İşaratü'l İ'caz - page 464

olan değerler üzerine eğilerek, bunların yaşatılması veya yeniden topluma kazandırılması gereği
üzerinde durdu. O, İslâm dünyası ve Almanya’da, eski değerler üzerinde kurulacak yeni bir düzenle
inkişaf edileceğine inandı. Ömrü boyunca arayış içinde olan ve çok sayıda eser okuyan Carlyle, kiliseyi
ve Hıristiyanlığı eleştirdiği gibi Hz. Muhammed’e olan hayranlığını da açıklamaktan ve eserlerinde
belirtmekten çekinmedi. Hakka taraftar olup, İslâm Peygamberinin faziletlerini dile getirdi ve övgüler
yağdırdı. Dinî taassubun hüküm sürdüğü ve İslâm beldelerinin tek tek işgal edildiği bir dönemde bir
üniversite rektörünün Hz. Muhammed (
ASM
), Kur’ân-ı Kerîm ve İslâmiyet hakkındaki övücü sözleri
dikkate değerdir. Türkçe olarak yayınlandığını belirttiğimiz eserinin ilgili bölümlerinden bir kısmını
Bediüzzaman Hazretleri de bazı eserlerine almış ve övücü ifadeler kullanmıştır. Ülke çapında bir üne
kavuşup maddî sıkıntıları aştığı, feraha ulaştığı bir anda eşinin ölümü, hayatı üzerinde çok etkili oldu.
Bundan sonra geçen on beş yıl boyunca kendini toparlayamadı.1881 yılında Londra’da öldü.
caHız (777-869):
İslâm düşünce tarihinin önemli isimlerinden biridir. Yazarlığı ve edipliği ile meşhur
olmuştur. Arap edebiyatının en büyük yazarlarından birisi olarak kabul edilmektedir. İslâm
medeniyetinin parlak dönemlerinden birinde yaşamış olup, bu kültür ve medeniyetin önemli
temsilcilerinden biri olmuştur. Mutezile kelâmcılarındandır. Cahız, 777 yılında Basra’da doğdu. İlme olan
aşırı merakı, çocukluk ve gençlik çağında iyi bir eğitim almasına vesile oldu. Cahız, Peygamber
Efendimizin (
ASM
), hiç kimseyi halife olarak belirlemediğini, Hulefa-i Raşidin’in hepsinin meşru halifeler
olduğunu ifade etmektedir. Ayrıca hiçbir halife masum değildir. Kendisi, Cemel ve Sıffin savaşlarında
Hazreti Ali (
RA
) haklı, muhalifleri ise haksızdır görüşüne sahiptir.
calİNoS (GalENoS KlaUDİoS) (131-201):
Greklerin ünlü tabibi ve filozofudur. Asıl adı Galenos olup,
İslâm dünyasında Calinus olarak tanınmıştır. Hipokrat ile birlikte çağının en ünlü hekimi olarak kabul
edilmiştir. İnsan anatomisi ve fizyolojisi üzerinde çalışarak deney ve gözlemlerde bulunmuştur. Bir
kısmı günümüze kadar ulaşan çok sayıda eser yazmıştır. Eserleri Arapçaya çevrilmiş olmasından ötürü
Müslüman tıp âlimlerini etkilemiştir. Risale-i Nur’da sahip bulunduğu yüksek bilgiye atıfta bulunularak
tabiatperestlerin iddialarının doğru olabilmesi için her bir zerreye “Eflatun’un şuurunu, Calinus’un
hikmetini” (İşârâtü’l-İ’câz, s. 144.) vermek gerektiği belirtilmiştir. Galenos, 201 yılında Roma veya
Bergama’da öldü. Vefatından sonra arkasında, uzun bir dönem boyunca başvuru kitabı olarak kabul
görmüş çok sayıda eser bıraktı. Bıraktığı eser sayısı olarak dört yüz rakamı telâffuz edilmektedir.
Günümüze kadar ulaşan eserlerinin dahi yüz kırk civarında olması ne kadar büyük eser külliyatı
bıraktığını göstermektedir. Sadece tıp ile ilgili on dokuz eseri miras olarak bıraktı. Eserleri muhtelif
dünya dillerine tercüme edilerek çok sayıda insanın istifadesine sunuldu. Eserlerinin özellikle Lâtince
ve Arapça tercümeleri günümüze kadar ulaşmıştır. Bazı İslâm âlimleri, onun bıraktığı eserleri hakkında
ayrıntılı bilgilere yer vermişler ve liste halinde aktarmışlardır. Bundan dolayıdır ki, İslâm dünyasında
önemli bir etki ve iz bırakmıştır.
cEBraİl (cİBrİl) (
AS
):
Dört büyük melekten, Cibril, Cibril-i Emin, Ruhü’l-Emin, Ruhü’l-Kudüs isimleriyle
de bilinen vahiy meleği. Allah tarafından peygamberlere vahiy götürmekle vazifeli melek.
cEVDEt BEY:
Bediüzzaman’ın dostu ve arkadaşı olan Van eski valisi Cevdet Bey (Paşa) yine uzun
yıllar Van’da valilik yapan Tahir Paşa’nın oğludur. Osmanlı-Rus savaşı devam ettiği sırada Van valisi
olan Cevdet bey Van ve çevresinde Ruslara ve Ermenilere karşı vatan savunmasında bulunmuştur.
cEYlÂN:
Ceylan Çalışkan 1929’da Emirdağ’da doğdu. Babası Üstadın “Çalışkanlar Hanedanı” olarak
andığı Mehmet Çalışkan’dır. Üstat 1944 yılında Emirdağ’a geldiğinde bütün Çalışkan ailesi kendisine
hizmete koştu. Ceylân Çalışkan çok küçük yaşlarda Üstada hem manevî bir evlât, hem de bir talebe
oldu. Üstatla beraber 1948 yılında Afyon hapsine girdi. Üstat, Ceylân Çalışkan için övgülerle
bahsetmektedir. Onun için, “Ceylân kabiliyetli bir genç. Dünya işini de yapar, ahiret işini de. Fakat onu
dünyaya vermeyeceğim” diyen Bediüzzaman bir gün ona, “Ceylân, senin hayatın uhrevîdir. Eğer dünyevî
olsa pek azdır!” demiştir. Ceylân Çalışkan 1963 yılında 34 yaşında İstanbul’da trafik kazası sonucu vefat
etmiştir.
ş
ahıS
B
ilgileri
| 464 | İşaratü’l-İ’caz
1...,454,455,456,457,458,459,460,461,462,463 465,466,467,468,469,470,471,472,473,474,...576
Powered by FlippingBook