yeisten kurtaracak Mehdî manasna muhtaçtr. Bu ma-
nada her asrn bir hissesi bulunmak lâzmdr. Hem gaflet
içinde fenalara uymamak ve lâkaytlkta nefsin dizginini
brakmamak için, nifakn baflna geçecek müthifl flahs-
lardan her asr çekinmeli ve korkmal. E¤er tayin edilsey-
di, maslahat- irflad- umumî zayi olurdu.
fiimdi, Mehdî gibi eflhasn hakkndaki rivayatn ihtilâ-
fat ve srr fludur ki: Ehadisi tefsir edenler, metn-i ehadi-
si tefsirlerine ve istinbatlarna tatbik etmifller. Meselâ,
merkez-i saltanat o vakit fiamda veya Medinede oldu-
¤undan, vukuat- Mehdiye veya Süfyaniyeyi merkez-i sal-
tanat civarnda olan Basra, Kûfe, fiam gibi yerlerde ta-
savvur ederek öyle tefsir etmifller. Hem de, o eflhasn
flahs- manevîsine veya temsil ettikleri cemaate ait âsâr-
azîmeyi o eflhasn zatlarnda tasavvur ederek öyle tefsir
etmifller ki, o eflhas- harika çktklar vakit bütün halk
onlar tanyacak gibi bir flekil vermifller. Hâlbuki, demifl-
tik, bu dünya tecrübe meydandr. Akla kap açlr, fakat
ihtiyar elinden alnmaz. Öyle ise, o eflhas, hatta o müt-
hifl Deccal dahi çkt¤ zaman çoklar, hatta kendisi de
bidayeten Deccal oldu¤unu bilmez. Belki nur-u imann
dikkatiyle o eflhas- ahir zaman tannabilir.
Alâmet-i kyametten olan Deccal hakknda hadis-i fle-
rifte,
Birinci günü bir sene, ikinci günü bir ay, üçüncü
günü bir hafta, dördüncü günü eyyam- saire gibidir. Çk-
t¤ zaman dünya iflitir. Krk günde dünyay gezer.
1
riva-
yet ediliyor. nsafsz insanlar bu rivayete muhal demifller.
SÖZLER | 551
Y
RM
D
ÖRDÜNCÜ
S
ÖZ
eyyam- saire:
di¤er günler.
gaflet:
Allahtan uzaklaflp nefsi-
nin arzularna dalmak.
hadis-i flerif:
Peygamberimizin
sözleri, fiilleri ve görüp te sustu¤u
fleylerin yazyla ifade edilen riva-
yetleri.
ihtilâfat:
farkllklar.
ihtiyar:
irade, tercih.
istinbat:
bir söz veya iflten mana
çkarma.
lâkayt:
ilgisiz.
lâzm:
gerekli.
maslahat- irflad- umumî:
her-
kesi do¤ru yola sevk etmenin ge-
re¤i.
Mehdî:
hadislere göre ahir za-
manda tevhidi esas alarak iman
muhafaza edip slâmiyeti hurafe-
lerden ve bidalardan arndrarak
zamann anlayflna göre yenile-
yecek olan âlim ve önder zat.
merkez-i saltanat:
saltanatn yö-
netim merkezi.
metn-i ehadis:
hadislerin metni.
muhal:
imkânsz.
müthifl:
dehflet veren, ürküten.
nefis:
insan sürekli kötülü¤e
sevk eden kuvvet.
nifak:
iki yüzlülük, münafklk.
nur-u iman:
imandan gelen nur,
flk.
rivayat:
nakiller.
rivayet:
nakil.
sr:
konunun hakikati, en ince ya-
n.
flahs- manevî:
manevî flahs.
flahs:
kifli, kimse.
tasavvur:
zihinde flekillendirme,
düflünme.
tatbik:
uygulama.
tayin:
belirlenme.
tecrübe:
imtihan, snanma.
tefsir:
açklama, izah.
temsil:
bir fleyin sembolü olma.
vukuat- Mehdiye:
Mehdînin
gelmesiyle ortaya çkacak hâdi-
seler.
yeis:
ümitsizlik.
zat:
kendi.
zayi:
elden çkan.
alâmet-i kyamet:
kyamet
alâmeti.
âsâr- azîme:
büyük eserler.
bidayet:
bafllangç.
cemaat:
topluluk.
civar:
çevre.
deccal:
nifakla, aldatarak ifl
yapaca¤ belirtilen yalanc ve
zararl flahs, güç.
dizgin:
sevk ve idare, yönet-
me.
ehadis:
Peygamberimizin ha-
disleri.
eflhas:
flahslar.
eflhas- ahir zaman:
ahir za-
man flahslar.
eflhas- harika:
harika flahs-
lar.
1.
Müslim
, Fiten: 110;
Müsned
, 3:367, 4:181;
Tirmizî
, Fiten: 59;
bni Mâce
, Fiten: 33.