Sözler - page 453

Hem, bak; bu dokunan fleyler, bu nesç olunan münak-
kafl kumafllar bir tek maddeden yap›l›yor. O maddeyi ge-
tiren, ihzar eden ve ip hâline getiren, elbette, bilbedahe
birdir. Çünkü, o ifl ifltirak kabul etmez. Öyle ise, bütün
nesç olunan sanatl› fleyler, ona mahsustur.
Hem de bak; bu dokunan, yap›lan fleylerin her bir cin-
si bütün memleketin her taraf›nda bulunuyor. Bütün eb-
na-i cinsleriyle öyle intiflar etmifl; beraber olarak birbiri
içinde, bir tarzda, bir anda yap›l›yor, nesç ediliyor. De-
mek bir tek zat›n iflidir; bir tek emirle hareket ediyor.
Yoksa, böyle bir anda, bir tarzda, bir keyfiyette, bir
hey’ette ittifak ve muvafakat muhaldir.
Öyle ise, bu sanatl› fleylerin her birisi, o gizli zat›n bir
ilânnamesi hükmünde, onu gösteriyor. Güya her bir çi-
çekli kumafl, her bir sanatl› makine, her bir tatl› lokma,
o mu’ciznüma zat›n birer sikkesi, birer hatemi, birer ni-
flan›, birer turras› hükmünde, lisan-› hâl ile her birisi der:
“Ben kimin sanat›y›m; bulundu¤um sand›klar ve dükkân-
lar da onun mülküdür.” Ve her bir nak›fl der: “Beni kim
dokudu ise, bulundu¤um top da onun dokumas›d›r.” Her
bir tatl› lokma der: “Beni kim yap›yor, pifliriyorsa, bulun-
du¤um kazan dahi onundur.” Her bir makine der: “Beni
kim yapm›fl ise, memlekette intiflar eden bütün emsalimi
de o yap›yor. Ve bütün memleketin her taraf›nda bizi ye-
tifltiren odur. Demek memleketin maliki de odur. Öyle
ise, bütün bu memlekete, bu saraya malik kim ise, o bi-
ze malik olabilir.” Meselâ, nas›l mirîye mahsus tek bir pa-
laska veyahut bir tek dü¤meye malik olmak için, onlar›
SÖZLER | 453
Y
‹RM‹
‹
K‹NC‹
S
ÖZ
muhal:
imkâns›z.
muvafakat:
uygunluk.
mülk:
mal.
münakkafl:
nak›fll›, ifllemeli.
nak›fl:
iflleme, süsleme.
nesç edilme:
dokunma, örülme.
nesç olunma:
örülme, dokunma.
niflan:
belirti, iz.
palaska:
askerlerin kulland›¤› ge-
nifl kemer.
sanat:
ustaca ve güzelce yap›lm›fl
eser.
sanatl›:
ustaca ve güzelce yap›l-
m›fl.
sikke:
mühür, damga.
tarz:
flekil, biçim.
top:
belirli uzunluktaki kumafl›n
sar›l›p rulo hâline getirilmifl hâli.
turra:
mühür, damga.
zat:
flah›s, kifli.
bilbedahe:
apaç›k bir flekilde.
ebna-i cins:
ayn› cinsten ge-
lenler.
emsal:
benzerler.
güya:
sanki.
hatem:
mühür.
hey’et:
flekil, görünüfl.
hükmünde:
yerinde, gibi.
ihzar:
haz›rlama.
ilânname:
duyuru.
intiflar:
yay›lma.
ifltirak:
ortak.
ittifak:
birleflme.
keyfiyet:
nitelik, özellik, du-
rum.
lisan-› hâl:
hâl dili.
mahsus:
özel.
makine:
bir makineye benze-
yen canl›lar.
malik:
sahip.
memleket:
ülke.
mirî:
devlet mal›.
mu’ciznüma:
mu’cize göste-
ren.
1...,443,444,445,446,447,448,449,450,451,452 454,455,456,457,458,459,460,461,462,463,...1482
Powered by FlippingBook