Sözler - page 1064

Otuz Üçüncü Söz
Otuz Üç Penceredir
Bir cihette Otuz Üçüncü Mektup ve bir cihette Otuz
Üçüncü Söz
W
t
?n
?r
G o
¬s
fn
G r
ºo
¡n
d n
øs
«n
Ñn
àn
j »s
àn
M r
ºp
¡°p
ùo
Ør
fn
G =?/
an
h p
¥Én
a'
’r
G?p
a Én
æp
JÉn
j'
G r
ºp
¡j/
Ôo
°n
S
1
l
ó«/
¡n
°T m
Ar
?n
T u
?o
c '
¤n
Y o
¬s
fn
G n
?u
Hn
ôp
H p
?r
µn
j r
ºn
dn
hn
G
S
UAL
:
fiu iki ayet-i camian›n
2
ifade etti¤i vücup ve
vahdaniyet-i ‹lâhiye ve evsaf ve fluunat-› Rabbaniyeye
âlem-i asgar ve ekber olan insan ve kâinat›n vech-i delâ-
letlerini mücmel ve k›sa bir surette beyanlar›n› isteriz.
Çünkü, münkirler pek ileri gittiler. “Ne vakte kadar
3
l
ôj/
ón
b m
Ar
?n
T u
?o
c '
¤n
Y n
ƒo
gn
h
deyip, elimizi kald›raca¤›z” diyorlar.
E l c ev ap :
Yaz›lan bütün otuz üç adet Sözler o ayetin
denizinden ve ifaza etti¤i hakikat bahrinden otuz üç kat-
redir; onlara baksan›z, cevab›n›z› alabilirsiniz. fiimdilik,
yaln›z o denizden bir katrenin reflahat›na iflaret nev’in-
den, flöyle deriz ki:
adet:
tane.
afakî:
d›fl âleme ait, dünya ve kâ-
inatla ilgili.
âlem:
dünya.
âlem-i asgar:
en küçük âlem; in-
san.
âlem-i ekber:
en büyük âlem;
kâinat.
ayet:
Kur’ân’›n her bir cümlesi,
delil.
ayet-i camia:
çok manalar› içinde
toplayan ayet.
bahir:
deniz.
beyan:
anlatma, aç›klama.
cihet:
yön.
elcevap:
sorulan fleye verilen
karfl›l›k.
enfüsî:
nefse ait, kiflinin iç dünya-
s›yla ilgili.
evsaf:
s›fatlar , nitelikler, özellik-
ler.
hak:
do¤ru, gerçek.
hakikat:
gerçek.
ifade:
anlatma.
ifaza etmek:
bol bol ak›tmak; be-
reketlendirmek.
iflaret:
bildirme; dikkat çekme.
kadir:
gücü yeten.
kâinat:
bütün âlemler, varl›klar.
kastedilen:
söylenmek istenilen.
katre:
damla.
mücmel:
k›sa, özetlenmifl.
münkir:
inkâr eden, kabul etme-
yen.
naflir:
neflreden, yay›nlayan.
nefis:
kendi, flah›s.
nev’:
çeflit, tür.
Rab:
besleyen, yetifltiren, verdi¤i
nimetlerle yaratt›klar›n› ›slah ve
terbiye eden Allah; yaratan, bü-
yüten, terbiye eden.
Rahîm:
rahmeti, flefkati ve mer-
hameti sadece mü’minlere olan
Allah.
Rahman:
rahmeti bütün her-
kese yay›lan ve bütün yarat›l-
m›fllar›n r›z›klar›n› ve geçim
flekillerini içine alan rahmetin
sahibi Allah.
reflahat:
serpintiler, s›z›nt›lar.
sual:
soru.
suret:
biçim.
flahit olmak:
görmek.
fluunat-› Rabbaniye:
Allah’›n
zat›n›n gere¤i olan ve zat›n-
dan ayr›lmayan kâinat› ku-
flatm›fl olan idare ve terbiye
edicilik fiilleri, iflleri.
vahdaniyet-i ‹lâhiye:
Allah’›n
bir, tek olmas›.
vakit:
zaman.
vech-i delâlet:
delil olma yö-
nü, sebebi.
vücup:
varl›¤› zorunlu olma.
1.
Rahman ve Rahîm olan Allah’›n ad›yla. • Onlara gerek içinde yaflad›klar› âlemin her tara-
f›nda, gerekse kendi nefislerinde ayetlerimizi gösterece¤iz—tâ ki Kur’ân’›n hak oldu¤u onlara
iyice aç›klanm›fl olsun. Rabbinin her fleye flahit olmas› yetmez mi? (Fuss›let Suresi: 53.)
2.
Ayette geçen enfüsî ve afakî ayetler kastediliyor. (Naflir)
3.
O [Allah] her fleye kadirdir. (Mülk Suresi: 1; vd.)
1064 | SÖZLER
O
TUZ
Ü
ÇÜNCÜ
S
ÖZ
]
Otuz Üçüncü Söz
, Bar-
la’da 1928-30 y›llar› ara-
s›nda Türkçe olarak te-
lif edilmifltir.
1...,1054,1055,1056,1057,1058,1059,1060,1061,1062,1063 1065,1066,1067,1068,1069,1070,1071,1072,1073,1074,...1482
Powered by FlippingBook