Tarihçe-i Hayat - page 753

olan istibdad-› mutlak›, esas›yla bozar, reddeder. Emniye-
ti ve asayifli ve hürriyeti ve adaleti temin eder.
Risale-i Nur’a, daha vatana, idareye zarar› dokunmak
bahanesiyle tecavüz edilmez. Daha kimseyi o bahane ile
inand›ramazlar. Fakat, cepheyi de¤ifltirip, din perdesi al-
t›nda baz› safdil hocalar› veya bid’a taraftarlar› veya ena-
niyetli sofîmeflreplileri, baz› kurnazl›klarla Risale-i Nur’a
karfl›, iki sene evvel ‹stanbul’da ve Denizli civar›nda oldu-
¤u gibi, istimal etmeye münaf›klar belki çabalayacaklar.
‹nflaallah muvaffak olamazlar.
„@ò
Risale-i Nur, bu mübarek vatan›n manevî bir halâskâ-
r› olmak cihetiyle, flimdi iki dehfletli manevî belây› def et-
mek için matbuat ile tezahüre bafllamak, ders vermek za-
man› geldi veya gelecek gibidir zannederim.
O dehfletli belâdan birisi:
Hristiyan dinini ma¤lûp
eden ve anarflili¤i yetifltiren flimalde ç›kan dehfletli dinsiz-
lik cereyan›n›n, bu vatan› manevî istilâs›na mukabil Risa-
le-i-Nur, Sedd-i Zülkarneyn gibi bir sedd-i Kur’ânî vazife-
sini görebilir.
•
‹kincisi:
Âlem-i ‹slâm›n bu mübarek vatan›n ahali-
sine karfl› pek fliddetli itiraz ve ithamlar›n› izale etmek
için matbuat lisan›yla konuflmak lâz›m gelmifl diye kalbi-
me ihtar edildi.
(HAfi‹YE)
TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 753
E
M‹RDA/
H
AYATI
d›rma.
lisan:
dil.
ma¤lûp:
yenilme, kendisine galip
gelinmifl.
manevî:
manaya ait, maddî ol-
mayan.
matbuat:
bas›lm›fl fleyler, kitap-
lar, gazeteler, v.s.
muvaffak:
baflarm›fl, baflar›l›.
mübarek:
feyizli, bereketli, kutlu.
münaf›k:
nifak sokan, arabozucu;
kalbinde küfrü gizledi¤i hâlde
Müslüman görünen.
Risale-i Nur:
Nur Risalesi, Bediüz-
zaman Said Nursî’nin eserlerinin
ad›.
safdil:
saf gönüllü; hile, oyun bil-
meyen, kolay aldat›lan.
sedd-i Kur’ânî:
Kur’ân’a ait set,
Kur’ân’›n y›k›lmaz seddi, kalesi.
sedd-i Zülkarneyn:
Zülkarneyn’in
seddi; Zülkarneyn’in Ye’cüc ve
Me’cüc kavminden korunmak is-
teyenler için yapt›rd›¤› çok büyük
ve sa¤lam set, kale.
sofîmeflrep:
tasavvuf ehli, riyazet
ve nefisle mücahede ile hakikate
ermeye çal›flan.
flimal:
kuzeyde yer alan bölgeler.
taraftar:
tarafl›, bir taraf› destek-
leyen.
tecavüz:
sald›rma, sataflma, bafl-
kas›n›n hakk›na dokunma.
temin:
sa¤lama.
tezahür:
görünme, belirme, orta-
ya ç›kma.
vazife:
görev.
HAfi‹YE:
‹flte bu hakikat, Risale-i Nur’un –bu mektubun yaz›l›fl›ndan on
sene sonra- Ankara’da matbaalarda tabedilmesiyle tahakkuk etmifltir.
ahali:
halk.
Âlem-i ‹slâm:
‹slâm âlemi, ‹s-
lâm dünyas›.
anarfli:
hükümetsiz veya si-
yasî otoritesini kaybetmifl dü-
zensiz topluluk hâli.
asayifl:
emniyet, kanun ve ni-
zam hâkimiyetin sa¤lanmas›.
bahane:
as›l sebebi gizlemek
için ileri sürülen uydurma se-
bep.
belâ:
musibet, s›k›nt›.
bid’a:
dinin asl›na uymayan
âdet ve uygulamalar.
cereyan:
ak›m, fikir, sanat ve-
ya siyaset hareketi.
cihet:
yön.
civar:
çevre, yöre, etraf.
def:
mâni olma, kovma, orta-
dan kald›rma.
dehfletli:
ürkütücü, korkunç.
enaniyet:
kendini be¤enme,
bencillik, egoistlik.
evvel:
önce.
halâskâr:
halâs eden, kurta-
ran.
hafliye:
dipnot.
idare:
bir kuruluflun ifllerini
yürütenlerin hepsi, yönetici
topluluk.
ihtar:
hat›rlatma, uyar›.
inflaallah:
‘Allah izin verirse’
manas›nda kullan›lan bir dua.
istibdat-› mutlak:
hiç bir hak
ve hürriyeti tan›mayan tam
bask›, tam diktatörlük.
istilâ:
ele geçirme, kaplama,
yay›lma.
istimal:
kullanma.
itham:
töhmetlendirme, suç-
lu görme.
izale:
giderme, ortadan kal-
1...,743,744,745,746,747,748,749,750,751,752 754,755,756,757,758,759,760,761,762,763,...1390
Powered by FlippingBook