TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 1169
fi
AHIS
B
‹LG‹LER‹
Ebu Davud, alt› büyük hadis külliyat›ndan biri olan ‘Sünen’ini vücuda getirirken titiz davrand›.
Rivayet edilen hadislerden zay›f ve sa¤lam olanlar› ay›rt etme konusunda büyük maharet ve ilim
sahibi bir âlim olarak tan›nd›. Hadisleri rivayet edenleri tenkit ederken, kendileri hakk›nda yeter-
li bilgiye sahip bulunmad›¤› flah›slar hakk›nda görüfl ve hüküm bildirmekten özellikle sak›nd›. Ba-
z› raviler hakk›nda söylenen ve tahkike dayanmayan “güvenilir de¤il” tarz› ifade ve görüfllere iti-
bar etmedi. Neden güvenilir olmad›klar› hususunun aç›klanmas›n›, flayet nakillerinde yalanlanm›fl-
lar ise bunun aç›k bir flekilde dile getirilmesini istedi. Ayn›, zamanda yetersiz ve liyakati olmayan
kiflileri de yüzlerine karfl› elefltirmekten çekinmedi. Bu flah›slar akrabalar› aras›nda yer alsalar bi-
le, tavr›n› ve do¤ruyu söyleme tarz›n› de¤ifltirmedi.
Ebu Davud, hadis ilminde ulaflt›¤› birikimi sayesinde bir anda yüz bin hadis hakk›nda müzake-
re yapabilecek bir seviyeye ulaflt›. Bu ilminin sayesinde ele al›nan hadislerle ilgili olarak, sa¤lam
veya zay›f yönlerini en ince teferruat›na kadar ortaya koyacak bir duruma geldi. Son derece tak-
va sahibi olmas›, rivayet edenler hakk›ndaki genifl bilgisi, ona olan güveni artt›rd›. Ayr›ca bunda
çok güçlü bir haf›zaya sahip olmas› da etkili oldu. Ebu Davud, ilim ile yo¤rulan ve büyük hizmet-
lere vesile olan ömrünü 889 y›l›nda tamamlad›. Bu y›l›n 21 fiubat’›nda Basra’da vefat etti.
EFLÂTUN (ÖL. M.Ö. 347):
‹slâm felsefesi üzerinde önemli etkileri olan ‹lk Ça¤ Yunan filozofla-
r›ndan biridir. Kendisine omzunun veya aln›n›n geniflli¤inden dolay› Platon denmifl ve tarih boyun-
ca hep bu adla an›lm›flt›r. Arapçada “p” sessizinin bulunmamas› ve yan yana iki sessiz harfin te-
lâffuzundaki güçlük sebebiyle ad›, ‹slâmî literatürde Felâtun veya daha yayg›n olan Eflâtun flekli-
ni alm›flt›r. Hocas› Sokrat’›n demokrasi ad›na idam edilmesinin ›zt›rab›n› yaflayan Eflâtun’un felse-
fesini, bu sebeple sosyal düzen ve insan›n saadeti meseleleri teflkil eder. Eflâtun’un en önemli ho-
cas› Sokrat olmakla beraber, Kritilos, Timaios, Arkitas, flair Homeros ve Hesiodos gibi flahsiyetler
onun fikir ve ilham kaynaklar›ndan baz›lar›d›r. Tarihe “Akademi” olarak geçen okulun da kurucu-
su olan Eflâtun’un en ünlü talebesi Aristo’dur. Eflâtun m.ö. 347 y›l›nda, seksen yafllar›nda iken öl-
müfl ve Akademi’nin bahçesine defnedilmifltir. Eserleri: Devlet, Devlet Adam› ve Kanunlar.
ELMALILI HAMD‹ (1878-1942):
Elmal›l› Muhammed Hamdi, “Hak Dini Kur’ân Dili” adl› tefsiriy-
le tan›nan son devrin din âlimlerindendir. Antalya’n›n Elmal› ilçesinde do¤an M.Hamdi, haf›zl›¤›n›
burada tamamlayarak tahsiline devam etmek üzere ‹stanbul’a gitti. ‹stanbul’da Küçük Ayasofya
Medresesine yerleflerek, Beyaz›t Camiindeki derslerine devam etti¤i Kayserili Mahmud Hamdi
Efendiden icazet ald›. Bundan sonra hocas› Büyük Hamdi, kendisi de Küçük Hamdi diye an›lmaya
baflland› ve yaz›lar›nda da bu imzay› kulland›. Soyad› kanunuyla birlikte Yaz›r soyad›n› ald›ysa da
do¤um yerine nisbetle Elmal›l› diye meflhur oldu. Mekteb-i Nüvvab’› birincilikle bitiren M. Hamdi,
bir taraftan da kendi gayretleriyle edebiyat, felsefe ve musiki ö¤rendi. Meflrutiyet idaresini savu-
nan M.Hamdi, ‹ttihat ve Terakki Cemiyetinin ilmiye flubesine üye oldu. Avrupai tarzda bir meflru-
tiyet yerine fleriata uygun bir meflrutiyet modeli gelifltirmek için çal›flmalar yapan M. Hamdi,
II.Meflrutiyetin ilk meclisine Antalya mebusu olarak girdi. Mekteb-i Nüvvab ve Mekteb-i Kudatta
f›k›h, Medresetü’l-Mütehass›sin’de usul-i f›k›h, Süleymaniye Medresesinde mant›k, Mülkiye Mmek-
tebinde vak›f hukuku okutan M. Hamdi Yaz›r, 1918’de Darü’l-Hikmeti’l-‹slâmiye azal›¤›na, bir müd-
det sonra da bu kurumun reisli¤ine tayin edildi. Evkaf naz›r› olarak da görev yapan Hamdi Yaz›r
1919’da Ayan Hey’eti üyeli¤ine tayin edildi. ‹lmi rütbesi de Süleymaniye Medresesi Müderrisli¤ine
yükseltildi. Cumhuriyetin ilan›yla memurluk yapt›¤› kurumlar la¤vedilince aç›kta kalan Hamdi Ya-
z›r’a, milli mücadele s›ras›nda ‹stanbul hükümetlerinde görev yapt›¤› gerekçesiyle ‹stiklal Mahke-
mesince g›yab›nda idama mahkum edildi ve daha sonra serbest b›rak›ld›. TBMM’de Türkçe tefsir
haz›rlat›lmas› karar› al›n›nca, bu, Hamdi Yaz›r’a teklif edildi. Teklifi kabul eden H. Yaz›r “Hak Dini
Kur’ân Dili” ad›n› verdi¤i tefsiri vefat›ndan önce tamamlamaya muvaffak oldu. 27 May›s 1942’de
vefat eden M. Hamdi Yaz›r Sahra-y› Cedid Mezarl›¤›na defnedildi.