İncil’in bir yerinde, İsa Aleyhisselâm demiş: “Ben gide-
ceğim, tâ dünyanın reisi gelsin.” Acaba Hazret-i İsa
Aleyhisselâmdan sonra dünyanın reisi olacak ve hak ve
batılı fark ve temyiz edip Hazret-i İsa Aleyhisselâmın ye-
rinde insanları irşat edecek, resul-i ekrem Aleyhissalâtü
Vesselâmdan başka kim gelmiştir? demek Hazret-i İsa
Aleyhisselâm, ümmetine daima müjde ediyor ve haber
veriyor ki, “Birisi gelecek, bana ihtiyaç kalmayacak. Ben
onun bir mukaddimesiyim ve müjdecisiyim.” nasıl ki, şu
ayet-i kerîme:
r
ºo
µ r
«n
d p
G $G o
?ƒo
°Sn
Q
u
Êp
G n
?«
p
FBG n
ôr
°Sp
G »
p
æn
H Én
j n
ºn
jr
ôn
e o
ør
HG ? n
ù«
p
Y n
?Én
b r
Pp
Gn
h
?
p
Jr
Én
j m
?ƒo
°Sn
ôp
H Gk
ôu
°ûn
Ño
en
h p
áj'
Qr
ƒs
àdG n
øp
e s
…n
ón
j n
ør
«n
H Én
ªp
d Ék
bu
ón
°üo
e
(HaşİYe) (1)
o
ón
ªr
Mn
G o
¬o
ªr
°SG …p
ór
©n
H r
øp
e
HaşİYe:
n
¿ho
OÉs
ªn
?r
G o
¬o
às
eo
G
seyyah-ı Meşhur evliya Çelebi, Hazret-i
Şem’un-i safa’nın türbesinde, ceylân derisinde yazılı İncil-i Şerif’te bu
gelen ayeti okumuştur. resul-i ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm hakkın-
da nazil olan ayet:
¿ƒàjG
Bir oğlan,
¿ƒ«HQRG
yani İbrahim neslinden ola,
¿ƒàahô`
>
peygamber ola,
Ú?°ùZƒd
yalancı olmaya,
âæH
onun
ä’hõaG
mevlidi Mekke ola,
Ò°TƒdÉc ¬c
salihlikle gelmiş ola,
Úp
æeƒfƒJ
onun mü-
barek adı
HaşİYeCİK
n
â«
p
eGn
ƒn
e
Ahmed Muhammed ola.
¢ShóØ°ùjG
ona
uyanlar
¢ùjOôcÉJ
bu cihan ıssı olalar,
å«H â°ù«`H
dahi ol cihan ıssı ola.
HaşİYeCİK:
Bu
Mevamît
kelimesi
Memed’
den ve
Memed
dahi
Muham-
med
’den tahrif edilmiş.
aleyhissalâtü vesselâm:
salât ve
selâm onun üzerine olsun.
ayet:
İncil’den bir cümle, delil.
ayet-i kerîme:
Kur’ân’ın ayeti; aza-
met ve şerefi olan ayet.
batıl:
doğru olmayan, yalan, yan-
lış.
cihan:
dünya, kâinat, âlem.
fark:
ayırma, seçme.
hak:
doğru, gerçek
haşiye:
dipnot, açıklayıcı yazı.
Hazret-i Şem’un-i Safa:
Hz. İsa’nın
havarilerindendir, türbesi Antak-
ya’da Habib-i Neccar Camiinin av-
lusundadır.
ıssı olmak:
sahibi olmak.
İncil:
Hazret-i İsa’ya gönderilmiş
olan İlâhî kitap.
İncil-i Şerif:
Hz. İsa’ya indirilen
kutsal kitap; İncil.
irşat:
doğru yolu gösterme.
mevlidi:
doğumu; doğum ye-
ri.
mu’cize:
Peygamberler tara-
fından ortaya konmuş, olağa-
nüstü hâl ve hareketlerden
her biri.
mukaddime:
başlangıç.
mübarek:
bereketli, hayırlı,
uğurlu.
nazil olma:
inme.
nesil:
kuşak, nesil, soy.
reis:
baş, başkan.
Resul-i ekrem:
çok cömert,
kerim ve Allah’ın insanlara bir
elçisi olan Hz. Muhammed.
Seyyah-ı Meşhur:
Meşhur Gez-
gin.
sihir:
büyü, büyücülük.
temyiz etmek:
ayırmak, iyiyi
kötüden ayırdetmek.
tevrat:
Hz. Mûsa’ya indirilmiş
olan İlâhî kitap.
türbe:
mezar, kabir.
ümmet:
bir peygambere ina-
nıp onun yolundan gidenlerin
tamamı.
o
n
d
okuzuncu
m
ekTup
| 292 | Mektubat
1
. Hani Meryem oğlu İsa “Ey İsrailoğulları,” demişti. “Ben, daha önce indirilen Tevrat’ı doğrula-
mak ve benden sonra gelecek Ahmed ismindeki bir peygamberi müjdelemek üzere size
Allah tarafından gönderilmiş bir peygamberim.” O açık ve kesin mu’cizeler getirdiğinde, “Bu
apaçık bir sihirdir” dediler. (Saf Suresi: 6.)