Sözler - page 318

gelebilir, hangi fley gizlenebilir, hangi fert uzak kalabilir,
hangi flah›s külliyet kesp etmeden ona yanaflabilir?
Evet, nas›l günefl, kay›ts›z nuru, maddesiz aksi vas›ta-
s›yla, sana senin göz bebe¤inden daha yak›n oldu¤u hâl-
de, sen mukayyet oldu¤un için ondan gayet uzaks›n.
Ona yanaflmak için çok kay›tlardan tecerrüt etmek, çok
meratib-i külliyeden geçmek lâz›m gelir. Âdeta, manen
yer kadar büyüyüp, kamer kadar yükselip, sonra do¤ru-
dan do¤ruya güneflin mertebe-i asliyesine bir derece ya-
naflabilir ve perdesiz görüflebilirsin. Öyle de, Celîl-i Zül-
cemal, Cemil-i Zülkemal, sana gayet yak›nd›r. Sen On-
dan gayet uzaks›n. Kalbin kuvveti, akl›n ulviyeti varsa,
temsildeki noktalar› hakikate tatbike çal›fl.
‹K‹NC‹ fiUA
Ey nefs-i bîhufl! Diyorsun ki:
1
o
¿ƒ o
µ
n
«n
a r
ø o
c
o
¬ n
d n
?ƒo
?n
j r
¿n
G Ék
Är
«n
°T n
OGn
Qn
G = Gn
Pp
G = o
? o
ô r
en
G BÉ n
ªs
fp
G
hem
2
n
¿ho
ön
†r
fio
Én
æ r
jn
ó n
d l
™«/
ªn
L r
ºo
gGn
Pp
Én
a k
In
óp
MGn
h k
án
ër
«°n
U s
’p
G r
ân
fÉn
c r
¿p
G
gi-
bi ayetler, vücud-u eflya s›rf bir emirle ve def’î oldu¤unu;
ve
3
m
A r
Àn
T s
?o
c n
øn
?r
Jn
G …=/
ò s
dG $G n
™ r
æ° o
U
hem
4
o
¬n
?n
?n
N m
A r
Àn
T s
?o
c n
øn
°ùr
Mn
G
gibi ayetler, vücud-u eflya, ilim içinde azîm bir kudretle,
hikmet içinde dakik bir sanatla tedricî oldu¤unu gösteri-
yorlar. Vech-i tevfiki nedir?
Elcevap
: Kur’ân’›n feyzine istinaden deriz:
Evvelâ
: Münafat yoktur. Bir k›s›m öyledir—iptidadaki
icat gibi; bir k›sm› böyledir—mislini iade gibi.
akl›n ulviyeti:
akl›n yüce ve de-
¤erli bilgileri alacak seviyeye
ulaflmas›.
aksi:
yans›mas›.
azîm:
büyük.
Celîl-i Zülcemal:
Cemal ve rah-
met sahibi yüce Allah.
Cemîl-i Zülkemal:
Celâl ve kemal
sahibi yüce Allah.
dakik sanat:
ince sanat.
def’ etmek:
yok etmek, uzaklafl-
t›rmak.
elcevap:
söz veya yaz› ile yan›t
verme.
emirle ve def’î olmak:
Allah’›n
dilemesi ile aniden yarat›lmas›.
evvelâ:
birinci, ilk.
feyiz:
irfan, bilgi.
hikmet:
her fleyin belirli gayelere
yönelik olarak faydal› ve tam ye-
rinde olmas›.
iade:
tekrarlama, yeniden yap-
ma, geri verme.
icat:
yaratma.
iptida:
ilk yarat›l›fl.
istinaden:
dayanarak.
kalbin kuvveti:
kalbin hakikatle-
ri anlayacak kuvveti kazanm›fl ol-
mas›.
kamer:
ay.
kay›ts›z:
ba¤lant›s›z; bir fleye
ba¤l› olmayan.
Kur’ân’›n feyzi:
Kur’ân’›n akl› ay-
d›nlatmas›.
külliyet kesb etme:
Peygamberi-
miz gibi Allah’›n tüm isim ve s›fat-
lar›na âyine olabilme.
meratib-i külliye:
pek çok mer-
tebeler.
mertebe-i asliye:
as›l yer, as›l
mevki, derece.
misil:
benzer, efl.
mislini iade:
var olan maddeler-
den benzerlerini yaratma.
mukayyet:
kay›tl›, ba¤l›, s›n›rl›.
münafat:
z›tl›k, ayk›r›l›k.
nefs-i bîhufl:
sersem, ak›ls›z nefis.
nur:
›fl›k.
flua:
bir ›fl›k kayna¤›ndan uzanan
›fl›k demeti.
tatbik etmek:
uygulamak.
tecerrüt etmek:
s›yr›lmak.
tedricî:
yavafl yavafl, derece de-
rece.
temsil:
örnek.
vech-i tevfik:
ba¤daflma yönü.
vücud-u eflya:
eflyan›n varl›¤›.
1
. Bir fleyin olmas›n› murat etti¤i zaman, Onun ifli sadece "Ol" demektir; o da oluverir. (Yâsin
Suresi: 82.)
2.
‹flte, tek bir sesledir ki, hepsi birden toplan›p huzurumuza getirilirler. (Yâsin Suresi: 53.)
3.
Allah'›n sanat›d›r ki, her fleyi hikmetle, yerli yerinde ve sapasa¤lam yaratm›flt›r. (Neml Su-
resi: 88.)
4.
O her fleyi en güzel flekilde yaratt›. (Secde Suresi: 7.)
318 | SÖZLER
O
N
A
LTINCI
S
ÖZ
1...,308,309,310,311,312,313,314,315,316,317 319,320,321,322,323,324,325,326,327,328,...1482
Powered by FlippingBook