f
iHriSTe
-
i
m
ekTuBaT
| 838 | Mektubat
m
Ar
?n
T p
q
?o
c '
¤n
Y n
ƒo
gn
h o
ôr
«n
ÿr
G p
?p
ón
«p
H o
äƒo
ªn
j n
’ w
»n
M n
ƒo
gn
h o
â«/
ªo
jn
h
(1)
o
Ò°/
ün
Ÿr
G p
¬r
«n
dp
Gn
h l
ôj/
ón
b
kelâmının on bir kelimesinde on bir beşaret ve on
bir bürhan-ı kat’î bulunduğuna dair bir mektuptur.
elhak meratib-i tevhid-i hakikînin hakkında bu mek-
tup bir kibrit-i ahmerdir ve bir iksir-i azamdır. o de-
rece parlak ve o mertebede kuvvetli delilleri ve hüc-
cetleri gösteriyor ki, en mütemerrit zındıkları dahi
imana getiriyor. on dokuzuncu Mektup olan risa-
le-i Ahmediye (
AsM
) kelime-i Şahadetin ikinci kelâ-
mı olan
(2)
$G o
?ƒo
°Sn
Q Gk
ós
ªn
ëo
e r
¿
n
G o
ón
¡°r
Tn
G
hükmünü ne de-
rece kat’î ve kuvvetli ispat etmiştir; öyle de, bu Yir-
minci Mektup, kelime-i Şahadetin birinci kelâmı
olan
(3)
*G s
’p
G n
¬ '
dp
G n
B
’ r
¿n
G o
ón
¡°r
Tn
G
hükmünü, o kat’iyet ve
kuvvetle ispat ediyor. Hakikî ve kuvvetli imanı ka-
zanmak isteyenler bunu okusunlar. Ve bilhassa do-
kuzuncu kelime bahsinde, ilim ve irade-i İlâhiyenin
ispatını çok vazıh bir surette beyan ettiği gibi;
onuncu kelime bahsinde de
(4)
l
ôj/
ón
b m
Ar
?n
T pq
?o
c '
¤n
Y n
ƒo
gn
h
bürhanıyla,
(5)
m
In
óp
MGn
h ¢m
ùr
Øn
æ`n
c s
’p
G r
ºo
µ
o
ã`r
©n
H n
’n
h r
ºo
µ`o
? r
?n
N Én
e
ayetinin mühim bir sırrını ve en muazzam bir haki-
katini “Beş nüktede” beyan ediyor. Hakaik-ı imani-
yenin bir tılsım-ı azamını o Beş nükte ile hallediyor.
âlem:
ahiret.
ayet:
Kur’ân’ın her bir cümlesi.
bahis:
konu, mevzu.
bâkî:
sürekli ve kalıcı olan.
beşaret:
müjde.
beyan:
açıklama, izah.
bürhan:
delil.
bürhan-ı kat’î:
kesin delil.
dair:
ilgili.
delil:
şahit, belge, tanık.
ebed:
sonsuzluk, süreklilik.
ebedî:
sonu olmayan, sürekli, hiç
son bulmayacak şekilde süren.
elhak:
doğru, gerçek.
ezel:
başlangıcı olmayan geçmiş
zaman, öncesizlik.
ezelî:
öncesiz, başlangıçsız.
hadis-i şerif:
Peygamberimizden
aktarılan sözlerin genel adı.
hakaik-ı imaniye:
iman hakikat-
leri.
hakikat:
gerçek.
hakikî:
gerçek.
hamd:
övme, yüceltme.
hayır:
iyilik.
hüccet:
delil, ispat, bürhan.
iksir-i azam:
olağanüstü etkisi
olan ilâç.
ilâh:
tanrı, ma’bud, Allah.
iman:
inanç, itikat.
irade-i İlâhiye:
Cenab-ı Hakkın
dilediğini yapabilme gücü, kudre-
ti.
ispat:
doğruyu delillerle göster-
me.
kat’î:
kesin.
kat’iyet:
kesinlik.
kelâm:
söz, lâfız.
kelime-i Şahadet:
şahadet ifade-
sini özetleyen “eşhedü en la ilâhe
illâllah ve eşhedü enne Muham-
meden abdühü ve Resulühü”
cümlesi.
kibrit-i ahmer:
kırmızı kibrit;
iksir, ilâç.
lâyık:
uygun, yakışır.
mahsus:
özel.
meratib-i tevhid-i hakikî:
hakikî
birlik mertebeleri.
mertebe:
derece.
minnet:
iyiliğe karşı duyulan şü-
kür hissi.
muazzam:
çok büyük.
mühim:
önemli.
mülk:
mal.
mütemerrit:
dik başlı, inatçı.
nükte:
herkesin anlayamadığı in-
ce mana.
Risale-i ahmediye:
Peygamber
Efendimizin mu’cizelerini anlatan
risale.
suret:
biçim.
şahadet:
şahitlik, tanıklık.
şükür:
minnettarlık ifade etme,
teşekkür.
1.
Allah’tan başka hiçbir ilâh yoktur. O birdir, Allah bir olur, ortağı yoktur. Mülk onundur. Ezel-
den ebede her türlü hamd ve övgü, şükür ve minnet Ona mahsustur ve Ona lâyıktır. Hayatı
veren ve devam ettiren yine Odur. Ölümü de yaratan ve bâkî âleme alan Odur. O ezelî ve
ebedî hayat sahibidir. Her hayır Onun elindedir; yapılan her hayrı da kaydeden ve karşılığı-
nı verir. Her şeye gücü yeter ve hiçbir şey Ona ağır gelmez. Dönüş yalnız Onadır. (Buharî,
Ezan: 155, Teheccüt: 21; Müslim, Zikir: 28, 30, EbuDavud, Vitir: 24.)
2.
Şahadet ederim ki, Muhammed Allah’ın Resulüdür.
3.
Şahadet ederim ki, Allah’tan başka hiçbir ilâh yoktur.
4.
Onun her şeye gücü yeter ve hiçbir şey Ona ağır gelmez.
5.
Sizin yaratılmanız da diriltilmeniz de, tek bir kişinin yaratılıp diriltilmesi gibidir. (Lokman Su-
resi: 28.)
teheccüt:
gece namazı, gece
kalkılıp kılınan nafile namaz.
tılsım-ı azam:
büyük tılsım.
vazıh:
açık.
zındık:
Allah’a ve ahirete
inanmayan.