Tarihçe-i Hayat - page 97

‹ki Mekteb-i Musibet fiahadetnamesi yahut Divan-›
Harb-i Örfî ve Said Nursî
adl› eserden parçalar:
2
/
?p
ór
ªn
ëp
H o
í u
Ñ°n
ùo
j s
’p
G m
Ar
Àn
T r
øp
e r
¿p
Gn
h
1
¯ o
¬n
fÉn
ër
Ñ°o
S /
¬p
ª°r
SÉp
H
Mukaddeme
Vakta ki hürriyet divanelikle yâd olunurdu; zay›f istib-
dat t›marhaneyi bana mektep eyledi. Vakta ki itidal, isti-
kamet irtica ile iltibas olundu; Meflrutiyette fliddetli istib-
dat hapishaneyi mektep eyledi.
Ey flu flahadetnamemi temafla eden zevat! Lütfen ruh
ve hayalinizi misafireten, yeni medeniyete kar›flm›fl asa-
bî bir bedevî talebenin hâl-i ihtilâlde olan ceset ve dima-
¤›na gönderiniz. Tâ tahtie ile hataya düflmeyiniz.
Otuz Bir Mart Hâdisesinde divan-› harb-i örfîde dedim
ki:
Ben talebeyim. Onun için her fleyi mizan-› fleriatla mu-
vazene ediyorum. Ben milliyetimizi, yaln›z ‹slâmiyet bili-
yorum. Onun için her fleyi de ‹slâmiyet nokta-i nazar›n-
dan muhakeme ediyorum.
Ben hapishane denilen âlem-i berzah›n kap›s›nda du-
rurken ve dara¤ac› denilen istasyonda ahirete giden fli-
mendiferi beklerken, cemiyet-i befleriyenin gaddarâne
hâllerini tenkit ederek, de¤il yaln›z sizlere, belki bu
zamandaki nev-i benîbeflere irad etti¤im bir nutuktur.
Onun için,
3
o
ôp
FGn
ô°s
ùdG n
¤r
Ño
J n
?r
ƒn
j
s›rr›nca, kabr-i kalpten
TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 97
LK
H
AYATI
ma hali.
hayal:
zihinde tasarlanan, canlan-
d›r›lan ve gerçekleflmesi özlenen
fley, düfl, hulya; görüntü; belli be-
lirsiz görülen fley, gölge.
hürriyet:
özgürlük.
iltibas:
birbirine benzeyen fleyle-
re flafl›r›p birbirine kar›flt›rmak,
yanl›fll›k, kar›fl›kl›k.
irad etmek:
söylemek, getirmek.
irtica:
geriye dönme, eski hayat
tarz›na dönmek.
istasyon:
durak.
istibdat:
kànuna ve nizâma tâbî
olmayan, keyfî, bask›c› yönetim;
zulüm ve tahakküm.
istikamet:
do¤ruluk, nâmuslu
hareket; yön, cihet.
itidal:
denge, istikàmet. So¤uk-
kanl›l›k. Emin olma hâli.
kabr-i kalp:
kalbin ortas›, merke-
zi.
medeniyet:
sosyal meselelerde,
ilim, fen ve sanatta daha tekâmül
etmifl geliflmifl cemiyet.
mektep:
okul; yaz› yazacak yer.
meflrutiyet:
bir hükümdar›n bafl-
kanl›¤› alt›ndaki millet meclisi ile
idâre edilen devlet sistemi.
milliyet:
milliyetçilik fikri.
mizan-› fleriat:
fleriat›n ölçüleri.
muhakeme:
ak›l yürütüp do¤ru
bir netice elde edebilme, tartma,
de¤erlendirme; yarg›lama.
mukaddeme:
girifl, ilk söz, bafl-
lang›ç, önde gelen.
muvazene:
ölçülülük, dengeli ol-
ma; tartma, ölçme, düflünme,
karfl›laflt›rma.
nev-i benîbefler:
insano¤lu cinsi.
nokta-i nazar:
görüfl, bir nevi fi-
kir, bak›fl aç›s›.
nutuk:
konuflma, hitâbet.
s›r:
Cenab-› Hakk›n bakt›¤› yer
olan kalbdeki latîfe, gizli hakîkat.
flahadetnâme:
diploma.
fliddet:
sertlik, kat›l›k.
flimendifer:
demiryolu katar›,
tren.
tahtie:
yanl›fl›n› göstermek.
temafla:
hofllanarak bakmak,
seyretmek, ibretle bakmak.
tenkit:
elefltiri.
yad:
anma, hat›rlama, hat›rda
tutmak.
zevat:
zatlar, kifliler.
ahiret:
K›yâmetten sonra ku-
rulacak olan âlem, öte dünya,
ikinci hayat.
âlem-i berzah:
ölenlerin, K›-
yâmete kadar bulunduklar›
âlem; kabir âlemi; ruhlar›n ve
rûhânîlerin bulundu¤u âlem..
asabî:
sinirli, öfkeli.
bedevî:
göçebe hayat› yafla-
yan; çölde yaflayan.
cemiyet-i befleriye:
toplum;
insanlar›n oluflturdu¤u toplu-
luk veya kurumlar..
ceset:
ölmüfl canl› vücudu.
dara¤ac›:
îdama mahkûm
olanlar›n as›ld›klar› sehpa.
dima¤:
ak›l, zihin, fikir, beyin.
divane:
deli, kaç›k, budala; bir
fleye çok düflkün olmak.
divan-› harb-i örfî:
‹ttihad ve
Terakki hükûmeti zaman›nda
kurulan ve oldukça sert ka-
rarlar alan s›k›yönetim mah-
kemesi.
gaddarâne:
gaddarcas›na.
hâdise:
olay.
hâl-i ihtilâl:
ihtilâl, dalgalan-
1.
Allah'›n ad›yla. Onu her türlü noksandan tenzih ederiz.
2.
Hiçbir fley yoktur ki Onu övüp, Onu tesbih etmesin. (‹sra Suresi: 44.)
3.
S›rlar›n ortaya ç›kt›¤› gün. (Tar›k Suresi: 9.)
1...,87,88,89,90,91,92,93,94,95,96 98,99,100,101,102,103,104,105,106,107,...1390
Powered by FlippingBook