bulur” ne derece âlî bir hakikat olduğunu gördüm ve
(1)
p
A B Én
Hn
ôo
¨ r
?p
d '
»Hƒ o
W
hadisinin sırrını anladım, şükrettim.
İşte, kardeşlerim, karanlıklı bu gurbetler çendan nur-i
imanla nurlandılar; fakat yine bende bir derece hüküm-
lerini icra ettiler ve şöyle bir düşünceyi verdiler: “Madem
ben garibim ve gurbetteyim ve gurbete gideceğim; aca-
ba şu misafirhanedeki vazifem bitmiş midir? tâ ki sizleri
ve sözleri tevkil etsem ve bütün bütün alâkamı kessem”
fikri hatırıma geldi. onun için sizden sormuştum ki,
“Acaba yazılan sözler kâfi midir, noksanı var mı? Yani,
vazifem bitmiş midir? tâ ki rahat-ı kalp ile kendimi nur-
lu, zevkli, hakikî bir gurbete atıp, dünyayı unutup, Mev-
lâna Celâleddin’in dediği gibi,
»/
àr
°ùn
gp
R r
¿n
óo
°T r
Oƒo
N »/
H ?r
On
ƒo
H ¬p
¸ p
´Én
ªn
°S /
ÊGn
O
(2)
r
¿n
ó«/
°ûn
¸ Én
?n
H p
¥r
hn
P r
?n
?r
£ o
e p
…Én
æn
a r
Qn
ór
fn
G
deyip, ulvî bir gurbeti arayabilir miyim?” diye sizi o sual-
ler ile tasdi’ etmiştim.
(3)
? /
bÉ n
Ñ r
dG n
ƒo
g ? /
bÉ n
Ñ r
dn
G
Sa i d Nu r s î
®
alâka:
ilgi, bağ.
âlî:
yüce, yüksek.
bâkî:
yok olmayan, sürekli ve ka-
lıcı olan, bütün varlıklar yok olur-
ken yok olmayan tek varlık, Al-
lah.
beka:
bâkîlik, süreklilik.
çendan:
gerçi, her ne kadar.
fenâ-i mutlak:
mutlak yok oluş.
fikir:
düşünce.
garip:
gurbette olan, kimsesiz.
gurbet:
doğup büyüyüp, yaşanı-
lan yerden uzaktaki yer; gariplik,
yabancılık.
hadis:
Hz. Muhammed’e (
ASM
) ait
söz, emir, fiiller.
hakikat:
gerçek.
hakikî:
gerçek ile ilgili.
hamd:
methetme, övme.
hatır:
zihin, kalp, akıl.
hatırına gelmek:
hatırlamak, ak-
lına gelmek
hüküm:
karar, emir.
icra:
yürütme, uygulama.
iman:
inanmak, itikat; inanç.
İslâmiyet:
Müslümanlık, semavî
dinlerin sonuncusu.
kâfi:
yeterli.
misafirhane:
yolcuların geçici
konakladığı yer.
müjde:
sevindirici haber.
noksan:
eksiklik.
nur:
aydınlık, ışık.
nur-i iman:
imandan gelen
nur.
rahat-ı kalp:
kalp rahatlığı.
semâ:
Mevlevîlerin dinî ayini.
sual:
soru.
tasdi':
baş ağrıtma, rahatsız
etme.
tevkil etme:
vekil etme, edil-
me.
ulvî:
yüksek, yüce.
vazife:
görev, iş.
a
lTıncı
m
ekTup
| 46 | Mektubat
1.
Müjdeler olsun o gariplere. (Müslim, İman: 232; Tirmizî, İman: 13; İbniMâce, Fiten: 15; Dari-
mî, Rikak: 42; Müsned, 1:184, 2:177, 222, 389, 4:73.) Hadisin tam metni: İslâmiyet garip ola-
rak başladı, ileride garipliğe dönecek ve ilk günlerdeki gibi tekrar garip olarak inkişaf ede-
cektir. Müjdeler olsun o gariplere.)
2.
Semâın ne olduğunu bilir misin? O, varlıktan geçip fenâ-i mutlakta beka zevkini tatmaktır.
3.
Bâkî olan yalnız Allah’tır.