be-
diüzzaman Said Nursî’nin
eserlerinin ad›.
ruh u cân:
ruh ve can; ruh ve
canla.
saadet-i ebediye:
sonu ol-
mayan, sonsuz mutluluk.
suret:
biçim, flekil, tarz.
flakirt:
talebe, ö¤renci.
flan ü fleref:
flan ve fleref.
teessür:
kederlenme, üzül-
me, ac› duyma.
teessürat:
teessürler, keder-
ler, elemler, ac›lar.
terhis:
izin verme, serbest b›-
rakma, sal›verme.
teselli:
avutma, ac›s›n› dindir-
me.
teveccüh:
yönelme, sevgi, il-
gi.
tezkere:
belge, pusula.
umum:
bütün, herkes.
vesika:
dayan›lacak, güveni-
lecek sa¤lam delil, belge.
zerre:
pek ufak parça.
ziyade:
Artma, ço¤alma.
1...,746,747,748,749,750,751,752,753,754,755 757,758,759,760,761,762,763,764,765,766,...1390
Powered by FlippingBook