Demek bunlar kendi kendilerine ifllemiyorlar. Onlar
ifllettiren gizli bir kudret sahibi vardr. E¤er kendi baflna
olsa, bütün bafltan bafla bu gördü¤ümüz memlekette her
ifl mucize, her fley mucizekâr bir harika olmak lâzm ge-
lir. Bu ise bir safsatadr.
KNC BÜRHAN
Gel, bütün bu ovalar, bu meydanlar, bu menzilleri
süslendiren fleyler üstünde dikkat et. Her birisinde o giz-
li zattan haber veren ifller var. Âdeta her biri birer turra,
birer sikke gibi, o gaybî zattan haber veriyorlar. flte, gö-
zünün önünde, bak, bir dirhem pamuktan
(HAfiYE 1)
ne ya-
pyor!
Bak, kaç top çuha ve patiska ve çiçekli kumafl çkt.
Bak, ondan ne kadar flekerlemeler, yuvarlak tatl köfte-
ler yaplyor ki, bizim gibi binler adam giyse ve yese, kâ-
fi gelir.
Hem de bak, bu demiri, topra¤, suyu, kömürü, bak-
r, gümüflü, altn gaybî avucuna ald, bir et parças
(HAfi-
YE 2)
yapt. Bak, gör!
SÖZLER | 445
Y
RM
KNC
S
ÖZ
memleket:
ülke.
menzil:
yer.
mucize:
bir benzerini yapma ko-
nusunda âciz kalnan ola¤anüstü
fley.
mucizekâr:
mucizeli, mucize gi-
bi.
nutfe:
döl suyu, meni, sperm.
nüvat:
çekirdekler.
patiska:
pamuktan dokunmufl
sk ve düzgün bez.
safsata:
aslsz söz.
sikke:
mühür, iflaret.
takdim etme:
sunma.
turra:
mühür, damga.
unsur:
bir fleyin parças; element.
zat:
flahs, kifli.
zerdali:
bir kays türü.
zerre:
çok küçük parça.
zîhayat:
canllar.
âdeta:
sanki.
afyon büzürü:
afyon tohu-
mu.
bürhan:
delil.
cism-i hayvanî:
hayvan be-
deni.
çuha:
tüysüz ince, sk dokun-
mufl yün kumafl.
dirhem:
eskiden kullanlan üç
gramlk bir ölçü birimi.
gaybî:
görünmeyen.
halk:
yaratma.
harika:
ola¤anüstü.
hafliye:
açklayc not, dipnot.
hazine-i Rahmet:
rahmet ha-
zinesi.
icat:
yoktan var etme, yarat-
ma.
kâfi:
yeterli.
konserve:
özel flekilde kutu-
lanan yiyecek maddeleri.
kudret:
güç, kuvvet.
lâtif:
yumuflak, hofl, güzel.
leziz:
lezzetli.
HAfiYE 1:
Tohuma iflarettir. Meselâ, zerre gibi bir afyon büzrü, bir dir-
hem gibi bir zerdali nüvat, bir kavun çekirde¤i nasl çuhadan daha güzel
dokunmufl yapraklar, patiskadan daha beyaz ve sar çiçekler, flekerleme-
den daha tatl ve köftelerden ve konserve kutularndan daha lâtif, daha
leziz, daha flirin meyveleri hazine-i rahmetten getiriyorlar, bize takdim
ediyorlar!..
HAfiYE 2:
Unsurlardan cism-i hayvanîyi halk ve nutfeden zîhayat icat
etmeye iflarettir.