Hüve Nüktesi
2
p
?p
ó r
ªn
ë
p
H
o
íu
Ñ°n
ùo
j
s
’p
G m
A r
?n
T r
øp
e r
¿ p
Gn
h
1
@ o
¬n
fÉn
ë r
Ñ°o
S p
¬p
ª° r
SÉp
H
3
Ék
ªp
F=Gn
O Gk
ón
Hn
G o
¬o
JÉn
c n
ôn
Hn
h $G o
án
ª r
Mn
Qn
h r
ºo
µ r
« n
?n
Y o
?n
Ó°s
ùdn
G
Çok aziz ve s›dd›k kardefllerim,
Kardefllerim,
4
n
ƒ o
g s
’ p
G n
¬'
d p
G n
B’
ve
5
*G n
ƒ o
g r
?o
b
’daki
6
n
ƒ o
g
lâfz›n-
da, yaln›z maddî cihette bir seyahat-i hayaliye-i fikriyede
hava sahifesinin mütalâas›yla ani bir surette görünen bir
zarif nükte-i tevhitte, meslek-i imaniyenin hadsiz derece
kolay ve vücup derecesinde sühuletli bulunmas›n›; ve flirk
ve dalâletin mesle¤inde hadsiz derecede müflkülâtl›,
mümteni binler muhal bulundu¤unu müflahede ettim.
Gayet k›sa bir iflaretle, o genifl ve uzun nükteyi beyan
edece¤im:
Evet, nas›l ki bir avuç toprak, yüzer çiçeklere nöbetle
saks›l›k eden kab›nda, e¤er tabiata, esbaba havale edil-
se, lâz›m gelir ki, ya o kapta küçük mikyasta yüzer, bel-
ki çiçekler adedince manevî makineler, fabrikalar bulun-
sun; veyahut o parçac›k topraktaki her bir zerre, bütün
o ayr› ayr› çiçekleri muhtelif hasiyetleriyle ve hayattar ci-
hazat›yla yapmalar›n› bilsin; âdeta, bir ilâh gibi, hadsiz il-
mi ve nihayetsiz iktidar› bulunsun.
adet:
say›.
âdeta:
sanki.
anî:
birden bire.
aziz:
yüce, yüksek, izzetli.
beyan:
aç›klama.
cihazat:
organlar, donan›m.
dalâlet:
iman ve ‹slâmiyetten ay-
r›lmak.
esbap:
sebepler.
hadsiz:
s›n›rs›z.
hasiyet:
özellik.
hava sahifesi:
hava tabakas›.
havale:
üstüne b›rakma, ›smarla-
ma.
hayattar:
canl›.
hüve [Hû]:
O, Allah.
iktidar:
güç.
ilâh:
tanr›, ma’bud, Allah.
lâf›z:
söz, kelime.
maddî cihet:
maddeye bakan
yön.
meslek-i imaniye:
iman yolu.
mikyas:
ölçek.
muhal:
imkâns›z.
muhtelif:
çeflitli.
mümteni:
imkâns›z
müflahede:
gözlem.
müflkülât:
zorluklar.
mütalâa:
inceleme.
nihayetsiz:
sonsuz.
nükte:
ince ve derin anlam.
nükte-i tevhit:
tevhitle ilgili ince
bir anlam.
seyahat-i hayaliye-i fikriye:
ha-
yalde ve düflüncede yap›lan yol-
culuk.
s›dd›k:
do¤ru.
suret:
flekil.
sühulet:
kolayl›k.
flirk:
Allah’a ortak koflma.
vücup:
kesinlik, zorunluluk.
zarif:
güzel, ince.
zerre:
atom, molekül.
1.
Allah’›n ad›yla. Onu her türlü kusur ve noksandan tenzih ederiz.
2.
Hiçbir fley yoktur ki, Onu övüp, Onu tesbih etmesin. (‹sra Suresi: 44.)
3.
Allah’›n selâm›, rahmeti ve bereketi ebede kadar daima üzerinize olsun.
4.
Ondan baflka hiçbir ilâh yoktur. (Bakara Suresi 163; Âl-i ‹mran Suresi: 2; v.d...)
5.
De ki: “O Allah’t›r. (‹hlâs Suresi: 1.)
6.
Arapçada üçüncü tekil iflaret zamiri, O; Allah.
260 | SÖZLER
O
N
Ü
ÇÜNCÜ
S
ÖZ