Bediüzzaman Said Nursî Burdurda iken, bir gün o za-
mann Erkân- Harbiye-i Umumiye Reisi Mareflal Fevzi
Çakmak Burdura geliyor. Vali, Mareflale, Said Nursî
hükûmete itaat etmiyor; gelenlere dinî dersler veriyor
diye, flekvada bulunuyor. Mareflal Fevzi Çakmak, Bedi-
üzzamann ne kadar dâhî ve ne kadar manevî büyük ve
müstakim bir zat oldu¤unu bildi¤i için, diyor ki
:
Bediüzzamandan zarar gelmez; iliflmeyiniz, hürmet
ediniz.
Sürgün edildi¤i bütün yerlerde Bediüzzaman aleyhin-
de cebirle, resmî kimseler vastasyla, dehfletli propagan-
dalar yaptrlarak, ehl-i imann Üstad Bediüzzamana
yaklaflmamalar ve dinî derslerinden istifade etmemeleri
için çok menfi gayretler sarf ediliyor. Fakat, Üstadn
imanî derslerinin nüfuz ve kymeti, ahali arasnda kalp-
ten kalbe sirayet ediyor ve eserlerine olan aflk ve muhab-
bet kalpleri istilâ ediyor.
* * *
TARHÇE- HAYATI
| 239
B
ARLA
H
AYATI
rna tantmak, benimsetmek
amacn güden ve çeflitli vasta-
larla yaplan faaliyet.
reis:
bir heyet veya meclisteki
üyelerin bafl.
resmî:
devletin olan, devlete ait,
devletle ilgili.
sarf:
harcama, masraf etme, gi-
der.
sirayet:
birinden di¤erine geçme,
bulaflma.
sürgün:
ceza olarak belli bir yerin
dflnda veya belli bir yerde otur-
tulan kimse.
flekva:
flikâyet, yaknma, hoflnut-
suzluk, memnuniyetsizlik.
üstat:
ö¤retici; muallim, ö¤ret-
men, usta, sanatkâr.
vali:
bir vilâyeti idare eden en
büyük memur.
vasta:
araclk.
zat:
kifli, flahs, fert.
ahali:
bir memleketin yerlile-
ri, o memlekette oturanlar,
yaflayanlar.
aleyh:
karfl, karflt.
cebr:
zor, zorlama, bask yap-
ma.
dâhî:
son derece zeki, anla-
yfll, uyank, deha sahibi.
dehflet:
büyük korku hâli,
korkma, ürkme.
ehl-i iman:
inananlar, iman
sahipleri, slâm dinini kabul
edenler.
eser:
baslma kitap.
gayret:
çalflma, çabalama.
hükümet:
yönetim.
hürmet:
sayg.
imanî:
imana ait olan, imana
dair olan, imanla ilgili.
istifade:
faydalanma, yarar-
lanma, yarar sa¤lama.
istilâ:
üste çkma, üstün gel-
me, bir fleyin bir fley üzerine
çkmas.
itaat:
boyun e¤me, uyma,
dinleme, alnan emre göre
hareket etme.
kymet:
de¤er, bir fley için
tespit edilen karfllk, paha,
bedel, tutar.
manevî:
madde dfl olan,
maddî olmayan, manaya ait.
mareflal:
en yüksek askerî
derece, mareflal.
muhabbet:
ülfet, sevgi, sev-
me, dostluk.
müstakim:
temiz, namuslu,
do¤ru, ahlâkl, istikamet sahi-
bi.
nüfuz:
içe geçme, iflleme.
propaganda:
bir inanç, dü-
flünce, doktrin v.b. ni baflkala-