Mektubat - page 296

?
n
ù«
p
Y n
?p
H n
ös
ûn
Hn
h o
ôn
¶n
àr
æo
Ÿr
G t
»p
Ñs
ædG n
âr
fn
G n
?s
fn
G o
ón
¡r
°Tn
G
u
Êp
G o
ós
ªn
ëo
e Én
j r
öu
ûn
H
Yani, “
Telâşetme,ohâletvahiydir.Sanamüjde!İnti-
zaredilennebîsensin.İsaseninlemüjdevermiş.
(1)
Altıncısı
: Askalâni’l-Hımyerî nam arif-i billâh, bi’set-
ten evvel kureyşîleri gördüğü vakit, “İçinizde dava-i nü-
büvvet eden var mı?” “Yok” derlerdi. sonra, bi’set vak-
tinde yine sormuş. “evet,” demişler. “Biri dava-i nübüv-
vet ediyor.” demiş: “İşte, âlem onu bekliyor.”
(2)
yedincisi
: nasarâ ulema-i benamından İbnü’l-Âlâ,
bi’setten ve peygamberi görmeden evvel haber vermiş.
sonra gelmiş, Hazret-i peygamber Aleyhissalâtü Vesse-
lâmı görmüş, demiş:
p
p
ér
fp
’r
G?p
a n
?n
àn
Øp
°U o
är
ón
Ln
h r
ón
?n
d pq
?n
?r
Ép
H n
?n
ãn
©n
H …
p
òs
dGn
h
p
?ƒo
àn
Ñr
dG o
ør
Hp
G n
?p
H n
ös
ûn
Hn
h
Yani, “
Benseninsıfâtınıİncil’degördüm,imanettim.
İbniMeryem,İncil’deseningeleceğinimüjdeetmiş
.”
(3)
Sekizincisi
: Bahsi geçen Habeş padişahı necaşi de-
miş:
p
án
æn
£r
?°s
ùdG p
?p
ò'
g r
øn
Y k
’n
ón
H o
¬n
àn
er
óp
N
p
‹ n
âr
«n
d
Yani, “
Keşkeşu
saltanatabedel,Muhammed-iArabîAleyhissalâtüVes-
selâmınhizmetkârıolsaydım.Ohizmetkârlık,saltanatın
pekfevkındedir.
(4)
aleyhissalâtü vesselâm:
salât ve
selâm onun üzerine olsun.
arif-i billâh:
Allah’ı bilen, tanıyan.
bahsi geçen:
söz edilen, sözü ge-
çen.
bedel:
karşılık.
bi’set:
Hz. Muhammed’in Peygam-
berlikle görevlendirilmesi.
dava-i nübüvvet:
Peygamberlik
dava etmek, Peygamber olduğu-
nu ilân etmek.
fevkinde:
üstünde, üzerinde.
hâlet:
hâl, durum.
hizmetkâr:
hizmetçi.
iman:
inanma, İslâmiyeti ka-
bul etme.
İncil:
Hazret-i İsa’ya gönderil-
miş olan İlâhî kitap.
intizar edilen:
beklenen.
kureyşî:
Kureyş kabilesinden
olan kimse.
Muhammed-i arabî:
Arapla-
rın içinden çıkan Peygamberi-
miz Hz. Muhammed.
müjde:
sevindirici haber.
nam:
ad.
Nasarâ ulema-i benamı:
Hris-
tiyanların meşhur âlimleri.
Nebî:
haberci, peygamber.
Necaşi:
Habeş hükümdarları-
na verilen ünvan.
saltanat:
sultanlık, hükümdar-
lık.
sıfât:
vasıflar, özellikler.
vahiy:
bir fikrin, bir hakikatin
veya bir emrin Allah tarafın-
dan peygamberlere bildirilme-
si.
o
n
d
okuzuncu
m
ekTup
| 296 | Mektubat
1.
Müsned, 4:304; Buharî, 1:3, 6:215; Kadı İyaz, Şifa, 1:363.
2.
Kadı İyaz, Şifa, 1:363.
3.
Alliyyü’l-Karî, Şerhü’ş-Şifa, 1:744.
4.
Beyhakî, 2:285; Kadı İyaz, Şifa, 1:364.
1...,286,287,288,289,290,291,292,293,294,295 297,298,299,300,301,302,303,304,305,306,...1086
Powered by FlippingBook