Lem'alar - page 605

bu iki kaside-i gaybiyesinin mevzuu ve esası ve ruhu olan
Sekîne’
yi ve İsm-i Azamı bu zamanda herkesten ziyade
kendine virt eden; ve on üç seneden beri İsm-i Azamla
beraber bin bir esma-i İlâhiye içinde bulunan
Cevşenü’l-
Kebir
’i ile ve o esma ile ulûm-i kur’âniyenin hazinesini
açan yüz yirmi risaleyi o esmanın feyzi ile kur’ân’a tefsir
yapan; ve yirmi dört saatte yüz yetmiş bir defa
Sekîne
ve
İsm-i Azam denilen esma-i sitte-i meşhureyi bin üç yüz
mükerrer ayetle okuyan; ve Âl-i Beytin manevî ve gayet
mühim bir mirası ve bir maden-i feyzi olan
Cevşenü’l-Ke-
bir
’i kendine üstat eden ve bidayette her günde bir defa,
bazen iki-üç defa tamamını okuyan ve talebelerine tavsi-
ye eden adam, risale-i nur müellifidir.
Hem madem iki kasidenin sarahate yakın altı yerinde
ondan haber veriyor. Hatta yalnız
o
?o
Qr
ón
b s
?n
L …/
òs
dG p
ºr
°Sp
’r
G n
?p
eÉn
MÉn
«n
a
makamında dahi, altı satır-
da altı defa
¢n
ûr
în
J n
ile bu zamanın en müthiş hâdisesi
olan Harb-i Umumîyi gösterip, o harbde ilimce ve şeriat-
ça ve şahısça korkulara düşen bir şakirdini teşci eden bu
altı satır, bilâistisna, on üç cümlesiyle on üç defa aynı şa-
kirdinin başına parmak basıyor. Ve on üç seneden beri
İsm-i Azama devam eden o şakirdin tarih-i hayatının on
üç vakıat-ı mühimmesine on üç surette işaret; ve umum
işaretler birbirine kuvvet verip ittifak ettikleri adam, risa-
le-i nur müellifidir.
Lem’aLar | 605 |
Y
irmi
S
ekizinci
l
em
a
müthiş:
dehşet veren.
ruh:
öz.
sarahat:
sarihlik, açıklık.
Sekîne:
içerisinde on dokuz harfli
on dokuz ayet bulunan çok mü-
him, sükûnet ve emniyet veren
bir dua.
suret:
biçim, tarz.
şahıs:
kişi.
şakirt:
talebe, öğrenci.
şeriat:
Allah tarafından peygam-
ber vasıtasıyla bildirilen, İlâhî emir
ve yasaklara dayanan hükümlerin
hepsi.
talebe:
öğrenci.
tarih-i hayat:
hayat tarihi.
tavsiye:
öğütleme.
tefsir:
Kur’ân’ın mana bakımından
izahı.
teşci:
cesaretlendirme.
ulûm-i Kur’âniye:
Kur’ân ilimleri.
umum:
hepsi, bütün.
vakıat-ı mühimme:
önemli olay-
lar.
virt:
zikir.
ziyade:
fazla.
Âl-i Beyt:
Hz. Muhammed’in
(asm) ailesinden olan.
ayet:
Kur’ân’ın her bir cüm-
lesi.
bidayet:
başlangıç.
bilâistisna:
istisnasız.
Cevşenü’l-Kebir:
Peygambe-
rimize gelen büyük ve mühim
bir dua.
esas:
asıl, temel.
esma:
isimler.
esma-i İlâhiye:
Allah’ın isim-
leri.
esma-i sitte-i meşhure:
Ce-
nab-ı Hakkın meşhur olmuş
altı ismi.
feyiz:
bolluk, bereket.
hâdise:
olay.
Harb-i Umumî:
genel harb,
1914. 1918 yılları arasında ce-
reyan eden “Birinci Dünya Sa-
vaşı.”
harb:
savaş.
hazine:
kıymetli şeylerin sak-
landığı sağlam yer.
ilim:
bilgi.
İsm-i azam:
Cenab-ı Hakkın
bin bir isminden en büyük ve
manaca diğer isimleri kuşat-
mış olanı.
işaret:
gösterme, dolaylı bil-
dirme.
ittifak:
birleşme.
kaside:
belli bir amaçla yazıl-
mış şiir ve bu şiirin nazım şekli.
kaside-i gaybiye:
gayba ait
kaside.
maden-i feyiz:
bereket, bol-
luk madeni.
makam:
mevki, yer.
manevî:
manaya ait.
mevzu:
konu.
müellif:
telif eden, yazar.
mühim:
önemli.
mükerrer:
tekrarlanmış.
1...,595,596,597,598,599,600,601,602,603,604 606,607,608,609,610,611,612,613,614,615,...1406
Powered by FlippingBook