Sözler - page 443

anlafl›l›yor ki, mühim ifller görüyorlar ve ehemmiyetli va-
zifeler yap›yorlar.
O iki adamdan birisi arkadafl›na dedi ki: “fiu acip âle-
min elbette bir Müdebbiri ve flu muntazam memleketin
bir Maliki, flu mükemmel flehrin bir Sahibi, flu musanna
saray›n bir Ustas› vard›r. Biz çal›flmal›y›z, Onu tan›mal›-
y›z. Çünkü, anlafl›l›yor ki, bizi buraya getiren Odur. Onu
tan›mazsak, kim bize medet verecek? Dillerini bilmedi¤i-
miz ve onlar bizi dinlemedikleri flu âciz mahlûklardan ne
bekleyebiliriz? Hem, koca bir âlemi bir memleket sure-
tinde, bir flehir tarz›nda, bir saray fleklinde yapan ve bafl-
tan bafla harika fleylerle dolduran ve müzeyyenat›n enva-
›yla tezyin eden ve ibretnüma mu’cizatlarla donatan bir
Zat, elbette bizden ve buraya gelenlerden bir istedi¤i var-
d›r. Onu tan›mal›y›z. Hem, ne istedi¤ini bilmekli¤imiz lâ-
z›md›r.”
Öteki adam dedi: “‹nanmam, böyle bahsetti¤in gibi
bir Zat bulunsun ve bütün bu âlemi tek bafl›yla idare et-
sin.”
Arkadafl› cevaben dedi ki: “Bunu tan›mazsak, lâkayt
kalsak, menfaati hiç yok; zarar› olsa pek azîmdir. E¤er
tan›mas›na çal›flsak, meflakkati pek hafiftir; menfaati
olursa pek azîmdir. Onun için, Ona karfl› lâkayt kalmak
hiç kâr-› ak›l de¤ildir.”
O serseri adam dedi: “Ben bütün rahat›m›, keyfimi
onu düflünmemekte görüyorum. Hem böyle akl›ma
s›¤›flmayan fleylerle u¤raflmayaca¤›m. Bütün bu ifller,
SÖZLER | 443
Y
‹RM‹
‹
K‹NC‹
S
ÖZ
mahlûk:
yarat›k.
Malik:
sahip; her fleyin gerçek sa-
hibi olan Allah.
medet:
yard›m.
memleket:
ülke.
menfaat:
fayda, yarar.
meflakkat:
s›k›nt›, güçlük.
mu’cizat:
ola¤anüstü, hârika fley-
ler.
muntazam:
düzenli, tertipli.
musanna:
sanatl›.
müdebbir:
idare eden.
mühim:
önemli.
mükemmel:
kusursuz, noksans›z,
tam.
müzeyyenat:
süslenmifl fleyler.
serseri:
ak›ls›z, bafl›bofl.
suret:
flekil, biçim.
tarz:
flekil.
tezyin:
süsleme.
vazife:
görev.
Zat:
flah›s, kifli; Allah.
acip:
benzeri görülmemifl,
hayret verici.
âciz:
gücü yetmez.
ak›l:
düflünme.
âlem:
bütün yarat›lm›fllar
varl›k s›n›flar›ndan her biri
dünya.
azîm:
büyük.
ehemmiyet:
pek önemli ol-
ma.
enva:
çeflitler.
ibretnüma:
ibret verici.
kâr-› ak›l:
ak›ll›ca ifl.
keyif:
nefle.
lâkayt:
ilgisiz.
1...,433,434,435,436,437,438,439,440,441,442 444,445,446,447,448,449,450,451,452,453,...1482
Powered by FlippingBook