mü’minlerin kızlarını alması şu sırra uygun gelmediği
için, kur’ân o vehmi def maksadıyla der:
“peygamber rahmet-i İlâhiye hesabıyla size şefkat
eder, pederâne muamele eder. Ve risalet namına siz
onun evlâdı gibisiniz. Fakat şahsiyet-i insaniye itibarıyla
pederiniz değildir ki, sizden zevce alması münasip düş-
mesin. Ve sizlere ‘oğlum’ dese, ahkâm-ı şeriat itibarıyla
siz onun evlâdı olamazsınız.”
(1)
? /
bÉn
Ñr
dG n
ƒo
g ? /
bÉn
Ñr
dn
G
Sa i d Nu r s î
®
ahkâm-ı şeriat itibarıyla:
şe-
riatın hükümleri ve esasları
bakımından.
bâkî:
sürekli ve kalıcı olan,
bütün varlıklar yok olurken
yok olmayan ve bütün varlık-
lar yok olduktan sonra da za-
tıyla var olacak tek varlık, Al-
lah.
def:
ortadan kaldırma, gider-
me.
evlât:
veletler, çocuklar.
itibarıyla:
özelliğiyle, özelliği
bakımından; bakımından.
maksat:
amaç, gaye.
muamele etmek:
davran-
mak.
mü’min:
iman eden, inanan.
münasip:
uygun.
nam:
ad.
peder:
baba.
pederâne:
babaya yakışır şe-
kilde.
peygamber:
Allah’ın elçisi.
rahmet-i İlâhiye:
Allah’ın
sonsuz rahmeti.
risalet:
elçilik, peygamberlik.
sır:
bir şeyin anlaşılması en
zor ve ince olan yanı
şahsiyet-i insaniye:
insan
şahsiyeti, insan olma özelliği.
şefkat:
acıyarak ve esirgeye-
rek sevme, içten ve karşılıksız
sevgi.
vehim:
zan, şüphe.
zevce:
eş, hanım.
Y
edinci
m
ekTup
| 50 | Mektubat
1.
Bâkî olan yalnız Allah’tır.