Tarihçe-i Hayat - page 237

‹kinci K›s›m
Barla Hayat›
R‹SALE-‹ NUR’UN ZUHURU
Üstad Bediüzzaman Said Nursî’nin fiarkî Anadolu’da
dünyaya geliflinden itibaren geçirdi¤i hayat safhalar›n› bu-
raya kadar birer birer gördük, temafla ettik. fiimdi, geçen
k›rk-elli senelik hayat›n›n neticesi ve meyvesi hükmünde,
tarihin pek ender kaydetti¤i cihan vüs’atindeki muazzam
bir davaya giriyoruz. Bütün maddî ve manevî zulmetleri
izale edip, âlemi nuruyla ziyaland›racak olan Risale-i Nur
meydana ç›k›yor; dünya ilim ve irfan sahas›na Türkiye’den
bir günefl do¤uyor.
Bediüzzaman Hazretlerinin Vilâyat-› fiarkiyeden
Garbî Anadolu’ya Nefyedilmesi, Risale-i Nur’un
Zuhuru, Telif ve Neflri
V
an
’da, mezkûr ma¤arada yaflamakta iken, fiarkta
ihtilâl ve isyan hareketleri oluyor. “Sizin nüfuzunuz
kuvvetlidir” diyerek, yard›m isteyen bir zat›n mektubuna,
TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 237
B
ARLA
H
AYATI
koskocaman.
nefiy:
sürme, sürgün etme, ceza-
land›rarak baflka bir yerde ika-
met etmeye mecbur etme; sür-
gün.
neflir:
yay›m, yay›n.
netice:
bir iflin, bir fiilin sonunda
elde edilen fley, semere, sonuç.
nur:
ayd›nl›k, par›lt›, parlakl›k, zi-
ya, ›fl›k, flule.
nüfuz:
söz geçirme.
safha:
devre, merhale.
flark:
do¤u yönünde yer alan yer-
ler, do¤u bölgeleri.
telif:
kitap yazma, eser ortaya
koyma.
temâflâ:
bakma, bak›p seyretme.
üstat:
ö¤retici; muallim, ö¤ret-
men, usta, sanatkâr.
vüs’at:
genifllik, bolluk.
zat:
kifli, flah›s, fert.
ziya:
›fl›k, ayd›nl›k, nur, parlakl›k.
zuhur:
görünme, meydana ç›k-
ma.
zulmet:
karanl›k.
âlem:
dünya, cihan.
Barla:
Isparta’n›n bir ilçesi.
Bediüzzaman Hazretlerinin
sekiz y›l sürgün olarak kald›¤›
ve Risale-i Nur’lar›n büyük bir
k›sm›n› telif etti¤i yer.
Bediüzzaman:
son devrin bü-
yük ‹slâm alimi, müçtehit, al-
lâme; ça¤dafl Kurân tefsiri Ri-
sâle-i Nur’un yazar› Said Nursî
Hazretlerinin yayg›n olarak
bilinen ön ad›. “Zaman›n, ça-
¤›n eflsiz güzelli¤i” anlam›na
gelmektedir.
cihan:
dünya, kâinat, âlem.
dava:
takip edilen fikir, iddia,
ülkü.
ender:
daha (en, pek) nadir,
çok seyrek ve az bulunan.
hazret:
sayg›, ululama, yü-
celtme, övme maksad›yla
kullan›lan tabir.
ihtilâl:
isyan, ayaklanma, bafl
kald›rma.
ilim:
bilme, bilifl, bilgi; bir fle-
yin do¤rusunu bilme.
irfan:
kültür.
isyan:
baflkald›rma, itaatsiz-
lik, serkefllik, emre karfl› gelip
ayaklanma.
itibaren:
den beri, ...den bafl-
layarak, itibar ederek.
izale:
ortadan kald›rma.
kayd:
yaz›ya geçirme, deftere
yazma.
maddî:
maddeye ait, madde
ile alâkal›, cismanî.
manevî:
madde d›fl› olan,
maddî olmayan, manaya ait.
mezkûr:
zikredilen, ad› ge-
çen, an›lan.
muazzam:
çok büyük, çok iri,
1...,227,228,229,230,231,232,233,234,235,236 238,239,240,241,242,243,244,245,246,247,...1390
Powered by FlippingBook