Risale-i Nur
’a hizmet etmesi, yeniden Abdurrahman
dünyaya gelmiş kadar beni müferrah etti.
Aras Atabey’de, eskide lütfi, zekâi gibi iki kıymettar
şakirtlerin yerlerini boş bırakmayan, Aras kahramanları
olan tahir ve Abdullah Çavuşun
Risale-i Nur
’a hizmetle-
ri, Aras hakkında endişelerimi tamamen izale etti.
İsmail oğlu Hüseyin’in hastalığı beni müteessir etti. İn-
şaallah tam bir lütfi olacak, çok da hizmet edecek. siz-
lerin buraya gelen mektuplarınız, kısmen tensikle lâhika-
ya derc ediliyor. size bu defa mahrem sırr-ı
(1)
Én
æ`r
«n
£r
Yn
G BÉ s
fp
G
’da istihrac-ı gaybîdeki mücmel hakikate dair birden kal-
be ihtar edilen bir fıkra ile
Tesettür Risalesi’
ne haşiye
gönderiyoruz. Bu Şuhur-i selâse, seksen küsur sene bir
ömrü kazandırıyor. elbette sizler gibi mücahitler onu ka-
zanmaya çalışacaksınız. Cenab-ı Hak, her bir gecesini si-
zin hakkınızda leyle-i Miraç ve leyle-i Berat ve leyle-i
kadir kadar kıymettar eylesin, âmin.
ì@í
‡
48
·
Ehemmiyetli, fakat bir derece mahremdir.
AzizKardeşlerim!
Mahrem, sırr-ı
Én
æ`r
«n
£r
Yn
G BÉ s
fp
G
’da, cifirle istihracım aynen,
Münazarat
risalesinde, “Bir nur çıkacak ve göreceğiz”
diye gaybî müjdeler gibi, ilhamî ve hak bir hakikati
âmin:
Yâ Rabbi! Öyle olsun, ka-
bul eyle!” anlamında duanın so-
nunda söylenir.
aziz:
izzetli, muhterem, saygın.
cifir:
harflere verilen sayı kıymeti
ile geleceğe veya geçen hâdisele-
re, ibarelerden tarih veya isme
dair işaretler çıkarmak ilmî.
dair:
alakalı, ilgili.
derç:
sokma, içine alma.
fıkra:
kısım, fasıl, bölüm.
gaybî:
gaypla ilgili, görünmeyen-
lere ait.
hâk:
doğruluk, gerçek, hakikat.
hakikat:
gerçek, doğru, esas.
haşiye:
dipnot.
ihtar:
hatırlatma, uyarı.
ilhamî:
ilham ile elde edilen, il-
ham ile ulaşılan.
inşaallah:
‘Allah izin verirse’ ma-
nasında kullanılan bir dua.
istihrac-ı gaybî:
gaybî haberler-
den mana çıkarmak.
istihraç:
bir şeyden bir şey çıkar-
ma, sonuç çıkarma, mana çı-
karma.
izale:
giderme, ortadan kal-
dırma.
kısmen:
kısmî olarak, bazı
yönden.
kıymettar:
kıymetli, değerli.
Leyle-i Berat:
Berat Gecesi,
Şaban ayının 15. gecesi.
Leyle-i Kadir:
Kadir Gecesi,
Kur’ân-ı Kerîm’in dünya se-
masına nazil olduğu gece, Ra-
mazan’ın 27. gecesi.
Leyle-i miraç:
Miraç Gecesi,
Hz. Muhammed’in Miraca çık-
tığı gece, Recep ayının 27. ge-
cesi.
mahrem:
herkesçe bilinme-
mesi gereken, gizli.
mücmel:
öz olarak anlatılmış,
kısa ve az sözle ifade edilmiş,
öz, özet.
müferrah:
feraha kavuşmuş,
gönül huzuruna ermiş.
müteessir:
teessüre kapılan,
hüzünlü, kederli, mahzun.
nur:
aydınlık, parıltı, ışık.
Risale-i nur:
Nur Risalesi, Be-
diüzzaman Said Nursî’nin
eserlerinin adı.
şakirt:
talebe, öğrenci.
şuhur-i selâse:
Üç Aylar; Re-
cep, Şaban ve Ramazan.
tensik:
düzene koyma, dü-
zenleme, düzeltme.
1.
Şüphesiz ki biz [sana Kevseri] verdik. (Kevser Suresi: 1.)
| 108 | K
astamonu
L
âhiKası