Meselâ sen âyineler mahzenine girsen, bir Said binler
Said olur; fakat zîhayat yalnz sensin, ötekiler ölüdürler.
Hayat hassalar onlarda yoktur.
kincisi
, maddî nuranînin akisleridir. fiu akis ayn de-
¤il, fakat gayr da de¤il; mahiyeti tutmuyor, fakat o nura-
nînin ekser hasiyetlerine maliktir, onun gibi hayy sayl-
yor.
Meselâ, flems dünyaya girdi, her bir âyinede aksini
gösterdi. O akislerin her birinde, güneflin hassalar hük-
münde olan hararet, ziya ve ziyadaki elvan- seba bulu-
nuyor. E¤er, faraza günefl zîfluur olsa idi; harareti ayn-
kudreti, ziyas ayn- ilmi, elvan- sebas sfât- sebas ol-
sayd; o vakit, o tek ve yekta bir günefl, bir anda her bir
âyinede bulunur, her birisini kendine bir nevi arfl ve bir
çeflit telefon yapabilirdi. Birbirine mâni olmazd. Her bi-
rimizle âyinemiz vastasyla görüflebilirdi. Biz ondan uzak
iken, o bize bizden daha yakn olurdu.
Üçüncüsü
, nuranî ruhlarn aksidir. fiu akis, hem hay-
dr, hem âyinedir. Fakat âyinelerin kabiliyeti nispetinde
tezahür etti¤inden, o ruhun mahiyet-i nefsülemriyesini
tamamen tutmuyor.
Meselâ, Hazret-i Cebrail Aleyhisselâm,
Dhye
suretin-
de huzur-u Nebevîde bulundu¤u
1
bir anda, huzur-u lâhî-
de, haflmetli kanatlaryla Arfl- Azamn önünde secdeye
gider.
2
Hem, o anda hesapsz yerlerde bulunur, evamir-i
lâhiyeyi tebli¤ ederdi. Bir ifl, bir ifle mâni olmazd.
flte, flu srdandr ki, mahiyeti nur ve hüviyeti nuraniye
olan Hazret-i Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm,
akis:
yansma.
arfl:
bir fleyin bizzat kendi zatyla
de¤il sureti ve özellikleriyle bu-
lundu¤u, göründü¤ü yer.
Arfl- Azam:
Yüce Allahn her
fleyde kolayca tasarruf etti¤i ve
esmasnn tecellisine âyine olan,
her yere ayn mesafede bulunan
yüce makam.
âyine:
ayna.
ayn:
asl, kendisi.
ayn- ilmî:
ilmin tâ kendisi.
ayn- kudret:
kudretin tâ kendisi.
Cebrail Aleyhisselâm:
dört bü-
yük melekten biri olan, Allah ta-
rafndan peygamberlere vahiy
götürmekle görevlendirilen me-
lek.
Dhye:
bir Sahabe ismi.
ekser:
pek çok, bir çok, en çok.
elvan- seba:
yedi temel renk.
evamir-i lâhiye:
Allahn emirle-
ri.
faraza:
var sayalm ki.
gayr:
baflkas.
hararet:
s, scaklk.
hasiyet:
özellik.
hassa:
bir fleye özel olan nitelik,
özellik
haflmetli:
azametli, yüce.
hay:
diri, canl.
hesapsz:
saysz.
huzur-u lâhî:
Allahn kat, huzu-
ru.
huzur-u Nebevî:
Peygamberin
huzuru.
hüviyet:
asl, mahiyet, kimlik.
kabiliyet:
yetenek; özellik, yap.
madde-i nuranî:
flk veren, nur-
lu, parlak cisimler.
mahiyet:
hüviyet, özellikler.
mahiyet-i nefsülemriye:
gerçek
özellik, gerçek kimlik.
mahiyeti:
asl ve hakikati.
mahzen:
ayn türden olan
maddelerin sakland¤ yer,
depo.
malik:
sahip.
mâni:
engel.
nispet:
oran, ölçü; ba¤.
nuranî ruh:
nurdan bir bede-
ne sahip olan ruh.
nuranî:
nurlu, flkl, parlak.
nuraniye:
nurlu, aydnlk.
sfât- seba:
yedi sfat, hayat,
ilim, irade, kudret, semi, ba-
sar, kelâm sfatlar.
suret:
flekil, biçim.
flems:
günefl.
tebli¤ etmek:
duyurmak, bil-
dirmek.
tezahür:
görünme, belirme
vasta:
arac.
yekta:
tek, yalnz.
zîhayat:
hayat sahibi, canl.
zîfluur:
fluur sahibi, bilinçli.
ziya:
flk.
1.
Bkz.
Buharî
, Menakb: Fezailü'l-Kur'ân: 1;
Müslim
, man: 271, Fezailü's-Sahabe: 100;
Tirmizî
,
Menakb: 12;
Neseî
, man: 6;
Müsned
, 2:107, 3:334.
2.
Bkz.
Buharî
, Bed'ü'l-Halk: 6, Edep: 41, Tevhit: 33;
Müslim
, man: 346, Birr: 157;
Müsned
, 2:267,
341, 413, 509, 514, 5:263.
316 | SÖZLER
O
N
A
LTINCI
S
ÖZ