Kur’ân-ı Kerim’de onun meziyetlerinden bahsedilmekte ve gösterdiği mucizelerden haber
verilmektedir. Dört büyük semavî kitaptan biri olan İncil, kendisiniden sonra Havariler tarafından
yazılmıştır. Ancak sonraları tahrif edilmiş, asliyetini koruyamamıştır. Hz. İsa, Peygamber Efendimizden
“ümmî peygamber” şeklinde bahsetmiştir. İncil’in çeşitli bölümlerinde Peygamberimizin geleceğinden
haber verilmektedir. Düşmanları ve kendisine inanmayanlar tarafından öldürülmek istenen Hz. İsa
Cenab-ı Hak tarafından göğe yükseltilmiş, kendisini öldürmek isteyenler ise yanlışlıkla Hz İsa’ya çok
benzeyen Yuda isminde birini çarmıha germişlerdir.
İSraFil (
AS
):
Melâike-i Kiram olarak adlandırılan dört büyük melekten bir tanesidir. Kıyamet günü
“sur”u üfürmekle vazifelidir. Hz. İsrafil “sur”u iki kez üfleyecektir. İlk üflemesiyle kıyamet kopacak, ikinci
üflemesinden sonra ise kıyamette ölenler diriltilecek ve haşir meydanına çağrılacaktır.
— K —
KaYSEr:
Roma ve Bizans imparatorları için kullanılan bir ünvandır. Kelimenin aslı Grekçe “kaisar”
kelimesinden gelmektedir. Siyer, hadis ve tefsir kitaplarında bu kelime, Peygamberimiz zamanında
yaşamış olan Bizans imparatoru Herakliyus için kullanılmaktadır. Kaynaklarda belirtildiğine göre
Peygamberimiz (
ASM
) Sahabelerinden Hz. Dıhye ile imparator Herakliyus’a verilmek üzere bir mektup
göndermiş ve onu İslâma davet etmiştir. Herakliyus Peygamberimizin davetine meyil göstermiş fakat
tebaasından çekindiği için İslâm dinine girmeyi kabul etmemiştir.
KİSra (KİSra ıı. HüSrEV PErVİz) (?-628):
Kisra, Araplar tarafından Sasani kralları için kullanılan bir
unvandır. Bizans İmparatorları için “Kayser” unvanı kullanılırken, İran Sasani kralları için de bu unvan
kullanılmıştır. “Kisra” olarak kendisinden söz edilen ve Peygamber Efendimizin İslam’a davet
mektubunu yırtan kral II. Hüsrev Perviz’dir. İslamiyet’in zuhur ettiği yıllarda Bizanslılarla yaptığı
savaşlarda üstün gelmesi, Kitap Ehli olan Bizanslıların mağlup olmaları Mekkeli müşrikleri sevindirirken,
Müslümanların üzülmelerine ve hakarete uğramalarına sebep olmuştur. Kur’ân-ı Kerim’in, Kisranın
galibiyetinin mağlubiyete dönüşeceğini haber vermesi (Rum Suresi, 1-5) Müslümanları sevindirmiş,
ileriki yıllarda gelen Bizans galibiyeti de Kur’ân-ı Kerim’in mucizesini gerçekleştirmiştir. Risale-i Nur’da,
“Kisra” unvanıyla kastedilen kişi II. Hüsrev Perviz olmakla beraber, genel olarak Sasani hükümdarına
da atıfta bulunulmaktadır.
— l —
lEBİD:
İslâmiyet öncesi, cahiliye devrinde “Muallâka Şairleri”nden meşhur bir şair olan Lebid, genç
yaşta kabilesi içinde ehemmiyetli bir konum elde etti. Muallâkat-ı Seb’a’da (Yedi Askı) yayınlanan
kasidesi ile ün kazandı ve meşhur Arap şairlerinden birisi olarak tarihe geçti. Hicretten sonra Müslüman
olup Hz. Peygamberden (
ASM
) ilgi ve destek gördü. Kasidede olduğu kadar, hicviye ve mersiyede de
başarılı kabul edilen Lebid, canlı ve güçlü tasvirleriyle bilinmektedir.
— M —
MarMaDUKE PİcKtHall (1875-1936):
Pickthall, Nisan 1875’te Londra’da doğdu. Hıristiyan bir
ailenin evlâdı olarak dünyaya geldi. Babası din adamı olup Anglikan Kilisesi papazlarındandı. Bir aile
dostu olan Thomas Dowling’in dâveti üzerine, önce Kahire’ye gidip Arapçayı öğrendi. Akabinde Filistin’e
gitti. Bölgede karşılaştığı insanların kanaatkârlığı, fakir olmalarına rağmen hallerinden memnun
olabilmeleri, hırs göstermemeleri ve ölümden korkmamaları, kendisini önemli ölçüde etkiledi. Pickthall,
gördükleri ve o zamana kadar öğrendikleriyle hemen Müslüman olmak istediyse de, özellikle Şam
Camisi’nde görev yapmakta olan yaşlı imamın tavsiyesi üzerine hemen Müslüman olmadı. İmam, İslâm
hakkında iyi bir araştırma yapmasını ve ondan sonra karar vermesini tavsiye etmekteydi. Bu sebepledir
ki, hemen Müslüman olmamış ve uzun bir araştırmanın sonucu ve yirmi yıl gibi uzun bir zaman
geçtikten sonra Müslüman olmuştur. Bu uzun zaman zarfındaki faaliyeti, İslâmı daha iyi öğrenme ve
gönülden bağlanmayı netice vermiştir. Müslüman olduktan hemen sonra Muhammed adını aldı.
İslâmiyeti tanıdıktan yirmi yıl sonra Müslüman olan Pickthall, bu süre zarfında ince ayrıntılarına kadar
bilgi sahibi oldu ve kendi iradesi ile yeni dine girdi. Daha önce Hıristiyanlık hakkında teferruatlı bilgi
sahibi olduğu gibi, bu dinin en ince ayrıntısına kadar yaşandığı bir ortamda yetişti. İslâmiyet’i tanıyıp
ş
ahıS
B
ilgileri
| 470 | İşaratü’l-İ’caz