Mesnevi-i Nuriye - page 319

nasıl ki amellerin hayatı niyet iledir; onun gibi, niyet
bir cihetle fıtrî ahvalin ölümüdür. Meselâ, tevazua niyet,
onu ifsat eder; tekebbüre niyet onu izale eder; feraha ni-
yet, onu uçurur; gam ve kedere niyet, onu tahfif eder ve
hakeza, kıyas et.
İ’lemEyyühe’l-Aziz!
kâinat bir şeceredir, anasır onun dallarıdır, nebatat
yapraklarıdır, hayvanat onun çiçekleridir, insanlar onun
semereleridir. Bu semerelerden en ziyadar, nurlu, ah-
sen, ekrem, eşref, eltaf, seyyidü’l-enbiya ve’l-Mürselîn,
İmamü’l-Müttakîn, Habib-i rabbülâlemîn Hazret-i Mu-
hammed’dir.
(1)
o
äGn
ƒ'
ªs
°ùdGn
h ¢o
Vr
Qn
’r
G p
ân
eGn
OÉn
e p
äGn
ƒn
?°s
üdG o
?°n
†r
an
G p
¬r
«n
?n
Y
®
Mesnevî-i nuriye | 319 |
ş
emme
kıyas:
karşılaştırma, bir şeyi baş-
ka bir şeye benzeterek hüküm
verme.
meselâ:
örneğin.
nebatat:
bitkiler.
niyet:
kalbin bir şeye karar ver-
mesi, bir işin ne için yapılacağını
bilmesi.
nurlu:
ışıklı, parıltılı.
rahmet:
şefkat, merhamet, bağış-
lama ve esirgeyicilik.
şecere:
ağaç.
semere:
meyve, güzel netice.
semere:
meyve, güzel netice.
seyyidü’l-enbiya ve’l-mürselîn:
gönderilen bütün peygamberlerin
ve Allah elçilerinin efendisi olan
Hz. Muhammed (asm).
tahfif:
hafifletme, yükünü azalt-
ma.
tekebbür:
kibirlenme, büyüklük
satma.
tevazu:
alçak gönüllülük, bir kim-
senin başkalarını kendinden kü-
çük görmemesi.
ziyadar:
ziyalı, ışıklı, parlak, aydın-
lık.
ahsen:
en güzel.
ahval:
haller, durumlar.
amel:
fiil, iş.
anasır:
unsurlar, esaslar.
cihet:
yön.
ekrem:
daha (en, pek) kerîm;
çok şeref sahibi, pek cömert,
eli açık.
eltaf:
daha lâtif, en lâtif, pek
güzel, hoş (olan).
eşref:
en şerefli, daha şerefli,
en iyi, en güzel.
ferah:
gönül açıklığı, sevinç,
sevinme.
fıtrî:
tabiî, doğal.
gam:
keder, üzüntü.
Habib-i rabbülâlemîn:
Âlem-
lerin Rabbi olan Allah’ın en
sevdiği kulu Hz. Muhammed
(asm).
hakeza:
böylece, bunun gibi.
hayvanat:
hayvanlar.
ifsat:
fesada uğratma, bozma,
karışıklık çıkarma.
i’lem eyyühe’l-aziz:
ey aziz
kardeşim, bil ki!
imamü’l- müttakîn:
kendisini
günahlardan ve kötülüklerden
koruyanların imamı, en önde
geleni.
izale:
giderme, ortadan kaldır-
ma.
kâinat:
evren; yaratılmış olan
şeylerin tamamı, bütün âlem-
ler.
keder:
kaygı, acı, hüzün.
1. Yer ve gökler devam ettiği sürece, rahmetlerin en güzeli onun üzerine olsun.
1...,309,310,311,312,313,314,315,316,317,318 320,321,322,323,324,325,326,327,328,329,...528
Powered by FlippingBook