Tarihçe-i Hayat - page 106

Taharri-i hakikat, muhabbet iledir
. Husumet ise, vahflet
ve taassuba karfl› idi. Hedef ve maksatlar› da, i’lâ-i kelime-
tullaht›r. fieriat da, yüzde doksan dokuz ahlâk, ibadet,
ahiret ve fazilete aittir. Yüzde bir nispetinde siyasete mü-
tealliktir; onu da ulülemirlerimiz düflünsünler.
fiimdi maksad›m›z, o silsile-i nuranîyi ihtizaza getir-
mekle, herkesi bir flevk ve hâhifl-i vicdaniye ile tarik-› te-
rakkide Kâbe-i kemalâta sevk etmektir. Zira,
i
’
lâ-i keli-
metullah›n bu zamanda bir büyük sebebi, maddeten te-
rakki etmektir
.
‹flte ben bu ittihad›n efrad›ndan›m ve bu ittihad›n teza-
hürüne teflebbüs edenlerdenim. Yoksa, sebeb-i iftirak
olan f›rkalardan, partilerden de¤ilim.
Elhâs›l:
Sultan Selim’e biat etmiflim. Onun ittihad-› ‹s-
lâmdaki fikrini kabul ettim. Zira o, Vilâyat-› fiarkiyeyi
ikaz etti; onlar da ona biat ettiler. fiimdiki flarkl›lar, o za-
mandaki flarkl›lard›r. Bu meselede seleflerim, fieyh Ce-
maleddin-i Efganî, allâmelerden M›s›r müftüsü merhum
Muhammed Abdüh, müfrit âlimlerden Ali Suavi, Hoca
Tahsin ve ittihad-› ‹slâm› hedef tutan Nam›k Kemal ve
Sultan Selim’dir ki, demifl:
‹htilâf ü tefrika endiflesi
Kûfle-i kabrimde hatta bîkarar eyler beni.
‹ttihatken savlet-i a
’
day› def
’
e çaremiz,
‹ttihat etmezse millet, da¤dar eyler beni.
Yavuz Sultan Selim
ahiret:
K›yâmetten sonra kurula-
cak olan âlem, öte dünya, ikinci
hayat.
âlim:
ilim ile u¤raflan; çok bilgili;
bilgin.
bîkarar:
karars›z, yerinde durma-
yan.
da¤dar:
pek ac›l›, üzüntülü. Gönlü
ac›l›.
def:
uzaklaflt›rma, itme, kovma.
efrad:
fertler.
fazilet:
meziyet, iyilik, ilim ve
iman, irfan yönünden yüksek de-
rece; erdem; dinî ve ahlâkî görev-
lere uyma derecesi.
f›rka:
grup, parti, topluluk, tü-
men.
fikr:
düflünce.
hahifl-i vicdani:
vicdana ait arzu.
Husumet:
düflmanl›k.
ibadet:
kulluk vazifesi.
ihtilâf ü tefrika:
uyuflmazl›k ve
anlaflamama.
ihtizaz:
deprenme, haz duyma,
ferahlama, flevk ile meyil ve ha-
reket, harekete geçme, titreflme,
titreflim.
ikaz:
gafletten kurtarma, uyan-
d›rma.
i’lâ-i kelimetullah:
Allah’›n ismi-
ni, davâs›n› yüceltmek, yaymak.
ittihad:
birlik.
ittihad-› ‹slâm:
‹slâm Birli¤i.
‹ttihat:
ayn› noktada birleflme.
Kâbe-i kemalât:
güzel huylar›n
hedefi ve merkezi.
kûfle-i kabir:
kabrin köflesi.
maksat:
ana fikir; kastedilmifl, is-
tenilen fley.
merhum:
ölmüfl, rahmete kavufl-
mufl.
mesele:
düflünülüp halledilecek
106 |
BED‹ÜZZAMAN SA‹D NURSÎ
‹
LK
H
AYATI
ifl ve husus, ehemmiyetli ifl;
problem.
muhabbet:
sevgi, sevmek.
müfrit:
ifrat eden, afl›r›ya gi-
den.
müftü:
fetva veren.
müteallik:
alâkal›, ba¤l›.
nispet:
münâsebet, yak›nl›k,
ba¤l›l›k, oran, ölçü; ra¤men,
inat olarak, inat olsun diye.
savlet-i a’da:
düflman›n sald›-
r›s›.
sebeb-i iftirak:
ayr›l›k sebebi.
selef:
evvelce bulunmufl
olan, yerine geçilen.
sevk:
önüne kat›p sürme.
silsile-i nuranî:
nurânî silsile,
soy.
flark:
do¤u.
fleriat:
do¤ru yol, hak din yo-
lu; ‹slâm dini, ‹slâm’›n bütün
hükümleri.
flevk:
çok fliddetli arzu, nefl’e.
fieyh:
tarikat dersi veren mâ-
nevî lider, mürflid.
taassup:
fliddetli ve afl›r› ba¤-
l›l›k.
taharri-i hakikat:
hakikatin
araflt›r›lmas›.
tarik-› terakki:
ilerleme yolu.
terakki:
yükselme, ilerleme.
teflebbüs:
bir ifle giriflmek,
sa¤lam bir niyetle bir fleye
bafllamak.
tezahür:
görünme, belirme,
ortaya ç›kma.
ulülemir:
emir sahipleri.
vahflet:
korku ve ürküntü,
vahflîlik, ›ss›zl›k, yabanilik.
vilâyat-› flarkiye:
flark, do¤u
vilâyetleri.
1...,96,97,98,99,100,101,102,103,104,105 107,108,109,110,111,112,113,114,115,116,...1390
Powered by FlippingBook