SEKZNC fiARET
Dünyada, dünyann ahiret mezraas ve esma-i lâhiye
âyinesi olan iki güzel yüzüne karfl mütefekkirâne mu-
habbetin uhrevî neticesi, dünya kadar, fakat fânî dünya
gibi fânî de¤il, bâkî bir Cennet verilecektir. Hem, dünya-
da yalnz zayf gölgeleri gösterilen esma, o Cennetin âyi-
nelerinde en flaflaal bir surette gösterilecektir.
Hem, dünyay mezraa-i ahiret yüzünde sevmenin ne-
ticesi, dünyay fidanlk, yani, ancak fidanlar bir derece
yetifltiren küçük bir mezraas hükmünde olacak öyle bir
Cenneti verecek ki, dünyada havâs ve hissiyat- insaniye,
küçük fidanlar oldu¤u hâlde, Cennette en mükemmel bir
surette inkiflaf ve dünyada tohumcuklar hükmünde olan
istidatlar, enva- lezaiz ve kemalât ile sümbüllenecek su-
rette ona verilece¤i, rahmetin ve hikmetin muktezas ol-
du¤u gibi, hadisin nususuyla ve Kurânn iflaratyla sabit-
tir.
Hem, madem dünyann, her hatann bafl olan mez-
mum muhabbeti de¤il, belki esmaya ve ahirete bakan iki
yüzünü, esma ve ahiret için sevmifl ve ibadet-i fikriye ile
o yüzleri mamur etmifl, güya bütün dünyasyla ibadet et-
mifl; elbette dünya kadar bir mükâfat almas, mukteza-i
rahmet ve hikmettir.
Hem, madem ahiretin muhabbetiyle onun mezraasn
sevmifl ve Cenab- Hakkn muhabbetiyle âyine-i esmas-
n sevmifl; elbette dünya gibi bir mahbup ister. O da dün-
ya kadar bir Cennettir.
SÖZLER | 1059
O
TUZ
KNC
S
ÖZ
istidat:
yetenek, kabiliyet.
iflarat:
iflaretler.
kemalât:
faziletler, olgunluklar,
mükemmellikler.
mahbup:
sevgili.
mamur:
imar edilmifl.
mezmum:
zemmedilen, afla¤la-
nan, kötülenen.
mezraa:
tarla.
mezraa-i ahiret:
ahiretin tarlas.
mukteza:
gereken, lâzm gelen.
mukteza-i rahmet:
rahmetin ge-
re¤i.
mükâfat:
ödül.
mütefekkirâne:
tefekkür ederek,
düflünerek.
netice:
sonuç.
nusus:
naslar; Kurân ve hadisin
kesin hükümleri.
rahmet:
acma, merhamet etme,
flefkat gösterme.
suret:
biçim, görünüfl.
flaflaal:
parlak.
uhrevî:
ahirete ait.
ahiret:
kyametten sonra ku-
rulacak olan âlem.
âyine:
ayna.
âyine-i esma:
lâhî isimlerin
âyineleri.
bâkî:
sürekli ve kalc olan,
ebedî
enva-i lezaiz:
lezzetlerin çe-
flitleri.
esma:
isimler.
esma-i lâhiye:
Allahn isim-
leri.
fânî:
ölümlü, geçici.
güya:
sanki.
hadis:
Hz. Peygamberin sözü.
havas ve hissiyat- insaniye:
insana ait duyular ve duygu-
lar.
hikmet:
lâhî gaye.
hükmünde:
de¤erinde.
ibadet:
Allaha karfl kulluk
vazifesini yapma; Allahn em-
rettiklerini yerine getirme.
inkiflaf:
açlma, keflfolma.