Sözler - page 320

ve sahray›, ba¤ ve bostan›, her bir a¤ac› birer model yap-
m›flt›r. Vakitbevakit, taze taze birer kâinat› zeminde ku-
ruyor, birer yeni dünyay› icat ediyor, birer âlemi al›p da
di¤er muntazam bir âlemi getiriyor. Mevsimbemevsim
her ba¤ ve bostanda taze taze mu’cizat-› kudretini ve he-
dâyâ-i rahmetini gösterir. Yeni birer kitab-› hikmetnüma
yaz›yor; taze taze birer matbaha-i rahmetini kuruyor;
müceddet bir hulle-i sanatnüma giydiriyor; her baharda
her bir a¤aca sündüsmisal taze bir çarflaf giydiriyor, lü’lü-
misal yeni bir murassaatla süslendiriyor, y›ld›zmisal rah-
met hediyeleriyle ellerini dolduruyor.
‹flte flu iflleri nihayet hüsnüsanat ve kemal-i intizam ile
yapan ve flu birbiri arkas›nda gelen ve zaman ipine tak›-
lan seyyar âlemleri nihayet hikmet ve inayet ve kemal-i
kudret ve sanat ile de¤ifltiren Zat, elbette gayet Kadîr ve
Hakîm’dir, nihayet derecede Basîr ve Alîm’dir. Tesadüf
onun ifline kar›flamaz. ‹flte, o Zat-› Zülcelâl’dir ki, flöyle
ferman ediyor:
1
@ o
¿ƒo
µ n
«n
a r
øo
c o
¬ n
d n
?ƒo
?n
j r
¿n
G Ék
Ä r
«n
°T n
OGn
Qn
G = Gn
P p
G = o
? o
ôr
en
G BÉ n
ª s
f p
G
2
@ o
Ün
ô r
bn
G n
ƒo
g r
hn
G p
ö n
ü n
Ñ r
dG p
ír
ª n
?n
c s
’p
G p
án
YÉ s
°ùdG o
ô r
en
G BÉ n
en
h
deyip hem kemal-i kudretini ilân, hem kudretine nispe-
ten haflir ve k›yamet gayet sehil ve külfetsiz oldu¤unu be-
yan ediyor. Emr-i tekvinîsi kudret ve iradeyi tazammun
etti¤ini; ve bütün eflya evamirine gayet musahhar ve
münkad olduklar›n›; ve mübafleretsiz, mualecesiz halk et-
ti¤i için, icad›ndaki sühulet-i mutlakay› ifade için, s›rf bir
âlem:
dünya, kâinat.
Alîm:
her fleyi hakk›yla bilen,
sonsuz ilim sahibi Allah.
Basîr:
her fleyi görüp bilen, tam,
eksiksiz ve kusursuz gören Allah.
beyan:
ifade.
bostan:
bahçe.
emr-i tekvinî:
Allah’›n kâinata
koydu¤u tabiî kanunlar.
evamir:
emirler, ifller.
ferman:
yüce bir makamdan ge-
len tebligat, emir.
gayet:
son derece.
Hakîm:
her fleyi bir maksada uy-
gun ve hikmetle yaratan Allah.
halk etmek:
yaratmak.
haflir:
öldükten sonra dirilme.
hedâyâ-i rahmet:
rahmet hedi-
yeleri.
hikmet:
her fleyin belirli gayelere
yönelik olarak faydal› ve tam ye-
rinde olmas›.
hulle-i sanatnüma:
sanat› göste-
ren, sergileyen elbise.
hüsnüsanat:
güzel sanat.
icat etme:
yeni bir fley yapma ve
ortaya koyma.
icat:
yoktan yaratma ve var olan
eflyadan terkip ile yapma.
ifade:
anlatma.
inayet:
yard›m.
irade:
Allah’›n iste¤i, dile¤i.
Kadir:
her fleye gücü yeten son-
suz kudret sahibi Allah.
kemal-i intizam:
mükemmel bir
düzen.
kemal-i kudret ve sanat:
mü-
kemmel, kusursuz sanat ve kud-
ret.
kemal-i kudret:
kudretin mü-
kemmelli¤i ve kusursuzlu¤u.
k›yamet:
kâinat›n ölümü.
kitab-› hikmetnüma:
hikmet bil-
diren kitap.
kudret:
sonsuz güç.
külfet:
zorluk, zahmet.
lü’lümisal:
inci gibi.
matbaha-i rahmet:
rahmet mut-
fa¤›.
mevsimbemevsim:
mevsim
mevsim.
mu’cizat-› kudret:
kudret mu’ci-
zeleri.
mualecesiz:
arac› ve vas›ta kul-
lanmadan, do¤rudan do¤ruya.
muntazam:
düzgün.
murassaat:
de¤erli tafllarla süs-
lenmifl fleyler.
musahhar:
emrinde.
mübafleretsiz:
temas etmeden.
müceddet:
yenilenmifl, yepyeni.
münkad:
itaat eden, boyun e¤en,
ba¤l›.
nihayet:
son derece.
nispeten:
k›yasla, oranla.
sahra:
çöl, k›r, ova.
sehil:
kolay.
seyyar:
sabit ve devaml› olma-
yan.
s›rf:
yaln›z, sade.
sühulet-i mutlaka:
sonsuz ve
tam kolayl›k.
sündüsmisal:
ipekten yap›l-
m›fl bir kumafl gibi.
tazammun:
kapsama, içine
alma, s›n›r›nda bulundurma.
tesadüf:
rast gelme, rastlant›.
vakitbevakit:
vakit vakit.
y›ld›zmisal:
y›ld›z gibi.
Zat:
Allah.
Zat-› Zülcelâl:
Celâl sahibi yü-
ce zat, Allah.
zemin:
yeryüzü.
1.
Bir fleyin olmas›n› murat etti¤i zaman, Onun ifli sadece “Ol” demektir; o da oluverir. (Yâsin
Suresi: 82.)
2.
K›yametin gerçekleflmesi ise göz aç›p kapay›ncaya kadar, yahut ondan da yak›nd›r. (Nahl
Suresi: 77.)
320 | SÖZLER
O
N
A
LTINCI
S
ÖZ
1...,310,311,312,313,314,315,316,317,318,319 321,322,323,324,325,326,327,328,329,330,...1482
Powered by FlippingBook