çkmasa idi, flimdi krk para ile ald¤mz hâlde, yüz lira-
ya alamazdk.
Evet bütün istibat, müflkülât, suubet, helâket, belki
muhaliyet, onu tanmamaktadr. Çünkü, nasl bir a¤aca,
bir kökte, bir kanunla, bir merkezde hayat veriliyor; bin-
ler meyvelerin teflekkülü, bir meyve gibi sühulet peyda
eder. E¤er o a¤acn meyveleri ayr ayr merkeze ve kö-
ke, ayr ayr kanunla raptedilse, her bir meyve bütün
a¤aç kadar müflkülâtl olur. Hem nasl bütün ordunun
teçhizat bir merkezde, bir kanunla, bir fabrikadan çksa,
kemiyetçe bir neferin teçhizat kadar kolaylaflr. E¤er her
bir neferin ayr ayr yerlerde teçhizat yaplsa, alnsa, her
bir neferin teçhizat için, bütün ordunun teçhizatna lâ-
zm fabrikalar bulunmas lâzmdr.
Aynen bu iki misal gibi, flu muntazam sarayda, flu mü-
kemmel flehirde, flu müterakki memlekette, flu muhte-
flem âlemde bütün bu fleylerin icad bir tek zata verildi¤i
vakit, o kadar kolay olur, o kadar hiffet peyda eder ki,
gördü¤ümüz nihayetsiz ucuzlu¤a ve mebzuliyete ve saha-
vete sebebiyet verir. Yoksa her fley o kadar pahal, o ka-
dar müflkülâtl olacak ki, dünya verilse birisi elde edile-
mez.
ONUNCU BÜRHAN
Gel, ey bir parça insafa gelmifl arkadafl! On befl gün-
dür
(HAfiYE)
biz buradayz. E¤er flu âlemin nizamlarn bil-
mezsek, padiflahn tanmazsak, cezaya müstahak oluruz.
âlem:
dünya.
bürhan:
delil.
helâket:
mahvolma, mahvolufl.
hiffet peyda etme:
hafiflik ka-
zanma, kolaylaflma.
icat:
yoktan var etme, yaratma.
insaf:
hakk kabule dayal lml
davranfl.
istibat:
akldan uzak görme.
kemiyet:
sayca.
krk para:
eskiden kullanlan bir
para birimi, 100 para 1 kurufltur.
lâzm:
gerekli.
mebzuliyet:
bolluk, çokluk.
memleket:
ülke.
misal:
örnek.
muhaliyet:
imkânszlk.
muhteflem:
görkemli.
muntazam:
düzenli.
mükemmel:
noksansz, ku-
sursuz.
müstahak:
hak eden.
müflkülât:
zorluk, güçlük.
müterakki:
ilerlemifl.
nefer:
asker, er.
nihayetsiz:
sonsuz.
nizam:
kanun; düzen.
raptetmek:
ba¤lamak.
sahavet:
cömertlik.
sebebiyet verme:
sebep ol-
ma.
sinn-i teklif:
bulû¤ ça¤, insa-
nn dini emirleri yapmakla
yükümlü oldu¤u ça¤.
suubet:
güçlük, zorluk.
sühulet peyda etmek:
ko-
laylk kazanmak.
teçhizat:
gerekli araç ve ge-
reçler, cihazlar.
teflekkül:
meydana gelme.
vakit:
zaman, an.
zat:
kifli, flahs.
456 | SÖZLER
Y
RM
KNC
S
ÖZ
HAfiYE:
On befl gün, sinn-i teklif olan on befl seneye iflarettir.