Mektubat - page 837

Şakk-ı Kamer Mu’cizesine Dair
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
351-356
Şu risale, şakk-ı kamer mu’cizesine bu zaman
feylesoflarının ettikleri itirazlarını “Beş nokta” ile
gayet kat’î bir surette reddedip, inşikak-ı kamerin
vukuuna hiçbir mâni bulunmadığını gösterir. Ve
ahirinde beş icma ile şakk-ı kamerin vuku bulduğu-
nu gayet muhtasar bir surette ispat eder ve şakk-ı
kamer mu’cize-i Ahmediyesini (
AsM
) güneş gibi gös-
terir.
Mu’cizat-ı Ahmediye Zeylinin Bir Parçası
. . . . . . . . .
356-363
risalet-i Ahmediye (
AsM
) hakkında olup, Miraç
risalesinin üçüncü esasının nihayetindeki üç mü-
him müşkülden birinci müşküle ait “Şu Mirac-ı
Azîm niçin Muhammed-i Arabî Aleyhissalâtü Ves-
selâma mahsustur?” sualine muhtasar bir fihriste
suretinde verilen cevaptır.
Ayetü’l-Kübra Risalesinin Risalet-i Ahmediyeden
Bahseden On Altıncı Mertebesi
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
364-373
kâinatın erkânından Hâlıkını soran bir seyyahın
müşahedatından bir parça olup, makam münasebe-
tiyle buraya ilhak edilmiştir.
Yirminci Mektup
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
374-436
(1)
*G s
’p
G n
¬ '
dp
G n
B ’ o
¬s
`fn
G r
ºn
?`r
YÉn
a
ayetinin en mühim bir ha-
kikatini bildiren ve
»
p
«r
ëo
j o
ór
ªn
?r
G o
¬n
dn
h o
?r
?o
`Ÿr
G o
¬n
d o
¬n
d n
?j/
ön
T n
’ o
?n
ór
Mn
h*G s
’p
G n
¬'
dp
G n
B ’
Hz. Muhammed’in huzur-i İlâhîye
gidişi.
mu’cizat-ı ahmediye:
Hz. Mu-
hammed’in gösterdiği mu’cizeler.
mu’cize:
benzerini yapmaktan
insanların âciz kaldığı şey.
mu’cize-i ahmediye:
Hz. Mu-
hammed’in gösterdiği mu’cize.
muhtasar:
kısaltılmış, kısa, özet.
mühim:
önemli.
münasebet:
vesile, ilgi, bağ.
müşahedat:
gözle görülen şeyler.
müşkül:
zor, çetin.
nihayet:
son derece.
risale:
mektup.
Risalet-i ahmediye:
Hz. Muham-
med’in peygamberliği.
seyyah:
yolcu.
sual:
soru.
suret:
biçim, şekil.
şakk-ı kamer:
ayın ikiye bölün-
mesi; Hz. Muhammed’in Cenab-ı
Hakkın izniyle, bir parmak işare-
tiyle ayı ikiye bölmesi suretiyle
gösterdiği büyük mu’cize.
vuku:
meydana gelme, ortaya
çıkma, oluş.
zeyil:
ek, ilâve.
1.
Bil ki, Allah’tan başka hiçbir ilâh yoktur. (Muhammed Suresi: 19.)
ahir:
son.
aleyhissalâtü vesselâm:
“sa-
lât ve selâm onun üzerine ol-
sun,” anlamında dua.
ayet:
Kur’ân’ın her bir cümle-
si.
ayetü’l-kübra risalesi:
tevhit
ve marifetullah hakkındaki
Said Nursî Hazretlerinin bir ri-
salesi.
dair:
ilgili.
erkân:
kaideler, prensipler.
feylesof:
filozof.
fihriste:
sıralanmış, liste.
gayet:
son derece.
hakikat:
gerçek.
Hâlık:
her şeyi yoktan var
eden, yaratıcı; Allah.
icma:
fikir birliği.
ilhak:
ilâve etme, ekleme,
katma.
inşikak-ı kamer:
ayın ikiye
bölünmesi, ayın yarılması
mu’cizesi.
ispat:
doğruyu delillerle gös-
terme.
itiraz:
karşı çıkma, karşı dur-
ma.
kâinat:
bütün âlemler, varlık-
lar.
kat’î:
kesin.
mahsus:
özel.
makam:
mevki.
mâni:
alıkoyan, engel olan.
mertebe:
derece, kademe.
Mirac-ı azîm:
büyük miraç,
Mektubat | 837 |
f
iHriSTe
-
i
m
ekTuBaT
1...,827,828,829,830,831,832,833,834,835,836 838,839,840,841,842,843,844,845,846,847,...1086
Powered by FlippingBook