TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 1171
fi
AHIS
B
‹LG‹LER‹
Atik Ali Pafla Camiinde medrese derslerine devam etti. Dönemin meflhur vaizlerinin vaazlar›yla hu-
kuk mektebindeki hocalar›n›n ders takrirlerinden derledi¤i risaleleri bast›rmak suretiyle yay›n ha-
yat›na girdi. Hukuk mektebine devam ederken Mehmet Akif, Musa Kâz›m gibi isimlerin deste¤iy-
le “S›rat-› Mustakim” adl› dergiyi ç›kard›. 1912’den sonra derginin ad› “Sebilürreflad” olarak de¤ifl-
ti. Bu arada hukuk mektebini bitirdi. Eflref Edip, ‹stanbul’un iflgali üzerine Anadolu’ya geçerek mil-
li mücadeleyi destekledi. Milli mücadelenin kazan›lmas›ndan sonra tekrar ‹stanbul’a dönerek ya-
y›n faaliyetine burada devam etti. Sebilürreflad’›n yay›n›n› 1966’ya kadar 362 say› devam ettiren
Eflref Edip, bundan sonra Tevhid-i Efkâr, Yeni Asya, Yeni ‹stiklâl, Bugün, Sabah, ‹ttihad gibi dergi ve
gazetelerde yaz›lar yazd›. 1971’de vefat eden Eflref Edip, Edirnekap› fiehitli¤ine defnedildi.
- F -
FAT‹H SULTAN MEHMET:
Yedinci Osmanl› padiflah›d›r. II. Murat’›n o¤ludur. Devrin meflhur
âlimleri Molla Güranî ve Molla Hüsrev’den dersler ald›. Bursa’da s›k› bir e¤itim gördü. ‹slâm ilimle-
rinin yan› s›ra Rumca ve Latince’yi de ö¤rendi. Babas› II. Murat’›n vefat› üzerine 1451’de 19 yafl›n-
da iken tahta ç›kt›. 29 May›s 1453 tarihinde ‹stanbul’u fethederek Fatih ünvan›n› ald›. Fatih Sultan
Mehmet, güçlü bir asker ve devlet adam› olmas›n›n yan›nda, felsefe, güzel sanatlar, tarih, edebi-
yat, matematik ve astronomiye önem vermesiyle de tan›n›r. Avni mahlas›yla yazd›¤› fliirlerini bir
divanda toplam›flt›r. Çok say›da cami, medrese, saray, hastahane ve imaret yapt›rm›fl, ‹stanbul’u
bir Osmanl› flehri haline getirmifltir. Fatih Sultan Mehmet döneminde Osmanl› Devleti güçlü bir im-
paratorluk haline gelmifltir. Fatih, 1481 bahar›nda do¤uya yapaca¤› bir sefer haz›rl›¤› içerisindey-
ken rahats›zlanarak vefat etmifl ve Fatih Külliyesindeki türbesine defnedildi.
FEVZ‹ ÇAKMAK:
(1876-1950) As›l ad› Mustafa olan Fevzi Pafla, müflir Fevzi, Mareflal Fevzi Çak-
mak olarak bilinir. Tasavvufla ilgilenmesini sa¤layan dedesi taraf›ndan kendisine Fevzi lakab› ve-
rilen Fevzi Çakmak, Harbiyedeki üstün zekas›yla hocalar›n›n dikkatini çekti ve bu flekilde erkan-›
harp s›n›f›na al›nd›. 1898’de kurmay yüzbafl›, 1901’de kola¤as›, 1902’de binbafl›, 1907’de 37 yafl›n-
da miralay oldu. Balkan savafllar› s›ras›nda çeflitli görevlerde bulunan Fevzi Çakmak, savafltan son-
ra 1913’te Ankara’da bulunan Beflinci Kolordu Kumandanl›¤›na tayin edildi. 1915’te mirliva rütbe-
sine terfi ederek kolordusuyla birlikte Çanakkale savafllar›na kat›ld›. Çanakkale savafllar›ndan son-
ra do¤u cephesinde Kafkas Kolordusu Kumandanl›¤› ve ‹kinci Kolordu Kumandanl›¤› yapan Fevzi
Çakmak, Halep’teki Yedinci Ordu Kumandanl›¤› s›ras›nda, Filistin ve fieria’da ‹ngilizlere karfl› girifl-
ti¤i savafllardaki baflar›lar›ndan dolay› ferik rütbesine yükseltildi. Mondros Mütarekesinden sonra
1918’de Erkan-› Harbiye-i Umumiye reisli¤ine getirilen Fevzi Çakmak, Anadolu’daki millî mücade-
le hareketine destek verdi. Erkân-› Harbiye-i Umumiye reisli¤i görevinden azledildikten sonra çe-
flitli görevlerde bulundu ve ‹stanbul’un da iflgal edilmesi üzerine 1920’de Ankara’ya geçti. Fevzi
Çakmak Kozan milletvekili olarak kat›ld›¤› TBMM taraf›ndan kurulan icra vekilleri hey’etine müda-
fa-i milliye vekili (milli savunma bakan›) seçildi. Bu görevi esnas›nda düzenli ordunun kurulmas›n-
da büyük hizmetleri oldu. Millî mücadelenin kazan›lmas›nda önemli rol oynayan Fevzi Paflaya
TBMM taraf›ndan 1922’de mareflallik rütbesi verildi. Atatürk’le uyumlu bir flekilde çal›flan Fevzi
Çakmak, Atatürk’ün ölümünden sonra ‹smet ‹nönü’nün cumhurbaflkan› seçilmesinde büyük rol
oynad›. 1946’da Demokrat Partisi miletvekili olarak meclise giren Fevzi Çakmak 10 Nisan 1950’de
öldü ve Eyüp Sultan Mezarl›¤›na defnedildi.
F‹RAVUN:
Eski M›s›r’da krallara verilen ünvand›r. Fakat bu unvan ‹slâmî kaynaklarda Hz. Mû-
sa ile mücadele eden M›s›r kral› için kullan›lmaktad›r.
Eski M›s›r’da mülkü ve yönetimi elinde bulunduran fravunlar ayn› zamanda ilâhlar›n yeryüzün-
deki temsilcileri say›l›yor ve ibadetler onlar ad›na yap›l›yordu. Hazret-i Mûsa ile mücadele eden
Firavun da ayn› flekilde ilahl›k iddia eden, zalim, kibirli, ve inatç› bir kifliydi. Kendi halk›n› eziyor
özellikle ‹srailo¤ullar›na büyük zulümler yap›yordu. Cenab-› Hak ilâhl›k davas›ndan ve yapt›¤›