Sözler - page 425

B‹R‹NC‹ ‹KAZ
Ey bedbaht nefsim! Acaba ömrün ebedî midir? Hiç
kat’î senedin var m› ki, gelecek seneye, belki yar›na ka-
dar kalacaks›n?
Sana usanç veren, tevehhüm-ü ebediyettir. Keyif için
ebedî dünyada kalacak gibi nazlan›yorsun. E¤er anlasa
idin ki, ömrün azd›r, hem faydas›z gidiyor; elbette onun
yirmi dörtten birisini, hakikî bir hayat-› ebediyenin sa-
adetine medar olacak bir güzel ve hofl ve rahat ve rah-
met bir hizmete sarf etmek, usanmak flöyle dursun, bel-
ki ciddî bir ifltiyak ve hofl bir zevki tahrike sebep olur.
‹K‹NC‹ ‹KAZ
Ey flikemperver nefsim! Acaba, her gün her gün ek-
mek yersin, su içersin, havay› teneffüs edersin; sana on-
lar usanç veriyor mu?
Madem vermiyor; çünkü ihtiyaç tekerrür etti¤inden
usanç de¤il, belki telezzüz ediyorsun. Öyle ise, hane-i
cismimde senin arkadafllar›n olan kalbimin g›das›, ruhu-
mun âb-› hayat› ve lâtife-i Rabbaniyemin hava-i nesimini
cezp ve celp eden namaz dahi seni usand›rmamak ge-
rektir.
Evet, nihayetsiz teessürat ve elemlere maruz ve müp-
telâ ve nihayetsiz telezzüzata ve emellere meftun ve pür-
sevda bir kalbin kut ve kuvveti, her fleye kadir bir Ra-
hîm-i Kerîm’in kap›s›n› niyaz ile çalmakla elde edilebilir.
SÖZLER | 425
Y
‹RM‹
B
‹R‹NC‹
S
ÖZ
lâtife-i Rabbaniye:
‹lâhî bilgi ve
ilham›n, hissedilmesine ve mane-
vî zevklerin al›nmas›na yarayan
his, vicdan duygusu.
maruz:
u¤rama.
medar:
dayanak, yard›mc›.
meftun:
vurgun, düflkün
müptelâ:
bir fleye düflkün olma.
namaz:
‹slâm›n befl flart›ndan bi-
ri.
naz:
fl›mar›kl›k.
nefis:
insan› her zaman kötülü¤e
sevk eden güç.
nihayetsiz:
sonsuz
niyaz:
yalvarma, duâ.
ömür:
hayat.
pürsevda:
sevgiyle dolu.
Rahîm-i Kerîm:
ikram› bol olan
ve kullar›na çokca merhamet
eden Allah.
rahmet:
maddî-manevî nimetle-
re kavuflma.
ruh:
can.
saadet:
mutluluk.
sarf:
harcama.
flikemperver:
bo¤az›na düflkün,
obur.
tahrik:
harekete geçme, teflvik
etme.
teessürat:
üzüntüler, ac›lar.
tekerrür:
tekrarlanma.
telezzüz:
lezzet alma.
telezzüzat:
lezzetler.
teneffüs:
soluk alma.
tevehhüm-i ebediyet:
sonsuz
yaflamay› zannetme, sanma.
usanma:
b›kma, ilginin kaybol-
mas›.
âb-› hayat:
hayat suyu
bedbaht:
zavall›, kötümser.
cezp (celp):
kendine do¤ru
çekme.
ebedî:
sonsuz.
elem:
üzüntü, tasa.
emel:
ümit, beklenti.
g›da:
insan› besleyen fleyler.
hakikî:
gerçek
hane-i cisim:
vücut evi.
hava-i nesimi:
hafif tatl› rüz-
gâr, temiz hava.
hayat-› ebediye:
ahiret haya-
t›, ölümsüz hayat.
ikaz:
uyar›.
ifltiyak:
arzulama, istek duy-
ma.
kadir:
kudret ve kuvvet sahi-
bi. (Allah)
kat’î senet :
kesin, güvenile-
cek belge.
keyf:
zevk.
kut:
g›da, r›z›k.
1...,415,416,417,418,419,420,421,422,423,424 426,427,428,429,430,431,432,433,434,435,...1482
Powered by FlippingBook