gör; nasl hiçbirini flaflrmayarak, unutmayarak, iltibas et-
meyerek terbiye ve tedbir ve idare eder.
flte, böyle hayret verici muhit bir intizam ve mizan ile
yaplan bir ifle, baflkalarnn parmaklar karflabilir mi?
Vahid-i Ehad, Hakîm-i Mutlak, Kadîr-i Külli fiey
den bafl-
ka bu sanata, bu tedbire, bu rububiyete, bu tedvire han-
gi fley elini uzatabilir, hangi sebep müdahale edebilir?
Dördüncü Nükte:
Diyorsun: Benim taamlara, nefsi-
me, refikama, valideynime, evlâdma, ahbabma, evliya-
ya, enbiyaya, güzel fleylere, bahara, dünyaya müteallik
ayr ayr muhtelif muhabbetlerimin, Kurânn emretti¤i
tarzda olsa, neticeleri, faydalar nedir?
Elcevap: Bütün neticeleri beyan etmek için büyük bir
kitap yazmak lâzm gelir. fiimdilik, yalnz icmalen bir iki
neticeye iflaret edilecek. Evvelâ, dünyadaki muaccel ne-
ticeleri beyan edilecek; sonra, ahirette tezahür eden ne-
ticeleri zikredilecek. fiöyle ki:
Sabkan beyan edildi¤i gibi, ehl-i gaflet ve ehl-i dünya
tarznda ve nefis hesabna olan muhabbetlerin, dünyada
belâlar, elemleri, meflakkatleri çoktur; safalar, lezzetle-
ri, rahatlar azdr. Meselâ flefkat, acz yüzünden elemli bir
musibet olur; muhabbet, firak yüzünden belâl bir hrkat
olur; lezzet, zeval yüzünden zehirli bir flerbet olur. Ahiret-
te ise, Cenab- Hakkn hesabna olmadklar için, ya fay-
daszdr veya azaptr (e¤er harama girmifl ise).
acz:
zayflk, güçsüzlük.
ahbap:
dostlar.
ahiret:
kyametten sonra kurula-
cak olan âlem.
azap:
ceza.
belâ:
musibet, sknt.
beyan:
anlatma, izah.
ehl-i dünya:
dünyaya dalmfl
olup, ahireti düflünmeyen.
ehl-i gaflet:
dünyaya dald¤ndan
dolay ahiretin farknda olmayan.
elem:
dert, üzüntü.
enbiya:
nebîler, peygamberler.
evlât:
çocuklar.
evliya:
velîler, Allah dostlar.
evvelâ:
ilk önce.
firak:
ayrlk.
Hakîm-i Mutlak:
sonsuz hikmet
sahibi ve her fleyi gayeli ve fay-
dal yaratan Allah.
haram:
slâmiyetçe yasaklanan
ifller.
hrkat:
hararet, scaklk.
icmalen:
ksaca, özetle.
idare:
bir ifli yürütme, çekip çevir-
me.
iltibas:
karfltrma.
intizam:
düzgünlük, nizam.
Kadîr-i Külli fiey:
her fleye gücü
yeten sonsuz kudret sahibi olan
Allah.
meflakkat:
zahmet, sknt.
mizan:
ölçü.
muaccel:
acele olunmufl, peflin.
muhit:
ihata eden, kuflatan.
muhtelif:
çeflitli.
musibet:
felâket, belâ.
müdahale:
karflma.
müteallik:
dair, alâkal.
nefis:
kötü vasflar, nitelikleri
kendisinde toplayan, kötülü¤e
sevk eden hayrl ifllerden alko-
yan güç; ruh.
netice:
sonuç.
nükte:
ince söz ve mana.
refika:
efl, kar.
rububiyet:
rablk; Allahn her bir
varl¤a muhtaç oldu¤u fleyleri
vermesi, onlar terbiye edip
idare ve hâkimiyeti altnda
bulundurmas.
sabkan:
geçmifl, az önce
geçti¤i gibi.
safa:
rahat ve huzurlu olma,
gönül rahatl¤.
flefkat:
acyarak, içten ve kar-
fllksz merhamet.
flerbet:
tatl içecek.
taam:
yemek.
tedvir:
çekip çevirme, idare
etme.
terbiye:
besleme, yetifltirme,
büyütme.
tezahür:
zuhur etme, görün-
me.
Vahid-i Ehad:
bir olan ve bir-
li¤i her bir fleyde tecelli eden
Allah.
valide:
anne.
zeval:
sona erme, yok olma.
zikir:
anma.
1048 | SÖZLER
O
TUZ
KNC
S
ÖZ