Tarihçe-i Hayat - page 241

hakikatlerini ders veren
Risale-i Nur
eserlerini telif ede-
rek, perde alt›nda neflrini temin etti. Bu muvaffak›yet ve
bu muzafferiyet ise, çok muazzam bir galibiyet idi. Zira,
o pek dehfletli dinsizlik devrinde, hakikî bir tek dinî eser
bile yazd›r›lm›yordu. Din adamlar› susturulup, yok edil-
meye çal›fl›l›yordu.
Dinsizler, Bediüzzaman’› yok edememifller, uyuflmufl
kalp ve ak›llar› ihtizaza getiren ‹slâmî ve imanî neflriyat›-
na mâni olamam›fllard›. Bediüzzaman’›n yapt›¤› bu dinî
neflriyat, yirmi befl senelik efledd-i zulüm ve istibdad-›
mutlak devrinde hiçbir zat›n yapamad›¤› bir ifl idi.
Bediüzzaman Barla’ya 1926-1927 senelerinde nefye-
dilmifltir. Bu tarihler, Türkiye’de yirmi befl sene devam
edecek bir istibdad-› mutlak›n icra-i faaliyetinin ilk sene-
leri idi. Gizli dinsiz komiteleri, “‹slâmî fleairleri birer birer
kald›rarak ‹slâm ruhunu yok etmek, Kur’ân’› toplat›p im-
ha etmek” plânlar›n› güdüyorlard›. Buna muvaffak olu-
namayaca¤›n› iblisâne düflünerek, “Otuz sene sonra ge-
lecek neslin kendi eliyle Kur’ân’› imha etmesini intaç
edecek bir plan yapal›m” demifller ve bu plân› tatbike
koyulmufllard›. ‹slâmiyeti yok etmek için tarihte görülme-
mifl bir tahribat ve tecavüzat hüküm sürmüfltür.
Evet, alt› yüz sene, belki Abbasiler zaman›ndan beri,
yani bin seneden beri Kur’ân-› Hakîm’in bir bayraktar›
olarak bütün cihana karfl› meydan okuyan Türk milleti-
ni, bu vatan evlâtlar›n›, ‹slâmiyetten uzaklaflt›rmak ve
mahrum b›rakmak için, Müslümanl›¤a ait her türlü
TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 241
B
ARLA
H
AYATI
hip olamayan, yoksun.
mâni:
engel, özür.
muazzam:
çok büyük, çok iri,
koskocaman.
muvaffak:
baflaran, baflarm›fl,
baflar›l›.
muvaffak›yet:
Allah’›n yard›m›y-
la baflar›l› olma, muvaffak olma,
baflarma.
muzafferiyet:
muzafferlik, üs-
tünlük, düflmana üstün gelme,
galibiyet.
nefy:
sürme, sürgün etme, ceza-
land›rarak baflka bir yerde ika-
met etmeye mecbur etme; sür-
gün.
nesil:
kuflak, nesil.
neflr:
yay›m, yay›n.
neflriyat:
yay›mlanm›fl fleyler, ba-
s›l›p da¤›t›lan yaz›lar, eserler, ma-
kaleler.
neflriyat:
yay›nlar.
plân:
bir fleyi gerçeklefltirmek
için yap›lan düzenleme.
plân:
bir fleyin, bir eserin düzeni,
tertibi, program›.
ruh:
insan ve hayvanlardaki diri-
lik kayna¤›, hayat›n temeli ve se-
bebi olan gayr-i maddî cevher,
manevî varl›k.
fleair:
Müslümanlara ait kurallar,
kaideler, bütün Müslümanlarla il-
gili meseleler ve alâmetler.
tahribat:
tahripler, y›k›p bozma-
lar.
tatbik:
yerine getirme, uygula-
ma.
temîn:
sa¤lama.
vatan:
bir kimsenin do¤up büyü-
dü¤ü yer, üzerinde yaflan›lan ül-
ke, yurt.
zat:
kifli, flah›s, fert.
zira:
çünkü, ondan ki, flundan, flu
sebepten ki, onun için.
bayraktar:
bayrak tafl›yan,
alemdar.
cihan:
dünya, kâinat, âlem.
dehflet:
büyük korku hâli,
korkma, ürkme.
eser:
bas›lma kitap.
efledd-i zulüm:
zulmün en
fliddetlisi.
evlât:
veletler, çocuklar.
galibiyet:
üstünlük, üstün
gelme, yenme, ma¤lûp etme.
hakikî:
hakikate mensup.
hüküm:
hakimiyet, hakim ol-
ma.
iblisâne:
iblisçesine, fleytana
yarafl›r flekilde, fleytanca.
icra-y› faaliyet:
faaliyetlerin
icras›, bir ifli yapmak için ha-
rekete geçme, bir ifle baflla-
ma.
ihtizaz:
gönlü ferahlama,
hazzetme, ferah, sevinç.
imanî:
imana ait olan, imana
dair olan, imanla ilgili.
imha:
bozma, yok etme,
mahvetme, ortadan kald›rma,
y›kma.
intaç:
netice verme, sonuç
do¤urma, sonuçlanma, sebep
olma.
‹slâmî:
‹slâm dinine mensup,
‹slâm ile alâkal›, ‹slâma ait.
istibdad-› mutlak:
hiç bir hak
ve hürriyeti tan›mayan tam
bask›, tam diktatörlük.
komite:
encümen, hey’et, alt
kurul, komisyon.
Kur’ân-› Hakîm:
her ayet ve
suresinde say›s›z hikmet ve
faydalar bulunan Kur’ân.
mahrum:
istedi¤ini, diledi¤ini
elde edemeyen, bir fleye sa-
1...,231,232,233,234,235,236,237,238,239,240 242,243,244,245,246,247,248,249,250,251,...1390
Powered by FlippingBook