bütün istidat ve kabiliyetlerinin açığa çıkabilmesi, Esma-i Hüsnasının tamamını gösteren parlak birer
ayna olabilmelerini temin etmek için vazifelendirerek imtihan dünyasına indirmiştir. Hz. Âdem (
AS
) ilk
peygamber olarak görevlendirilmiş ve kendisine on sahifeden oluşan kitapçık verilmiştir. Allah’ın seçkin
kıldığı kişiler arasında sayılmış olduğundan “safiyyullah” ve insanlığın ilk atası olması sebebiyle de
“ebü’l-beşer” ünvanıyla anılmaktadır. İlk insan ve ilk peygamber Hz. Adem (
AS
) bin yıl gibi uzun bir süre
yaşamıştır.
alİ (
RA
):
Hz. Ali (
RA
). Hz. Peygamberin damadı, Hulefa-i Raşidîn’in dördüncüsüdür. Hicretten yaklaşık
yirmi iki yıl önce (m. 600) doğduğu rivayet edilen Hz. Ali’nin babası Hz. Peygamberin amcası Ebu Talib,
annesi de Fatıma bint Esed b. Haşim’dir. Hz. Muhammed’in peygamberliğine ilk iman eden çocuk olan
Hz. Ali, Hicret sırasında Mekke’de kalmış, geceyi Hz. Peygamberin yatağında geçirerek onun evde olduğu
kanaatini uyandırmıştır. Hicretin ikinci yılında Hz. Peygamberin (
ASM
) kızı Fatıma ile evlenen Hz. Ali’nin
bu evlilikten Hasan, Hüseyin ile Zeynep ve Ümmü Gülsüm adlı çocukları olmuştur. (Muhsin adlı çocukları
ise henüz bebekken ölmüştür.) Esedullah (Allah’ın aslanı) ünvanıyla anılmıştır. Hz. Peygambere kâtiplik
de yapan Hz. Ali, Hudeybiye Anlaşmasını yazmıştır. Mekke’nin fethinden sonra Kâbe’deki putları imha
etme görevi ona verilmiştir. İlk üç halife döneminde de idarî görevlerde bulunan Hz. Ali, Hz. Osman’ın
şehit edilmesiyle birlikte seçimle halife olmuştur. Hz. Ali’nin hilâfeti döneminde İslâm tarihinin en üzücü
olaylarından Cemel Vakası (Hz. Aişe önderliğindeki ordu ile yapılan savaş) ile Hz. Muaviye ile yapılan
Sıffin savaşları meydana geldi. Hicrî 19 veya 21 Ramazan’da (26 veya 28 Ocak 661’de) Kûfe’de, Haricî
Abdurrahman b. Mülcem tarafından zehirli bir hançerle şehit edildi. Hz. Ali Kufe’ye (Necef) defnedilmiştir.
Hz. Ali’nin, kendisine Hz. Peygamber (
ASM
) tarafından verilen “Ebu Turab” lakabından başka “el-Murtaza”
ve “Esedullâhi’l-Gâlib” gibi lakapları da vardır. Çocukluğunda puta tapmadığı için daha sonraları
“Kerremallahu Vecheh” dua cümlesiyle de anılmıştır.
azraİl (
AS
):
Dört büyük melekten biri olup Cenab-ı Hak tarafından insanların ruhlarını almakla
görevlendirilmiştir. Ölüm meleği de denilmektedir.
— B —
BaYraM YüKSEl:
1931 senesinde Bolvadin’e bağlı Kemerkaya köyünde dünyaya geldi. 1947
senesinde, 16 yaşında iken, Bediüzzaman Hazretlerinin hizmetine girdi. Bediüzzaman Hazretleri ve Nur
Talebeleriyle birlikte Afyon Hapsinde bulundu. Kur’ân yazısı yazmayı hapiste Ceylân Çalışkan’dan
öğrendi ve diğer Nur Talebeleriyle birlikte Risale-i Nur’u yazarak çoğalttı. Bayram Yüksel 1951 senesinde
askere gitti. Acemiliğini İskenderun’da yaptı. Daha sonra çektiği kur’ada Kore çıktı. Bayram Yüksel
bunun üzerine Bediüzzaman Hazretlerinin yanına gitti. Durumu anlatınca, Bediüzzaman Hazretleri çok
memnun oldu ve “Ben zaten bir Nur Talebesini Kore ve Japonya’ya göndermek istiyordum. Bunun için
seni veya Ceylân’ı düşünmüştüm. İnkâr-ı Ulûhiyetle mücadele için Kore’ye gitmek lâzım” dedi. Üstat
Hazretleri kendi Cevşen’ini Bayram Yüksel’e verdi ve “Biz inayet-i Rabbaniye altındayız, hiç merak
etme. Cenab-ı Hak senin yardımcın olacaktır” dedi. Kendisine Hutbe-i Şamiye ile birlikte altı risale daha
vererek Japon Başkumandanına götürmesini istedi. Savaş bittiğinde komutanlarına, Bediüzzaman
Hazretlerinin verdiği risaleleri Japon Başkumandanına ulaştırması gerektiğini söyledi. Subaylar dışında
kimsenin Japonya’ya gitmesine izin verilmemesine rağmen, bölük komutanı ve bazı üst rütbelilerin
gayretleriyle o da Japonya’ya gitti. Japon Başkumandanının birkaç sene önce öldüğü haberini alınca
emanetleri yetkililere teslim etti. 2002 yılında gerçekleştirilen Uluslararası Bediüzzaman
Sempozyumuna Kore’den katılan Prof. Dr. Cemil Lee’nin, “Biz Bayram Yüksel’in Kore’de ayak bastığı
topraklarda açan çiçekleriz” şeklindeki ifadesi, Kore’de o gün yapılan bu hizmetlerin bu gün nasıl
meyveler verdiğinin anlamlı bir örneğidir. Bayram Yüksel savaş bittikten sonra Türkiye’ye döndü.
Bediüzzaman Hazretleri kendisini bekliyordu ve onu tekrar hizmetine aldı. Üzerindeki askerlik elbisesini
eskiyinceye kadar çıkarttırmadı. Bayram Yüksel ihlâslı, samimî ve fedakâr bir insandı. Bediüzzaman
Hazretlerinin şahsî hizmetlerinde bulundu, onun suyunu taşıyıp yemeğini pişirdi. Üstadın ölümünden
sonra bütün ömrü boyunca Risale-i Nur hizmetine devam etti. 19 Kasım 1997’de Avrupa hizmetleri
için yaptığı bir seyahat esnasında trafik kazası geçirdi; Seyyidü’l-Mürselîn’e (
ASM
) ve Üstadına kavuştu.
Kabri Barla Mezarlığında bulunmaktadır.
ş
ahıS
B
ilgileri
| 462 | İşaratü’l-İ’caz