Sözler - page 1068

Ey münkir! Hiçbir cihetle kabil-i taklit olmayan flu sik-
keleri ve mecmuundaki parlak sikke-i Samediyeti hangi
tezgâha havale edebilirsin?
Üçüncü Pencere
Zeminin yüzünde dört yüz bin muhtelif taifeden
(HAfi‹YE)
ibaret olan bütün hayvanat ve nebatat enva›n›n ordusu,
bilmüflahede, ayr› ayr› erzaklar›, suretleri, silâhlar›, libas-
lar›, talimatlar›, terhisatlar› kemal-i mizan ve intizamla,
hiçbir fley unutulmayarak, hiçbirini flafl›rmayarak, bir su-
rette tedbir ve terbiye etmek öyle bir sikkedir ki, hiçbir
flüphe kabul etmez, günefl gibi parlak bir sikke-i
Vahid-i
Ehad’
dir. Hadsiz bir kudret ve muhit bir ilim ve nihayet-
siz bir hikmet sahibinden baflka kimin haddi var ki, o
hadsiz derecede harika olan flu idareye kar›fls›n.
Çünkü, flu birbiri içinde girift olan envalar›, milletleri,
umumunu birden idare ve terbiye edemeyen, onlardan
birisine kar›flsa, elbette kar›flt›racak.
Hâlbuki,
1
m
Qƒ o
£o
a r
ĝp
e …'
ôn
J r
?n
g n
ön
ün
Ñ r
dG p
™p
Lr
QÉn
a
s›rr› ile, hiçbir
kar›fl›k alâmeti yoktur. Demek ki, hiçbir parmak kar›fla-
m›yor.
alâmet:
iz, belirti.
bilmüflahede:
gördü¤ümüz gibi.
cihet:
sebep.
derece:
mertebe, kademe.
efrat:
fertler.
enva:
çeflitler, türler.
erzak:
yiyecek ve içecekler.
girift:
kar›fl›k.
had:
yetki; güç.
hadsiz:
s›n›rs›z, sonsuz.
harika:
ola¤anüstü.
hafliye:
dipnot, aç›klay›c› not.
havale:
b›rakma; bir ifli baflkas›-
n›n yapt›¤›n› iddia etme.
hayvanat enva›:
hayvan çeflitle-
ri.
hayvanat:
hayvanlar.
hikmet:
her fleyin belirli gayelere
yönelik olarak, manal›, faydal› ve
tam yerli yerinde olmas›.
ibaret:
oluflan, meydana gelen.
idare:
yönetme.
ilim:
bilme, bilifl, bilgi.
kabil-i taklit:
benzerinin yap›l-
mas› mümkün.
kabul:
tasdik etme
kemal-i mizan ve intizam:
mü-
kemmel bir ölçü ve düzen.
k›s›m:
bölüm, çeflit.
k›yamet:
dünyan›n ve kâinat›n
sonu.
kudret:
güç, kuvvet.
kusur:
eksiklik, yanl›fll›k.
libas:
elbise.
mecmu:
bütün, tamam.
millet:
canl› türü.
muhit:
kuflatan, saran.
muhtelif:
çeflitli, farkl›.
münkir:
inkâr eden, kabul etme-
yen.
nebatat enva›:
bitki çeflitleri.
nebatat:
bitkiler.
nihayetsiz:
sonsuz.
s›r:
gizli hakikat.
sikke:
mühür, iflaret.
sikke-i samediyet:
hiçbir fleye
ihtiyac› olmayan Allah’›n, bütün
varl›klar›n kendisine muhtaç ol-
du¤unu gösteren mührü.
sikke-i Vahid-i Ehad:
bir olan ve
birli¤i her bir fleyde görülen Al-
lah’› gösteren iflaret.
suret:
biçim, flekil.
flüphe:
kuflku.
taife:
topluluk, gurup; canl› türü.
talimat:
e¤itimler.
tedbir:
idare etme, çekip çe-
virme.
terbiye:
besleme, yetifltirme,
büyütme.
terhisat:
terhisler, görevlere
son vermeler.
tezgâh:
dokuma aleti.
umum:
bütün insanlar, bütün
halk.
vücuda gelme:
yarat›lma.
zaman-› Âdem:
Hz. Âdem za-
man›, insanl›¤›n ilk devresi.
zemin:
yer.
ziyade:
çok, fazla
1.
Haydi, çevir gözünü: En küçük bir kusur görüyor musun? (Mülk Suresi: 3.)
1068 | SÖZLER
O
TUZ
Ü
ÇÜNCÜ
S
ÖZ
HAfi‹YE:
Hatta, o taifelerden bir k›s›m var ki: bir senedeki efrad›, za-
man-› Âdem’den k›yamete kadar vücuda gelen bütün insan efrad›ndan zi-
yadedir.
1...,1058,1059,1060,1061,1062,1063,1064,1065,1066,1067 1069,1070,1071,1072,1073,1074,1075,1076,1077,1078,...1482
Powered by FlippingBook