BRNC KAZ
Ey bedbaht nefsim! Acaba ömrün ebedî midir? Hiç
katî senedin var m ki, gelecek seneye, belki yarna ka-
dar kalacaksn?
Sana usanç veren, tevehhüm-ü ebediyettir. Keyif için
ebedî dünyada kalacak gibi nazlanyorsun. E¤er anlasa
idin ki, ömrün azdr, hem faydasz gidiyor; elbette onun
yirmi dörtten birisini, hakikî bir hayat- ebediyenin sa-
adetine medar olacak bir güzel ve hofl ve rahat ve rah-
met bir hizmete sarf etmek, usanmak flöyle dursun, bel-
ki ciddî bir ifltiyak ve hofl bir zevki tahrike sebep olur.
KNC KAZ
Ey flikemperver nefsim! Acaba, her gün her gün ek-
mek yersin, su içersin, havay teneffüs edersin; sana on-
lar usanç veriyor mu?
Madem vermiyor; çünkü ihtiyaç tekerrür etti¤inden
usanç de¤il, belki telezzüz ediyorsun. Öyle ise, hane-i
cismimde senin arkadafllarn olan kalbimin gdas, ruhu-
mun âb- hayat ve lâtife-i Rabbaniyemin hava-i nesimini
cezp ve celp eden namaz dahi seni usandrmamak ge-
rektir.
Evet, nihayetsiz teessürat ve elemlere maruz ve müp-
telâ ve nihayetsiz telezzüzata ve emellere meftun ve pür-
sevda bir kalbin kut ve kuvveti, her fleye kadir bir Ra-
hîm-i Kerîmin kapsn niyaz ile çalmakla elde edilebilir.
SÖZLER | 425
Y
RM
B
RNC
S
ÖZ
lâtife-i Rabbaniye:
lâhî bilgi ve
ilhamn, hissedilmesine ve mane-
vî zevklerin alnmasna yarayan
his, vicdan duygusu.
maruz:
u¤rama.
medar:
dayanak, yardmc.
meftun:
vurgun, düflkün
müptelâ:
bir fleye düflkün olma.
namaz:
slâmn befl flartndan bi-
ri.
naz:
flmarklk.
nefis:
insan her zaman kötülü¤e
sevk eden güç.
nihayetsiz:
sonsuz
niyaz:
yalvarma, duâ.
ömür:
hayat.
pürsevda:
sevgiyle dolu.
Rahîm-i Kerîm:
ikram bol olan
ve kullarna çokca merhamet
eden Allah.
rahmet:
maddî-manevî nimetle-
re kavuflma.
ruh:
can.
saadet:
mutluluk.
sarf:
harcama.
flikemperver:
bo¤azna düflkün,
obur.
tahrik:
harekete geçme, teflvik
etme.
teessürat:
üzüntüler, aclar.
tekerrür:
tekrarlanma.
telezzüz:
lezzet alma.
telezzüzat:
lezzetler.
teneffüs:
soluk alma.
tevehhüm-i ebediyet:
sonsuz
yaflamay zannetme, sanma.
usanma:
bkma, ilginin kaybol-
mas.
âb- hayat:
hayat suyu
bedbaht:
zavall, kötümser.
cezp (celp):
kendine do¤ru
çekme.
ebedî:
sonsuz.
elem:
üzüntü, tasa.
emel:
ümit, beklenti.
gda:
insan besleyen fleyler.
hakikî:
gerçek
hane-i cisim:
vücut evi.
hava-i nesimi:
hafif tatl rüz-
gâr, temiz hava.
hayat- ebediye:
ahiret haya-
t, ölümsüz hayat.
ikaz:
uyar.
ifltiyak:
arzulama, istek duy-
ma.
kadir:
kudret ve kuvvet sahi-
bi. (Allah)
katî senet :
kesin, güvenile-
cek belge.
keyf:
zevk.
kut:
gda, rzk.