İşaratü'l İ'caz - page 474

— S —
Sa’D-ı taFtazaNî (1322-1395):
Belâgat, mantık, matematik, kelâm, fıkıh ve diğer ilimlerde tanınmış
bir âlim olup Şark ve İslâm dünyası medreselerinde okunan birçok kitabın müellefidir. Hicrî 722’de
(1332) Horasan’da büyük bir kasaba olan Taftazan’da doğdu. Hicrî 797 (1395) yılında vefat etti. Taftazanî
hem Şafii, hem de Hanefi fıkhı hakkında eserler vermiştir. Eserleri: Şerhü’l-Tasrifü’l-İzzi. (Sa’diya) 2. İrşad;
Mutavval; Muhtasarü’l-Maani; Şerhü’l Kısım el-Salis mine’l-Miftah; Şerhü’l-Şemsiya; Makasid;
Tahzibü’l-Mantık ve’l-Kelam; Şerhü’l-Akaid el-Nasafiya; Talvih ila Keşf hakaikü’l-Tankih; Miftah.
SEKKaKî:
(1160-1299) Tanınmış bir dil ve belâgat âlimi olup 555’te (1160) Harizm’de doğdu. Sekkakî
lakabını son derece güzel hakkâklık yapmasından dolayı almıştır. Sekkakî, Hanefi fakihleri arasında yer
alır ve bu sahada iki hocası Hayati ve Harisi vardır. Sekkakî 626 (1299) yılında öldü. Sekkâkî’nin en
önemli eseri, Miftahü’l-Ulûm’dur.
SUNGUr:
1929 yılında Eflâni’de doğdu. İlkokuldan sonra dine karşı takındığı tavırla bilinen
Kastamonu Gölköy Enstitüsüne kaydoldu. Çalışkan bir talebe olan Mustafa Sungur küçükken aldığı dinî
eğitimin etkisiyle buradaki menfi ortamdan fazla etkilenmedi. 1945 senesinde, 16 yaşında iken evlendi.
Risale-i Nur’ları 1946 senesinde Keçeci Mehmet Efendi ve Ahmet Fuat Efendi vasıtasıyla tanıdı.
Bediüzzaman Hazretleriyle tanıştıktan sonra ona mektuplar yazmaya başladı. Mustafa Sungur
mektuplarında çoğunlukla köy enstitüsünde edindiği izlenimlerden bahsediyordu. 1947 yılında
Emirdağ’ında Üstadıyla ilk kez bizzat görüştü. 1948 yılında Afyon davası sebebiyle tutuklanan
Bediüzzaman Hazretlerini Afyon’da tekrar ziyaret etti. Bu ziyaretten sonra Üstadına gönderdiği bir
mektuptan dolayı mahkemeye çıkarıldı ve 6 ay ceza aldı. Bu cezadan dolayı memuriyetten çıkarıldı.
Mustafa Sungur’un hiç çıkmamak üzere Nur hizmetinde bulunmaya başlaması ise şu şekildedir: Mustafa
Sungur Afyon’da Bediüzzaman Hazretleri ile beraberken, İzmir taraflarında imamlık yapan babası
Mehmet Efendi oğlunu şikâyet maksadıyla Bediüzzaman Hazretlerine gelir. Bunun üzerine Bediüzzaman
Hazretleri Sungur’un babasıyla konuşur ve onu ikna eder. Mustafa Sungur bu hadiseden sonra devamlı
olarak Nur hizmetinde bulunmaya başlar. Bediüzzaman Hazretlerinin vefatından sonra da kendisini
tamamen Risale-i Nur hizmetine vakfeder. Bediüzzaman Hazretlerinin farklı yıllarda yazdığı
vasiyetnamelerde ismi bulunan Mustafa Sungur 1954 yılından itibaren Bediüzzaman Hazretlerinin vefat
ettiği 1960 yılına kadar doğrudan hizmetinde bulundu ve Risale-i Nur’u ve hizmet prensiplerini bizzat
kendisinden ders aldı. Hizmetteki meşakkatlerden yılmayan ve sarsılmayan Nur Talebelerinden olan
Mustafa Sungur, Kur’ân ve iman hizmeti uğrunda bir çok defa tutuklandı.
SülEYMaN (
AS
):
Kur’ân-ı Kerîm’de adı geçen peygamberlerden olan Hz. Süleyman, İsrailoğullarına
peygamber olarak gönderilmiştir. Hz. Davut’un oğlu olup onun saltanat ve peygamberliğine vâris
kılınmıştır. Hz. Süleyman kırk sene hem peygamberlik yapmış, hem de devleti idare etmiştir.
Beytü’l-Makdis’i (Mescid-i Aksa) yaptıran Hz. Süleyman’ın cinleri ve hayvanları emrinde çalıştırdığı ve
insan, hayvan ve cinlerden oluşan muhteşem bir ordusunun bulunduğu bilinenler arasındadır. Hz.
Süleyman’ın Saba Melikesi Belkıs’ı dinine davet etmesi üzerine Belkıs, kavmiyle birlikte iman etmiştir.
— t —
taHİrî MUtlU (1900-1977):
Said Nursî Hazretlerinin sadık, has ve yakın talebelerindendir. 1943
yılında Denizli, 1948’de Afyon cezaevinde Bediüzzaman’la birlikte hapsedildi. Risale-i Nur’un
yazılmasında, matbaalarda basılıp neşredilmesinde çok yoğun ve ciddî çalışmaları oldu. Üstadına ve
Risale-i Nur’a olan sadakatı sarsılmayan sebat ve azminden dolayı Bediüzzaman Hazretlerinin dualarına
ve övgüsüne mazhar oldu. 77 yaşında iken Hakkın rahmetine kavuştu.
— ü —
üMEYYE İBNİ HalEF:
İslâmın ilk yıllarında, Müslümanlara, özellikle de kölesi olan ve İslâma giren
Bilâl-ı Habeşî’ye büyük zulümler yapan Mekkeli müşriktir. Ümeyye, Mekke döneminde olduğu gibi,
Medine’ye hicret döneminde de Müslümanlara düşmanlık beslemiş ve bu konuda her türlü zulmü ve
haksızlığı yapmaktan geri durmamıştır.
ş
ahıS
B
ilgileri
| 474 | İşaratü’l-İ’caz
1...,464,465,466,467,468,469,470,471,472,473 475,476,477,478,479,480,481,482,483,484,...576
Powered by FlippingBook