bulunuyor. Müthifl bir halecan ve heyecan hisseder. Bun-
dan kurtulmak için huzurdan kaçar, gaflete dalmak ister.
Bu yarann merhemi budur:
Bak, ey bîçare vesveseli adam! Telâfl etme. Çünkü, se-
nin hatrna gelen, fletim de¤il, belki tahayyüldür. Tahay-
yül-ü küfür, küfür olmad¤ gibi, tahayyül-ü fletim dahi,
fletim de¤ildir. Zira, mantkça, tahayyül hüküm de¤ildir.
fietim ise hükümdür.
Hem bununla beraber, o çirkin sözler, senin kalbinin
sözleri de¤il. Çünkü, senin kalbin, ondan müteessir ve
müteessiftir. Belki, kalbe yakn olan lümme-i fleytanîden
geliyor. Vesvesenin zarar, tevehhüm-ü zarardr; yani
onu zararl tevehhüm etmekle, kalben mutazarrr olmak-
tr. Çünkü, hükümsüz bir tahayyülü hakikat tevehhüm
eder. Hem fleytann iflini kendi kalbine mal eder; onun
sözünü, ondan zanneder. Zarar anlar, zarara düfler. Za-
ten fleytann da istedi¤i odur.
KNC VECH
Budur ki: Manalar kalpten çktklar vakit, suretlerden
çplak olarak hayale girerler; oradan suretleri giyerler.
Hayal ise, her vakit bir sebep tahtnda, bir nevi suretleri
nesç eder. Ehemmiyet verdi¤i fleyin suretlerini yol üstün-
de brakr; hangi mana geçse, ya ona giydirir, ya takar,
ya bulafltrr, ya perde eder. E¤er manalar, münezzeh ve
temiz iseler, suretler mülevves ve rezil ise, giymek yok-
tur; fakat, temas var. Vesveseli adam temas, telebbüsle
iltibas eder. Eyvah, der. Kalbim ne kadar bozulmufl.
bîçare:
çaresiz.
ehemmiyet:
önem.
gaflet:
Allahtan uzaklaflp nefsi-
nin arzularna dalmak.
hakikat:
gerçek.
halecan:
titreme, kalp çarpnts.
hayal:
insann zihninde tasarla-
yp, canlandrd¤ fley.
heyecan:
duygularda ve ruhî ya-
pda meydana gelen coflkunluk.
huzur:
lâhî huzur.
hüküm:
karar.
hükümsüz:
geçersiz karar.
iltibas:
karfltrmak.
küfür:
Allahn varl¤na, birli¤ine
inanmama.
lümme-i fleytanî:
insann kalbi-
nin bir köflesinde bulunan fleyta-
nn flüphe ve kuruntu fsldad¤
yer.
mana:
anlam.
mantk:
do¤ru düflünme usul,
esas ve kurallarndan bahseden
ilim.
merhem:
yaraya sürülen ilâç.
mutazarrr:
zarar görmüfl, ziyana
u¤ramfl.
mülevves:
kirli, pis.
münezzeh:
temizlenmifl, arnmfl.
müteessif:
kederlenen, mahzun.
müteessir:
üzülmüfl, hüzünlü.
nesç:
dokuma, iflleme.
nevî:
neve ait, çeflitle ilgili.
rezil:
baya¤, ahlâksz.
sebep:
neden.
suret:
flekil, görünüfl.
fletim:
sövme, küfretme.
tahayyül:
hayalinde canlan-
drma, düflünmek.
tahayyül-ü küfür:
küfrü ha-
yal etme, düflünme.
telâfl:
endifle, kayg.
telebbüs:
giyme, bir fleyle
bütünleflme.
temas:
de¤me, dokunma.
tevehhüm:
yok olan var
zannetme, evham.
tevehhüm-i zarar:
zarar zan-
netme, vehmetme.
vakit:
zaman, an
vecih:
yön
vesvese:
flüphe, kuruntu.
zan:
sanma.
zira:
çünkü.
434 | SÖZLER
Y
RM
B
RNC
S
ÖZ