Hem, bak; bu dokunan fleyler, bu nesç olunan münak-
kafl kumafllar bir tek maddeden yaplyor. O maddeyi ge-
tiren, ihzar eden ve ip hâline getiren, elbette, bilbedahe
birdir. Çünkü, o ifl ifltirak kabul etmez. Öyle ise, bütün
nesç olunan sanatl fleyler, ona mahsustur.
Hem de bak; bu dokunan, yaplan fleylerin her bir cin-
si bütün memleketin her tarafnda bulunuyor. Bütün eb-
na-i cinsleriyle öyle intiflar etmifl; beraber olarak birbiri
içinde, bir tarzda, bir anda yaplyor, nesç ediliyor. De-
mek bir tek zatn iflidir; bir tek emirle hareket ediyor.
Yoksa, böyle bir anda, bir tarzda, bir keyfiyette, bir
heyette ittifak ve muvafakat muhaldir.
Öyle ise, bu sanatl fleylerin her birisi, o gizli zatn bir
ilânnamesi hükmünde, onu gösteriyor. Güya her bir çi-
çekli kumafl, her bir sanatl makine, her bir tatl lokma,
o muciznüma zatn birer sikkesi, birer hatemi, birer ni-
flan, birer turras hükmünde, lisan- hâl ile her birisi der:
Ben kimin sanatym; bulundu¤um sandklar ve dükkân-
lar da onun mülküdür. Ve her bir nakfl der: Beni kim
dokudu ise, bulundu¤um top da onun dokumasdr. Her
bir tatl lokma der: Beni kim yapyor, pifliriyorsa, bulun-
du¤um kazan dahi onundur. Her bir makine der: Beni
kim yapmfl ise, memlekette intiflar eden bütün emsalimi
de o yapyor. Ve bütün memleketin her tarafnda bizi ye-
tifltiren odur. Demek memleketin maliki de odur. Öyle
ise, bütün bu memlekete, bu saraya malik kim ise, o bi-
ze malik olabilir. Meselâ, nasl mirîye mahsus tek bir pa-
laska veyahut bir tek dü¤meye malik olmak için, onlar
SÖZLER | 453
Y
RM
KNC
S
ÖZ
muhal:
imkânsz.
muvafakat:
uygunluk.
mülk:
mal.
münakkafl:
nakfll, ifllemeli.
nakfl:
iflleme, süsleme.
nesç edilme:
dokunma, örülme.
nesç olunma:
örülme, dokunma.
niflan:
belirti, iz.
palaska:
askerlerin kulland¤ ge-
nifl kemer.
sanat:
ustaca ve güzelce yaplmfl
eser.
sanatl:
ustaca ve güzelce yapl-
mfl.
sikke:
mühür, damga.
tarz:
flekil, biçim.
top:
belirli uzunluktaki kumafln
sarlp rulo hâline getirilmifl hâli.
turra:
mühür, damga.
zat:
flahs, kifli.
bilbedahe:
apaçk bir flekilde.
ebna-i cins:
ayn cinsten ge-
lenler.
emsal:
benzerler.
güya:
sanki.
hatem:
mühür.
heyet:
flekil, görünüfl.
hükmünde:
yerinde, gibi.
ihzar:
hazrlama.
ilânname:
duyuru.
intiflar:
yaylma.
ifltirak:
ortak.
ittifak:
birleflme.
keyfiyet:
nitelik, özellik, du-
rum.
lisan- hâl:
hâl dili.
mahsus:
özel.
makine:
bir makineye benze-
yen canllar.
malik:
sahip.
memleket:
ülke.
mirî:
devlet mal.
muciznüma:
mucize göste-
ren.