Tarihçe-i Hayat - page 250

flimdiki dinî inkiflaf›n muar›z› ve düflmanlar› olan haricî
dinsiz cereyanlar›n reisleri ve adamlar› idi. Evet, Türk
milleti içerisinde meydana getirilen o dehfletli hâdisat›n
iç yüzünü, tafsilât›n›, istikbalin hakikatperest tarihçilerine
ve bunlar›, flimdi demokrat idaredeki serbestiyetle bir de-
rece neflretmekte olan ‹slâm-Türk muharrirlerine havale
ediyoruz. Bizim vazifemiz, yaln›z ve yaln›z hakaik-› ima-
niye ve Kur’âniye ile meflgul olmakt›r. Biz, yaln›z ve yal-
n›z iman ve ‹slâmiyet cereyan›nday›z.
Evet, o dalâlet ve z›nd›kan›n en azg›n devirlerinde, Be-
diüzzaman Said Nursî, daimî nezaret ve tarassut alt›nda
ve böyle müthifl ve pek çok a¤›r flerait içerisinde idi.
Nemrut’lar›n, Firavun’lar›n, fieddat’lar›n ve Yezit’lerin
yapamad›¤› zulümlerin enva› Bediüzzaman’a yap›l›-
yordu. Ve yirmi befl sene böyle devam etti. O zaman
âlem-i ‹slâm, maddeten fakirdi ve müstevlilerin esaretin-
de bulunuyordu. Bütün gizli fesat ve dinsizlik komiteleri,
hem Türkiye’de, hem âlem-i ‹slâmda müthifl faaliyetler
yap›yor ve taraftarlar› onlar› destekliyor ve hepsi de ‹slâ-
miyet aleyhinde ittifak ediyorlard›.
‹flte,
Risale-i Nur
, Asr-› Saadette ‹slâm›n cihan› fetih
anahtarlar› hükmünde olan Bedir, Uhud muharebeleri-
nin ehemmiyeti nev’inden bir k›ymeti ihtiva eden bir za-
man›n mahsulüdür ki, vesile oldu¤u hizmet-i imaniye ve
ifas›nda bulundu¤u manevî cihad-› diniye, tarihte Asr-›
Saadetten maada hiçbir zamanda görülmemifl bir aza-
mettedir. Eli kolu ba¤l› hükmünde olan Bediüzzaman Sa-
id Nursî, öyle dehfletli bir esarette, nefiy ve inzivada telif
âlem-i ‹slâm:
‹slâm âlemi, ‹slâm
dünyas›.
aleyh:
karfl›, karfl›t.
Asr-› Saadet:
Peygamberimiz Hz.
Muhammed’in (a.s.m.) peygam-
ber olarak dünyada bulundu¤u
devir.
azamet:
büyüklük, ululuk, yüce-
lik.
cereyan:
fikir, sanat, siyaset ha-
reketi.
cihan:
dünya, kâinat, âlem.
daimî:
sürekli, devaml›.
dalâlet:
iman ve ‹slâmiyetten ay-
r›lmak, azmak, do¤ru yoldan ay-
r›lma, azma, bat›la yönelme.
dehflet:
büyük korku hâli, kork-
ma, ürkme.
demokrat:
demokrasi taraftar›,
demokrasiden yana olan.
ehemmiyet:
pek önemli olma,
de¤erlilik.
enva:
çeflitler, türler, neviler.
esaret:
esirlik, harp esirli¤i, tut-
sakl›k.
faaliyet:
durmadan çok çal›flma,
hareket, gayret.
fakir:
muhtaç, düflkün, yoksul.
fesat:
kar›fl›kl›k, nifak.
hâdisat:
yeni olan fleyler, hadise-
ler, olaylar.
hakaik-› imaniye:
imana ait ha-
kikatler, imanî gerçekler.
hakikatperest:
hakk› ve hakikati
seven, hakikate inanan, gerçek
taraf›n› tutan, hakikat taraftar›,
hakikat âfl›¤›; dürüst, do¤ru.
hâricî:
ecnebî, yabanc›.
havale:
bir ifli veya bir fleyi baflka
birine b›rakma, üstüne b›rakma,
›smarlama.
hizmet-i imaniye:
imana ait hiz-
met, iman ve Kur’ân hakikatleri-
nin ikna edici ve ilmî delillerle an-
lafl›lmas›na hizmet etme.
ifa:
bir ifli yapma, bir ifli gerçek-
lefltirme.
ihtiva:
içine alma, içinde bulun-
durma.
inkiflaf:
geliflme.
inziva:
bir köfleye çekilme, tek
bafl›na yaflama, dünya ifllerinden
vaz geçme, dünyadan el-etek
çekme.
‹slâmiyet:
Müslümanl›k, semavî
dinlerin sonuncusu.
istikbal:
gelecek, gelecek zaman,
ati.
ittifak:
birleflme, birlik.
k›ymet:
de¤er, bir fley için tespit
edilen karfl›l›k, paha, bedel, tutar.
komite:
encümen, hey’et, alt ku-
rul, komisyon.
maada:
baflka, gayri, ayr›ca, ka-
lan, geçen, fazla, müstesna.
250 |
BED‹ÜZZAMAN SA‹D NURSÎ
B
ARLA
H
AYATI
maddeten:
maddî olarak.
mahsul:
topraktan yetiflen,
ürün.
manevî:
madde d›fl› olan,
maddî olmayan, manaya ait.
meflgul:
ilgilenen, u¤raflan.
muar›z:
muhalefet eden, kar-
fl› ç›kan, muhalif.
muharebe:
savaflma, savafl,
cenk, harp.
muharrir:
yazan, yazar.
müstevli:
istilâ eden, ele ge-
çiren, zapteden, hükmü alt›na
alan.
nefiy:
sürme, sürgün etme,
cezaland›rarak baflka bir yer-
de ikamet etmeye mecbur
etme; sürgün.
neflr:
yay›m, yay›n.
nezaret:
gözalt›.
reis:
bafl, baflkan, âmir, bir
toplulu¤un en üst idarecisi.
serbestiyet:
serbestlik, rahat
ve serbest olma hâli.
flerait:
flartlar.
tafsilât:
tafsiller, aç›klamalar,
izahlar, etrafl› olarak bildir-
meler.
taraftar:
tarafl›, birinin veya
bir grubun taraf›n› tutan, bir
taraf› destekleyen.
tarassut:
gözetme, gözleme,
gözle takip etme, dikkatle
bakma.
vazife:
dinî mükellefiyet, yü-
kümlülük.
vesile:
bir fleyle u¤raflmay›
mümkün k›lan, yol, vas›ta.
z›nd›ka:
dinsizlik, inançs›zl›k.
zulüm:
haks›zl›k, eziyet, cefa,
iflkence.
1...,240,241,242,243,244,245,246,247,248,249 251,252,253,254,255,256,257,258,259,260,...1390
Powered by FlippingBook