Kastamonu Lahikası - page 107

Risale-i Nur
’un erkân-ı mühimmesinden ve resail için-
de sualleriyle ehemmiyetli bir mevki tutan ve onunla be-
raber manen yaşayan kardeşimiz re’fet Beyin mektubuy-
la ve gül Fabrikasının gül-i Muhammedî
(
AsM
)
bahçesini
yetiştiren Hüsrev’in mektubuna ayrı birer mektupla cevap
yazmak isterdim; fakat şimdilik vakit müsaade etmedi.
ì@í
47
·
Aziz, SıddıkKardeşlerim!
sizin mektuplarınızdan o kadar mesrur oldum ki, tarif
edemem. Hususan Hüsrev’in çok kıymettar iki mektu-
bunda, Hacı Hafız’ın köyünde
Risale-i Nur
’un pek fevka-
lâde bir surette tevessüü, o iki mektubu nüsha gibi ve bir
hüccet-i katıa gibi saklayıp, bu havalideki talebelere bir
tâziyane-i teşvik olarak gösteriliyor.
Risale-i Nur
, kur’ân’ın bir mu’cize-i manevîsi olduğu
gibi; Hüsrev’in kalemi de,
Risale-i Nur
’un pek kuvvetli
bir kerameti olduğunu buraca her gün tasdik ediyoruz.
Hüsrev’in mektubuna karşı uzun mektup yazmak istiyor-
duk, arzumuza muvaffak olamadık.
Mübarekler kahramanlarından küçük Ali’nin mektubu
da bana büyük bir ümit verdi. Merhum Abdurrahman’ın
elhak tam bir halefi olan kıymettar ve mübarek büyük
kardeşi olan Mustafa Hulûsî’nin, Hafız Ahmed isminde
mübarek bir mahdumu, peder ve amcaları sisteminde
K
astamonu
L
âhiKası
| 107 |
suretlerin her biri.
peder:
baba.
resail:
risaleler.
Risale-i nur:
Nur Risalesi, Bediüz-
zaman Said Nursî’nin eserlerinin
adı.
sıddık:
çok doğru, dürüst, hakkı
ve hakikati tereddütsüz kabulle-
nen.
sual:
soru.
suret:
biçim, şekil, tarz.
talebe:
öğrenci.
tasdik:
doğrulama, onaylama.
taziyane-i teşvik:
teşvik kamçısı.
tevessü:
genişleme, yayılma.
amuca:
amca.
aziz:
izzetli, muhterem, say-
gın.
ehemmiyetli:
önemli.
elhak:
hakkın tâ kendisi, tam
doğrusu; doğrusu ya.
erkân-ı mühimme:
önemli
esaslar.
fevkalâde:
olağanüstü.
gül-i muhammedî:
kırmızı
renkli bir gül çeşidi.
halef:
birinin yerine geçen,
birinin yerini tutan.
havali:
bölge, etraf, çevre, ci-
var.
hususan:
bilhassa, özellikle.
hüccet-i katıa:
kat’i ve kesin
delil, hiç bir şüpheye mahal
bırakmayan delil.
keramet:
ermişçesine yapı-
lan iş, hareket veya söylenen
söz, fikir.
kıymettar:
kıymetli, değerli.
Kur’ân:
Allah tarafından va-
hiy yoluyla Hz. Muhammed’e
indirilmiş, semavî kitapların
sonuncusu.
mahdum:
oğul, evlât.
manen:
mana bakımından,
manaca.
merhum:
rahmete kavuş-
muş, ölmüş, ölü.
mesrur:
sevinçli, memnun.
mevki:
yer, makam.
mu’cize-i manevî:
manevî
mu’cize.
muvaffak:
başarmış, başarılı.
mübarek:
feyizli, bereketli,
kutlu.
müsaade:
izin; elverişli, uy-
gun olma durumu.
nüsha:
birbirinin aynı olan
1...,97,98,99,100,101,102,103,104,105,106 108,109,110,111,112,113,114,115,116,117,...478
Powered by FlippingBook