Şualar - page 636

ve yardımcılarımı ürkütecek esbabın çoğaltılmaması ve
sözlerime itimadı kazanmak için, zahiren şahsıma bir kıs-
mını kabul etmiştim.
size ihtar ediyorum: Fânî ve kabir kapısındaki çürük
şahsımı çürütmeye ihtiyaç yok ve bu kadar ehemmiyet
vermeye de lüzum yok. Fakat risale-i nur ile mübareze
edemezsiniz ve etmeyiniz. onu mağlûp edemezsiniz. Mü-
barezede millet ve vatana büyük zarar edersiniz. Fakat şa-
kirtlerini dağıtamazsınız. Çünkü, hakikat-i kur’âniyenin
muhafazası yolunda kırk elli milyon şehit veren bu vatan-
daki geçmiş ecdatlarımızın ahfatlarına bu zamanda haki-
kat-i kur’âniyenin muhafazası ve âlem-i İslâm’ın nazarın-
da eskisi gibi dindarâne kahramanlıkları terk ettirilmeye-
cek. zahiren çekilseler de, o halis şakirtler, ruhucanıyla o
hakikate bağlıdırlar ve o hakikatin bir âyinesi olan risa-
le-i nur’u terk edip, o terkle vatan ve millet ve asayişe za-
rar vermeyeceklerdir.
son sözüm:
o
âr
?n
c
n
ƒn
J p
¬r
«n
?n
Y n
ƒo
g s
’p
G n
¬'
dp
G n
B’ *G n
»p
Ñr
°ùn
M r
?o
?n
a Gr
ƒs
dn
ƒn
J r
¿p
Én
a
(1)
p
º«/
¶n
©r
dG p
¢Tr
ôn
©r
dG t
Ün
Q n
ƒo
gn
h
@
ahfat:
oğul oğulları, torunlar.
âlem-i İslâm:
İslâm âlemi, İslâm
dünyası.
asayiş:
emniyet, kanun ve nizam
hâkimiyetin sağlanması.
âyine:
ayna.
dindarâne:
dindar bir kimseye ya-
kışacak tarzda.
ecdat:
dedeler, büyük babalar,
atalar.
ehemmiyet:
önem, değer, kıy-
met.
esbap:
sebepler, vasıtalar.
fânî:
ölümlü, geçici.
şakirt:
talebe, öğrenci.
şehit:
Allah’ın ve yüce dininin
adını yüceltme uğrunda canını
feda ederek savaşta vurulup
ölen Müslüman.
hakikat:
gerçek.
hakikat-i Kur’âniye:
Kur’ân’a
ait olan gerçek.
halis:
samimî, her amelini yal-
nız Allah rızası için işleyen.
ihtar:
hatırlatma, uyarı.
itimat:
dayanma, güvenme.
kabir:
mezar.
mağlup:
yenilmiş, kendisine
galip gelinmiş, yenilen kimse.
mübareze:
çatışma, kavga.
muhafaza:
koruma.
nazar:
bakış, dikkat.
ruh:
dirilik kaynağı, hayatın
temeli ve sebebi olan manevî
varlık.
ruhucân:
ruh ve can; ruh ve
canla.
zahiren:
görünüşte.
1.
Ey peygamber, eğer insanlar senden yüz çevirirse, sen de ki: “Allah bana yeter. Ondan baş-
ka ibadete lâyık hiçbir ilâh yoktur. Ben ona tevekkül ettim. Yüce arşın Rabbi de Odur.”
(Tevbe Suresi: 129.)
o
n
d
ördÜncÜ
Ş
ua
| 636 | Şualar
1...,626,627,628,629,630,631,632,633,634,635 637,638,639,640,641,642,643,644,645,646,...1581
Powered by FlippingBook