Sözler - page 551

yeisten kurtaracak “Mehdî” manas›na muhtaçt›r. Bu ma-
nada her asr›n bir hissesi bulunmak lâz›md›r. Hem gaflet
içinde fenalara uymamak ve lâkaytl›kta nefsin dizginini
b›rakmamak için, nifak›n bafl›na geçecek müthifl flah›s-
lardan her as›r çekinmeli ve korkmal›. E¤er tayin edilsey-
di, maslahat-› irflad-› umumî zayi olurdu.
fiimdi, Mehdî gibi eflhas›n hakk›ndaki rivayat›n ihtilâ-
fat› ve s›rr› fludur ki: Ehadisi tefsir edenler, metn-i ehadi-
si tefsirlerine ve istinbatlar›na tatbik etmifller. Meselâ,
merkez-i saltanat o vakit fiam’da veya Medine’de oldu-
¤undan, vukuat-› Mehdiye veya Süfyaniyeyi merkez-i sal-
tanat civar›nda olan Basra, Kûfe, fiam gibi yerlerde ta-
savvur ederek öyle tefsir etmifller. Hem de, o eflhas›n
flahs-› manevîsine veya temsil ettikleri cemaate ait âsâr-›
azîmeyi o eflhas›n zatlar›nda tasavvur ederek öyle tefsir
etmifller ki, o eflhas-› harika ç›kt›klar› vakit bütün halk
onlar› tan›yacak gibi bir flekil vermifller. Hâlbuki, demifl-
tik, bu dünya tecrübe meydan›d›r. Akla kap› aç›l›r, fakat
ihtiyar› elinden al›nmaz. Öyle ise, o eflhas, hatta o müt-
hifl Deccal dahi ç›kt›¤› zaman çoklar›, hatta kendisi de
bidayeten Deccal oldu¤unu bilmez. Belki nur-u iman›n
dikkatiyle o eflhas-› ahir zaman tan›nabilir.
Alâmet-i k›yametten olan Deccal hakk›nda hadis-i fle-
rifte, “
Birinci günü bir sene, ikinci günü bir ay, üçüncü
günü bir hafta, dördüncü günü eyyam-› saire gibidir. Ǜk-
t›¤› zaman dünya iflitir. K›rk günde dünyay› gezer.
”
1
riva-
yet ediliyor. ‹nsafs›z insanlar bu rivayete muhal demifller.
SÖZLER | 551
Y
‹RM‹
D
ÖRDÜNCÜ
S
ÖZ
eyyam-› saire:
di¤er günler.
gaflet:
Allah’tan uzaklafl›p nefsi-
nin arzular›na dalmak.
hadis-i flerif:
Peygamberimizin
sözleri, fiilleri ve görüp te sustu¤u
fleylerin yaz›yla ifade edilen riva-
yetleri.
ihtilâfat:
farkl›l›klar.
ihtiyar:
irade, tercih.
istinbat:
bir söz veya iflten mana
ç›karma.
lâkayt:
ilgisiz.
lâz›m:
gerekli.
maslahat-› irflad-› umumî:
her-
kesi do¤ru yola sevk etmenin ge-
re¤i.
Mehdî:
hadislere göre ahir za-
manda tevhidi esas alarak iman›
muhafaza edip ‹slâmiyeti hurafe-
lerden ve bid’alardan ar›nd›rarak
zaman›n anlay›fl›na göre yenile-
yecek olan âlim ve önder zat.
merkez-i saltanat:
saltanat›n yö-
netim merkezi.
metn-i ehadis:
hadislerin metni.
muhal:
imkâns›z.
müthifl:
dehflet veren, ürküten.
nefis:
insan› sürekli kötülü¤e
sevk eden kuvvet.
nifak:
iki yüzlülük, münaf›kl›k.
nur-u iman:
imandan gelen nur,
›fl›k.
rivayat:
nakiller.
rivayet:
nakil.
s›r:
konunun hakikati, en ince ya-
n›.
flahs-› manevî:
manevî flah›s.
flah›s:
kifli, kimse.
tasavvur:
zihinde flekillendirme,
düflünme.
tatbik:
uygulama.
tayin:
belirlenme.
tecrübe:
imtihan, s›nanma.
tefsir:
aç›klama, izah.
temsil:
bir fleyin sembolü olma.
vukuat-› Mehdiye:
Mehdî’nin
gelmesiyle ortaya ç›kacak hâdi-
seler.
yeis:
ümitsizlik.
zat:
kendi.
zayi:
elden ç›kan.
alâmet-i k›yamet:
k›yamet
alâmeti.
âsâr-› azîme:
büyük eserler.
bidayet:
bafllangݍ.
cemaat:
topluluk.
civar:
çevre.
deccal:
nifakla, aldatarak ifl
yapaca¤› belirtilen yalanc› ve
zararl› flah›s, güç.
dizgin:
sevk ve idare, yönet-
me.
ehadis:
Peygamberimizin ha-
disleri.
eflhas:
flah›slar.
eflhas-› ahir zaman:
ahir za-
man flah›slar›.
eflhas-› harika:
harika flah›s-
lar.
1.
Müslim
, Fiten: 110;
Müsned
, 3:367, 4:181;
Tirmizî
, Fiten: 59;
‹bni Mâce
, Fiten: 33.
1...,541,542,543,544,545,546,547,548,549,550 552,553,554,555,556,557,558,559,560,561,...1482
Powered by FlippingBook