İşte bu dakik sırrı, senin Ispartalı kardeşlerin, bir kıs-
mının akılları görmese de, umumunun keskin kalpleri
görmüş ki, benim gibi bîçare günahkâr bir adamın arka-
daşlığını evliyalara, belki de eğer bulunsaydı, müçtehitle-
re dahi tercih ettiler.
Bu hakikate binaen, bu şehre bir kutup, bir gavs-ı
azam gelse, “seni on günde velâyet derecesine çıkara-
cağım” dese, sen,
Risale-i Nur
’u bırakıp onun yanına git-
sen, Isparta kahramanlarına arkadaş olamazsın.
ì®í
‡
46
·
(2)
/
?p
ór
ªn
ëp
H o
í`u
Ñ°n
ùo
j s
’p
G m
Ar
Àn
T r
øp
e r
¿p
Gn
h @
(1)
/
¬p
ªr
°SÉp
H
p
±ho
ôo
M p
Ür
ôn
°V p
?°p
UÉn
M p
On
ón
©p
H o
¬o
JÉn
c n
ôn
Hn
h $G o
án
ª r
Mn
Qn
h r
ºo
µ` r
«n
?n
Y o
?n
Ó° s
ùdn
G
p
Öp
F B Én
Z s
ôdG p
án
?r
«s
?dG p
?p
ò'
g p
?p
FBÉ`n
bn
O p
äGn
ô°p
TÉn
Y/
‘
p
?p
FBÉn
°Ss
ôdGn
øp
e Én
æn
d r
ºo
`àr
?n
°Sr
Qn
G BÉn
e
Ék
HGn
ƒn
K Én
gp
On
ón
©p
H *G o
ºo
c
Én
£r
Yn
Gn
h p
Qr
ón
?r
dG p
án
?r
«n
dn
h p
êGn
ôr
©p
ªr
dG p
án
?r
«n
dn
h
(3)
n
Ú/
e'
G k
án
æn
°ùn
Mn
h
Aziz ve Sıddık Kardeşlerim ve Fedakâr ve Sadık
Arkadaşlarım!
Evvela:
sizin, bu mübarek şuhur-i selâse ve içindeki
kıymettar leyali-i mübarekeleri tebrik ediyoruz. Cenab-ı
Hak, her bir geceyi sizin hakkınızda birer leyle-i regaip
ve leyle-i kadir kıymetinde size sevap versin, âmin.
K
astamonu
L
âhiKası
| 105 |
kıymettar:
kıymetli, değerli.
kutup:
evliyalar içerisinde zama-
nın en büyük mürşidi olan.
leyali-i mübareke:
mübarek ge-
celer.
Leyle-i Kadir:
Kadir Gecesi,
Kur’ân-ı Kerîm’in dünya semasına
nazil olduğu gece, Ramazan’ın 27.
gecesi.
Leyle-i Regaip:
Regaip Gecesi,
Recep ayının ilk Cuma gecesi.
mübarek:
feyizli, bereketli, kutlu.
müçtehit:
ayet ve hadislerden
şer’î hükümler çıkarabilen, gerek-
li bütün ehillik şartlarına sahip
olan, geniş ve derin bilgili din âli-
mi.
Risale-i nur:
Nur Risalesi, Bediüz-
zaman Said Nursî’nin eserlerinin
adı.
sadık:
doğru, gerçek; sözünde,
vaadinde, işinde doğru olan.
sıddık:
çok doğru, dürüst, hakkı
ve hakikati tereddütsüz kabulle-
nen.
sır:
gizli hakikat.
Şuhur-i selâse:
Üç Aylar; Recep,
Şaban ve Ramazan.
umum:
bütün, hepsi.
velâyet:
velîlik, ermişlik, Allah
dostluğu.
âmin:
Yâ Rabbi! Öyle olsun,
kabul eyle!” anlamında dua-
nın sonunda söylenir.
aziz:
izzetli, muhterem, say-
gın.
bîçare:
çaresiz, zavallı.
binaen:
-den dolayı, bu se-
bepten.
dakik:
ince ve derin.
evliya:
veliler, Allah dostları.
evvelâ:
birinci olarak, her
şeyden önce, ilk olarak.
fedakâr:
kendini veya şahsî
menfaatlerini hiçe sayan, fe-
da eden.
gavs-ı azam:
tarikat kurucu-
su.
günahkâr:
günahlı, günah iş-
lemiş.
hakikat:
gerçek, esas.
kıymet:
değer.
1.
Allah’ın adıyla.
2.
Hiçbir şey yoktur ki Onu övüp Onu tesbih etmesin. (İsra Suresi: 44.)
3.
Şu Leyle-i Regaip, Leyle-i Kadrin dakikalarının aşireleriyle bize gönderdiğiniz risalelerin
harflerinin çarpımının toplamı adedince, Allah’ın selâmı, rahmeti ve berekâtı üzerinize
olsun ve Allah onun sayısınca size sevap ve hasenat ihsan eylesin. Âmin.