Şualar - page 1065

Birinci Şua
W
(1)
o
Ú/
©n
à°r
ùn
f /
¬p
Hn
h
iKiaCipSuaLEKarşIdEf’aTENhaTIragELEN­
garipCEvapTIr.
Birinci Sual
Denildi ki
: “Fatiha ve Yâsin ve hatm-i kur’ânî gibi
okunan virtler, kudsî şeyler, bazen hadsiz ölmüş ve sağ
insanlara bağışlanıyor. Hâlbuki böyle cüz’î bir tek hediye
an-ı vahitte hadsiz zatlara yetişmek ve her birisine aynı
hediye düşmek, tavr-ı aklın haricindedir.”
Elcevap
: Fâtır-ı Hakîm, nasıl ki unsur-i havayı kelime-
lerin berk gibi intişarlarına ve tekessürlerine bir mezraa
ve bir vasıta yapmış ve radyo vasıtasıyla bir minarede oku-
nan ezan-ı Muhammedî (
AsM
), umum yerlerde ve umum
insanlara aynı anda yetiştirmek gibi; öyle de, okunan bir
Fatiha dahi, meselâ umum ehl-i iman emvatına aynı an-
da yetiştirmek için hadsiz kudret ve nihayetsiz hikmetiyle
manevî âlemde, manevî havada çok manevî elektrikleri,
manevî radyoları sermiş, serpmiş; fıtrî telsiz telefonlarda
istihdam ediyor, çalıştırıyor.
Şualar | 1065 |
B
irinci
Ş
ua
rolunma.
istihdam:
bir hizmette kullanma,
çalıştırma.
kudret:
güç, kuvvet, iktidar.
kudsî:
mukaddes, yüce.
manevî:
manaya ait, maddî olma-
yan.
meselâ:
örneğin.
mezraa:
ziraat yapılacak yer, tar-
la, ekilecek yer.
nihayetsiz:
sonsuz, sınırsız.
sual:
soru.
tavr-ı akıl:
akıl çizgisi, akıl ölçüle-
ri.
tekessür:
çoğalma, kesretli olma.
umum:
bütün.
unsur-ı hava:
hava unsuru.
vasıta:
aracı.
vasıta:
aracılık.
virt:
zikir; belli zamanlarda, belli
sayıda, belli duaların zikir olarak
belli biçimde ve düzenli şekilde
okunması.
zat:
kişi, şahıs.
acip:
tuhaf, hayrette bırakan.
âlem:
varlık sınıflarından her
biri.
an-ı vahit:
pek az, pek kısa
bir süre, bir an.
berk:
şimşek.
cüz’î:
az bir parça.
def’aten:
birdenbire, bir defa-
da, anî olarak.
ehl-i iman:
inananlar, iman
sahipleri.
elcevap:
cevap olarak.
emvat:
ölüler.
ezan-ı Muhammedî:
Hz. Mu-
hammed’in tebliğ ettiği dinin
ezanı.
Fâtır-ı Hakîm:
her şeyi bir
maksada uygun ve hikmetle
benzersiz bir şekilde yaratan
Allah.
Fatiha:
Kur’ân-ı Kerîm’in birinci
suresi.
fıtrî:
tabiî, yaratılıştaki, doğuş-
tan olan.
garip:
tuhaf, şaşılacak.
hadsiz:
sınırsız, sonsuz.
hariç:
dışarı.
hatm-i Kur’ânî:
Kur’ân-ı Ke-
rîm’i baştan sona okuyup bi-
tirme.
hikmet:
İlâhî gaye, yüksek bil-
gi, fayda.
intişar:
yayılma, dağılma, neş-
1.
Rahman ve Rahîm olan Allah’ın adıyla.
Ve ancak Ondan yardım dileriz.
1...,1055,1056,1057,1058,1059,1060,1061,1062,1063,1064 1066,1067,1068,1069,1070,1071,1072,1073,1074,1075,...1581
Powered by FlippingBook