ramazan- sükûtun sevabdr ki; azapsz, cennet-i terakki
ve medeniyet kaplarn bize açmfltr. Hâkimiyet-i milli-
yenin beraat-i istihlâli olan kanun-i flerî, hâzin-i cennet
gibi, bizi duhule davet ediyor.
Ey mazlum ihvan- vatan! Gidelim, dahil olalm. Birin-
ci kaps, fleriat dairesinde ittihad- kulûp; ikincisi, mu-
habbet-i milliye; üçüncüsü, maarif; dördüncüsü, say-i in-
sanî; beflincisi, terk-i sefahattir. Ötekilerini sizin zihninize
havale ediyorum...
Sakn ey ihvan- vatan! Sefahatlerle ve dinde lâubali-
liklerle tekrar öldürmeyiniz. Ve bütün efkâr- fasideye ve
ahlâk- rezileye ve desais-i fleytaniyeye ve tabasbusata
karfl fieriat- Garra üzerine müesses olan kanun-i esasî
Azrail hükmüne geçti, onlar susturdu.
Sakn ey ihvan- vatan! srafat ve hilâf- fleriat ve leza-
iz-i nameflrua ile tekrar ihya etmeyiniz. Demek flimdiye
kadar mezarda idik, çürüyorduk. fiimdi bu ittihad- millet
ve meflrutiyet ile rahm- madere geçtik, neflvünema bu-
laca¤z. Yüz bu kadar sene geri kald¤mz mesafe-i te-
rakkiden, inflaallah mucize-i Peygamberî ile flimendifer-i
kanun-i fleriye-i esasiyeye amelen ve burak- meflveret-i
fleriyeye fikren binece¤iz. Bu vahfletengiz sahra-i kebîri
ksa zamanda tayyetmekle beraber, milel-i mütemeddine
ile omuz omuza müsabaka edece¤iz. Zira onlar kâh öküz
arabasna binmifller, yola gitmifller; biz birden bire fli-
mendifer ve balon gibi mebadiye binece¤iz, geçece¤iz.
Belki cami-i ahlâk- hasene olan hakikat-i slâmiyenin ve
ahlâk- rezile:
kötü ahlâk.
amel:
fiil, ifl, emek.
beraat-i istihlâl:
bir kitabn, bir
fliirin veya bir makalenin baflnda
o içindekile hakknda toplu bir fi-
kir verecek surette güzel sözler
kullanma.
burak- meflveret-i fleriye:
fleri-
atn ilerlemeye, geliflmeye in mü-
sait meflveret sistemi.
camî-i ahlâk- hasene:
Bütün gü-
zel ahlaklar toplayan.
cennet-i terakki:
cenneti andran
ilerleme.
desais-i fleytaniye:
fleytana âit
gizli hileler.
duhûl:
dahil edilme, bir yere koy-
ma.
efkâr- faside:
bozuk fikirler, kö-
tü düflünceler.
fikren:
düflünce itibâriyle, fikir
bakmndan.
hakikat-i slâmiye:
slâmiyet ha-
kikat.
hâkimiyet-i milliye:
millî hakimi-
yet.
havale:
bir ifli veya bir fleyi baflka
birisine brakma, smarlama.
hâzin-i Cennet:
Cennet hazinele-
rinin bekçisi, teflrifatçs.
hilâf- fleriat:
fleriata aykr.
hüküm:
.
ihvan- vatan:
vatan evlatlar.
ihya:
diriltme, hayat verme.
inflaallah:
Allahn izin ve müsa-
adesiyle.
israfat:
lüzumundan fazla yaplan
harcamalar, israflar.
ittihad- kulûb:
kalblerin birlefl-
mesi.
ittihad- millet:
milletin birli¤i.
kâh:
zaman olur, bâzan.
kanun-i esasî:
anayasa.
kanun-i flerî:
fleriatn kanunu.
lâubali:
geveze, zevzek.
lezaiz-i nameflrua:
helâl olma-
yan lezzetler.
maarif:
tahsil ile elde edilen bilgi,
ilim; mahâret, üstadlk, hüner;
marifetler, kültürler; e¤itim.
mazlum:
zulme u¤rayan.
mebadi:
tohum, bafllangç ve çe-
kirdekler.
medeniyet:
sosyal meselelerde,
ilim, fen ve sanatta daha tekâmül
etmifl geliflmifl cemiyet.
mesafe-i terakki:
ilerlemedeki
mesafe.
meflrutiyet:
bir hükümdarn bafl-
kanl¤ altndaki millet meclisi ile
idâre edilen devlet sistemi.
milel-i mütemeddine:
medeni
milletler.
88 |
BEDÜZZAMAN SAD NURSÎ
LK
H
AYATI
mucize-i Peygamberî:
Pey-
gamber mucizesi.
muhabbet-i milliye;:
millî
muhabbet.
müesses:
kurulmufl, tesis
edilmifl.
müsabaka:
yarflma.
neflvünema:
büyüme ve ye-
tiflme, geliflme.
rahm- mader:
ana rahmi.
ramazan- sükût:
sessizlik
orucu hükmünde geçen süre.
sahra-i kebir:
büyük çöl; Ce-
zayir, Tunus ve Libyann gü-
neyinden Çat Çölü hizasna
kadar uzanan Afrikann en
büyük çölü.
say-i insanî:
insann çalflma-
s.
Sefahet:
zevk, e¤lence ve ya-
sak fleylere düflkünlük.
sevap:
hayr. lâhî mükâfat
kazandran ifller.
fleriat:
do¤ru yol, hak din yo-
lu; slâm dini, slâmn bütün
hükümleri.
fieriat- Garra:
parlak din; s-
lâmiyet.
flimendifer:
demiryolu katar,
tren.
flimendifer-i kanun-i fleri-
ye-i esasiye:
fleriatn esas ka-
nunlarnn treni, vastas
tabasbusat:
yaltakçlk, dal-
kavukluk.
tayy:
sarmak, dürmek, atla-
mak, üzerinden geçmek.
terk-i sefahat:
sefahatten
uzaklaflmak, terk etmek.
vahfletengiz:
korkulu, vahflet
dolu.