Sual:
Enbiya ve evliyaya muhabbet, nasl faydasz ka-
lr?
Elcevap:
Ehl-i Teslisin sa Aleyhisselâma ve Rafzîlerin
Hazret-i Ali Radyallahü Anha muhabbetleri faydasz kal-
d¤ gibi. E¤er o muhabbetler, Kurânn irflat etti¤i tarz-
da ve Cenab- Hakkn hesabna ve muhabbet-i Rahman
namna olsalar, o zaman hem dünyada, hem ahirette gü-
zel neticeleri var.
Amma dünyada ise, leziz taamlara, güzel meyvelere
muhabbetin, elemsiz bir nimet ve ayn- flükür bir lezzet-
tir.
Nefsine muhabbet ise, ona acmak, terbiye etmek, za-
rarl hevesattan menetmektir. O vakit, nefis sana bin-
mez, seni hevasna esir etmez; belki sen nefsine biner-
sin, onu hevaya de¤il, hüdaya sevk edersin.
Refika-i hayatna muhabbetin madem hüsnüsîret ve
maden-i flefkat ve hediye-i rahmet oldu¤una bina edil-
mifl, o refikaya samimî muhabbet ve merhamet edersen,
o da sana ciddî hürmet ve muhabbet eder. kiniz ihtiyar
oldukça, o hâl ziyadeleflir, mesudâne hayatn geçirirsin.
Yoksa, hüsnüsurete muhabbet, nefsanî olsa, o muhabbet
çabuk bozulur, hüsnümuaflereti de bozar.
Peder ve valideye karfl muhabbetin Cenab- Hak he-
sabna oldu¤u için, hem bir ibadet, hem de onlar ihtiyar-
landkça hürmet ve muhabbeti ziyadelefltirirsin. En âlî bir
his ile, en merdane bir himmet ile onlarn tûl-i ömrünü
SÖZLER | 1049
O
TUZ
KNC
S
ÖZ
hürmet:
riayet, ihtiram, sayg.
hüsnümuafleret:
güzel geçinme.
hüsnüsîret:
ahlâk güzelli¤i, iç gü-
zellik.
hüsnüsuret:
dfl güzellik.
ibadet:
Allaha karfl kulluk vazi-
fesini yapma.
irflat:
do¤ru yolu gösterme.
leziz:
lezzetli.
maden-i flefkat:
flefkat kayna¤.
men:
engelleme.
merdane:
mertçesine.
merhamet:
acmak, flefkat gös-
termek.
mesudâne:
mutlu bir flekilde.
muhabbet:
sevgi.
muhabbet-i Rahman:
sonsuz
merhamet ve flefkatle bütün var-
lklar rzklandran Allah kalben
sevmek.
nefis:
insanda flehvet, gazap, fazi-
let gibi fleylerin kayna¤.
nefsanî:
nefsin arzularna ait.
netice:
sonuç.
nimet:
lütuf, ihsan, ba¤fl.
peder:
baba.
Rafzî:
Rafzî frkasndan olan.
refika:
efl, kar.
refika-i hayat:
hayat arkadafl.
sual:
soru.
taam:
yemek.
terbiye:
besleme, yetifltirme, bü-
yütme.
tûl-i ömür:
ömrün uzunlu¤u.
valide:
anne.
ziyade:
artma.
ahiret:
kyametten sonra ku-
rulacak olan âlem.
âlî:
yüce, yüksek.
ayn- flükür:
flükrün tâ kendi-
si.
bina:
kurma.
ciddî:
gerçek, içten gelen.
ehl-i teslis:
Allahn üç (baba-
o¤ul-kutsal ruh) oldu¤una
inananlar.
elem:
dert, üzüntü.
enbiya:
nebîler, peygamber-
ler.
evliya:
velîler, Allah dostlar.
Hazret-i Ali:
bkz. fiahs Bilgi-
leri, Ali (r.a.).
hediye-i rahmet:
rahmet he-
diyesi.
heva:
gelip geçici istek, he-
ves.
hevesat:
hevesler.
himmet:
çalflma, gayret.
his:
duygu.
hüda:
do¤ruluk, hidayet.