Ramazanda, saat-i icabe-i duay Cuma gününde, mak-
bul velisini insanlar içinde, eceli ömür içinde ve kyame-
tin vaktini ömr-ü dünya içinde saklamfl.
1
Zira, ecel-i insan muayyen olsa, yar ömrüne kadar
gaflet-i mutlaka, yardan sonra dara¤acna adm adm
gitmek gibi bir dehflet verecek. Hâlbuki, ahiret ve dünya
muvazenesini muhafaza etmek ve her vakit havf ve reca
ortasnda bulunmak maslahat, iktiza eder ki, her dakika
hem ölmek, hem yaflamak mümkün olsun. fiu hâlde
müphem tarzdaki yirmi sene müphem bir ömür, bin se-
ne muayyen bir ömre müreccahtr.
flte kyamet dahi flu insan- ekber olan dünyann ece-
lidir. E¤er vakti taayyün etseydi, bütün kurun-u ulâ ve
vusta gaflet-i mutlakaya dalacak idiler ve kurun-u uhra
dehflette kalacakt. nsan, nasl hayat- flahsiyesiyle hane-
sinin ve köyünün bekasyla alâkadardr; öyle de, hayat-
içtimaiye ve neviyesiyle küre-i arzn ve dünyann yafla-
masyla alâkadardr. Kurân,
2
o
án
YÉ° s
ùdG p
ân
Hn
ôn
àr
bp
G
der.
Kya-
met yakndr
, ferman ediyor. Bin bu kadar sene geçtik-
ten sonra gelmemesi, yaknl¤na halel vermez. Zira,
kyamet dünyann ecelidir. Dünyann ömrüne nispeten
bin veya iki bin sene, bir seneye nispetle bir iki gün ve-
ya bir iki dakika gibidir. Saat-i kyamet yalnz insaniyetin
eceli de¤il ki, onun ömrüne nispet edilip bait görülsün.
flte bunun içindir ki, Hakîm-i Mutlak, kyameti Mugay-
yebat- Hamseden olarak, ilminde saklyor. flte bu ip-
ham srrndandr ki, her asr, hatta asr- hakikatbin olan
SÖZLER | 549
Y
RM
D
ÖRDÜNCÜ
S
ÖZ
ecel:
her canlnn Allah tarafndan
takdir edilen ölüm vakti.
ecel-i insan:
insann, Allah tara-
fndan tayin edilen ölüm vakti.
ferman:
emir, buyruk.
gaflet-i mutlaka:
tam gaflet hâli,
vurdum duymazlk, nefsine ve
hevesatna uyarak, Allah ve
emirlerini unutma
Hakîm-i Mutlak:
sonsuz hikmet
sahibi ve her fleyi gayeli ve fay-
dal yaratan, Allah.
halel:
eksiklik, noksanlk.
hane:
ev, ikamet edilen yer.
havf:
korku, korkma.
hayat- içtimaiye:
toplumun sos-
yal hayat.
hayat- flahsiye:
flahsa ait hayat.
iktiza:
gerekme, gerektirme.
ilim:
bilgi.
insaniyet:
insanlk, bütün insan-
lar.
insan- ekber:
büyük ve en mak-
bul olan insan, kâinat.
ipham:
kapal brakma, anlamn
açk olmayfl.
kurun-u uhra:
ortaça¤ sonras,
son ça¤.
kurun-u ulâ:
ilk ça¤.
kurun-u vusta:
ortaça¤.
küre-i arz:
yer küresi, dünya.
kyamet:
dünyann sonu.
makbul:
kabul edilmifl olan, red-
dedilmeyen.
maslahat:
yerine göre icap edifl.
muayyen:
belirli, belli.
mugayyebat- hamse:
insanlarn
önceden bilemeyecekleri befl hu-
sus
muhafaza:
koruma.
muvazene:
denge.
müphem:
belirsiz.
müreccah:
tercih edilen.
nev:
cins, tür, çeflit.
nispet:
oran, ölçü.
ömr-ü dünya:
dünya hayat.
ömür:
yaflama süresi, hayat
müddeti.
Ramazan:
Üç Aylarn sonuncusu,
oruç ay.
reca:
ümit hâli.
saat-i icabe-i dua:
dualarn kabul
edildi¤i vakit.
saat-i kyamet:
kyamet vakti.
sr:
gizli gaye ve maksat.
taayyün:
belli olma.
tarz:
biçim, flekil, suret.
velî:
Allahn sevgisine, himayesi-
ne kavuflmufl, ermifl kimseler.
zira:
çünkü.
ahiret:
kyametten sonra ku-
rulacak olan âlem.
alâkadar:
iliflkili, ilgili, müna-
sebetli, ba¤l.
asr- hakikatbin:
gerçekleri
görebilen asr.
baid:
uzak, rak.
beka:
ebedîlik, sonsuz hayat.
dara¤ac:
idama mahkûm
olanlarn asldklar sehpa.
dehflet:
korkma, büyük kor-
ku hâli, ürkme.
1.
Münebbihat- bni Hacer
, s. 25.
2.
Kamer Suresi: 1.