İşaratü'l İ'caz - page 475

— Y —
YaKUB (
AS
):
Hz. İbrahim’in (
AS
) oğlu Hz. İshak’ın (
AS
) oğludur. Kenan bölgesine peygamber olarak
gönderilmiştir. Hz. Yusuf’un (
AS
) babasıdır. Lakabı İsrail olduğundan onun soyundan gelenlere
İsrailoğulları denilmiştir. Büyük oğlunun adı Yehud olduğundan bunlara Yahudi denilmiştir. Hz. Yakub
(
AS
) uzun bir ayrılıktan sonra ömrünün son zamanlarını, Mısır azizi olan oğlu Hz. Yusuf’un (
AS
) yanına
giderek Mısır’da geçirmiştir. Vefat ettikten sonra, babası Hz. İshak’ın (
AS
) Şam yakınlarında bulunan
kabrinin yanına defnedilmiştir. Kur’ân-ı Kerim’de Yusuf Suresinde, onun şefkatinden kaynaklanan
hissiyatı en parlak hakikat olarak nazar-ı dikkate verilmiş ve kendisinden övgüyle bahsedilmiştir.
YUSUF (
AS
):
Hz. Yusuf, Hz. Yakup’un en küçük oğludur. Hz. Yakup’un (
AS
) on iki oğlu vardı. En küçükleri
ve en güzelleri Hz. Yusuf olması nedeniyle, babasının ona karşı daha fazla bir şefkati ve sevgisi vardı.
Kardeşleri babalarının ona karşı aşırı şefkati ve sevgisini kıskanarak, bir yolunu bulup onu Kenan
bölgesinde bir kuyuya attılar. O civardan geçen bir kervan tarafından kuyudan çıkartılan Hz. Yusuf (
AS
)
Mısır’a götürüldü ve Mısır Azizine satıldı. Yaşının ilerlemesiyle güzelliği artan ve bütün dikkatleri üzerine
toplayan Hz. Yusuf (
AS
), Mısır Azizinin eşi Züleyha’nın iftirasına uğrayarak hapse atıldı. Bir müddet hapiste
kaldı ve orada iken kendisine peygamberlik verildi. Hapiste kaldığı esnada gece gündüzün birbirinden
fark edilememesi nedeniyle namaz vakitlerinin tayininde güçlük çekiyordu. İlk saat onun tarafından
Mısır zindanlarında icat edilmişti. Mısır hükümdarının bir rüyasını güzel bir şekilde tabir ettiği için
zindandan çıkarılmasına emir verildi. Hz. Yusuf ise suçsuzluğunun ispat edilmesinden sonra bu davete
icabet edeceğini bildirdi. Suçsuz olduğu 12 sene zindan hayatı sonunda böylece anlaşılmış oldu. Mısır
Azizinin ölümü sebebiyle iyice çıkmaza giren maliye işlerine, hükümdar tarafından görevlendirildi ve
Züleyha ile nikâhı yapıldı. Mısır Azizliği sırasında Kenan’da bulunan babası Hz. Yakup ve kardeşlerini
Mısır’a getirtti ve oraya yerleşmelerini sağladı. Hz. Yusuf (
AS
) 120 yaşında iken vefat etti. Hz. Yusuf (
AS
)
dünya saltanatına erişmiş; anne, baba ve kardeşlerine tekrar kavuşmuş olduğu saadetli bir durumda
iken ölümünü istemesi sebebiyle, Kur’ân-ı Kerîm’de övgüyle ve sıddıkıyet ünvanıyla yad edilmiştir.
— z —
zEMaHşErî:
Harezm kasabalarından Zemahşer’de 1075 yılında dünyaya geldi. Adı, Ebu’l-Kasım
Mahmud b. Ömer ez-Zemahşeri el-Harizmî’dir. Büyük bir müfessir, dilci ve kelâm âlimidir. İlk tahsilini
doğduğu yerde yaptıktan sonra ilim ve medeniyet merkezi olan Buhara’ya gitmiştir. Burada muhtelif
hocalardan fıkıh, tefsir, hadis, kelâm, mantık, felsefe ve Arapça dersleri aldı. Bu dönemde Harezm ve
Horasan’ın bir çok şehrine giderek bilgilerini artırdı. 1124 yılında Mekke’ye gelerek uzun bir süre kaldı.
Eserlerinin bir çoğunu burada yazmıştır. Kendisine Mekke’de uzun süre kaldığından Carullah lâkabı
verilerek “Carullah Zemahşerî” adıyla meşhur olmuş, ayrıca “Fahr-ı Harezm” ünvanı da verilmiştir.
Mekke’de uzun müddet kaldıktan sonra Harezm’e dönmüş ve burada 1143 senesinde vefat etmiştir.
Zemahşerî itikatta ateşli bir Mutezile, fıkıhta ise Hanefîdir. Zemahşerî İslâmî ilimler, nahiv ve edebiyatta
çok sayıda talebe yetiştirmiştir. Elli civarında eseri olduğu bildirilmektedir.
zİYa SÖNMEz:
Ziya Sönmez 1876 yılında doğdu, 1949 yılında vefat etti Bediüzzaman Said Nursî’nin
ilk avukatlarındandır. Denizli’de Bediüzzaman’ın avukatlığını üstlenmiştir ve Bediüzzaman’ın “Risale-i
Nur’un avukatı Ziya yı bizim tarafımızdan hem çok teşekkür, hem tebrik ediniz. Çoktan beri ruhuma
ihtar edilmiş ki, Ziya namında birisi, Risale-i Nur namına büyük bir hizmet edecek. Bu mesele gösterdi
ki, o Ziya, bu Ziya dır. Bizleri ebede kadar minnettar eyledi” ifadeleri ile takdirlerine mazhar olmuştur.
züBEYİr GüNDüzalP (1920-1971):
Kafkas asıllı, Konya’nın Ermenek ilçesine yerleşmiş bir ailenin
çocuğu olarak dünyaya geldi (1920). Asıl adı Ziver olup Üstad, Zübeyir bin Avvam Hazretlerine atfen
ismini Zübeyir olarak değiştirmiş ve bu isimle tanınmıştır. İlköğretimini Ermenek’te yaptıktan sonra
ortaokulu Silifke’de okuyup bitirdi (1939). Bu tarihten itibaren önce Ermenek’te sonra Konya’da
posta-telgraf muhabere memuru olarak çalıştı. Konya’da bulunduğu sıralarda Nurlarla tanıştı ve
ömrünün sonuna kadar iman hizmetini en güzel şekilde ifa etti. Emirdağ’da Üstad’ı ziyaret edip (1946)
yanında kalmak istediğini bildirdi. Memuriyetine devam etmesi, daha sonra yanına alınacağı cevabını
aldı. 1948’de Afyon’da tutuklanarak Bediüzzaman’la birlikte altı ay hapis yattı. Bu tarihten itibaren
Üstad’ın vefatına kadar hep yanında kaldı. Üstad’la hapis yatarken yanlışlıkla serbest bırakıldığında bu
İşaratü’l-İ’caz | 475 |
ş
ahıS
B
ilgileri
1...,465,466,467,468,469,470,471,472,473,474 476,477,478,479,480,481,482,483,484,485,...576
Powered by FlippingBook