İşaratü'l İ'caz - page 480

HorHor MEDrESESİ:
Bediüzzaman Hazretleri Urartulardan kalma tarihî Van Kalesi üzerinde
bulunan ve Horhor olarak ifade edilen yeri 1897-1907 ve 1912-1914 yılları arasında medrese olarak
kullandı ve talebe yetiştirdi.
Hİcaz:
Bugün Suudi Arabistan yönetiminin elinde olan topraklar İslâmın beşiği olan topraklardır.
Buranın özellikle Mekke ve Medine’yi içine alan orta bölgesi Hicaz olarak adlandırılır. Bu toprakların
Osmanlı hakimiyetine geçmesi Kanunî’nin 1517’de hilâfeti almasıyla olmuştur. Tarihte de bazı küçük
karışıklıklar dışında buralar sürekli hilâfet devletinin hakimiyetinde olmuştur. II. Abdülhamid Han da
bir demiryolu hattı projesiyle mukaddes toprakları İstanbul’a bağlamayı planlayarak uygulamaya
geçmişti. Ancak I. Dünya Savaşı ile bu topraklar elimizden çıktı.
— İ —
İNGİltErE:
Avrupa’nın kuzeybatı kıyısında yer alan Britanya Adalar Topluluğu üzerinde, dört
ülkeden oluşan bir devlettir. Bu adalar topluluğu, Büyük Britanya ve İrlanda Adalarıyla birlikte, 5000
küçük adadan meydana gelmiştir. Batısında İrlanda Denizi, doğusunda Kuzey Denizi, kuzeyi, güneybatısı
ve kuzeybatısı Atlas Okyanusu ile çevrilidir. Bu Birleşik Krallığa Büyük Britanya, Kuzey İrlanda, İskoçya
Krallığı ve Gall Prensliği dahildir. Başkenti Londra olan İngilterenin toplam yüzölçümü 244,101 km ve
nüfusu 60,094,648’dir. Dini Hıristiyanlık olup mezhebi devlet klisesine bağlı Anglikan mezhebidir.
İngiltere tarihi, V. yüzyılda Britanya adasına Anglosaksonların ayak basmasıyla başlar. Büyük Britanya
19. yüzyıla damgasını vuran bir devlettir. Gerek sanayi inkılabı gerekse sömürgeleşme hareketlerindeki
etkinliği onu tarihin son imparatorluğu yapmıştır. Tabiî ki sömürgeleşme hareketlerindeki
genişlemesinden ötürü üstünde “güneşin batmadığı imparatorluk” deyişini de hak etmiştir. 20. yüzyılda
dünya savaşlarında oynadığı aktif rol nedeniyle ve de hemen sonrasında dünyayı saran ekonomik
krizin de etkisiyle 19. yüzyıldaki gücünden ve de sömürgelerinden çok şey kaybetmiştir. Yine de Avrupa
Ekonomik Topluluğunun kurulmasında oynadığı aktif politika nedeniyle halen daha Avrupa ve dünya
arenasında etkili bir ülkedir.
İStaNBUl:
İstanbul Türkiye’nin en çok nüfuslu ve sanayisi en çok gelişmiş kentidir. Büyük
metropoller arasında gösterilen İstanbul’un tarihî ve coğrafî özellikleri dolayısıyla dünyanın en gözde
şehirlerinden birisidir. İstanbul’da genel olarak Akdeniz iklimi koşulları görülür. Bu iklim, kıyı bölgelerle
iç kesimlerde biraz ayrılıklar göserir. İstanbul sırasıyla Roma imparatorluğu (324-395), Bizans
imparatorluğu (395-1453), Osmanlı imparatorluğu (1453-1923) gibi büyük imparatorluklara sahiplik
yapmıştır. Üstadın İstanbulla ilk buluşması 1907 yılında olmuştur. Doğuda Rus harbinde Ruslara esir
düşen Said Nursî daha sonra Kosturma, Varşova-Almanya üzerinden İstanbul’a tekrar gelir. Bir sure
Çamlıca Tepesinde ikamet buyurur. 1918’de Osmanlı İmparatorluğu döneminin ilim akademisi sayılan
Darü’l-Hikmeti’l-İslâmiye üyeliğini yapar. Bundan sonra kısa aralıklarla Yûşâ Tepesinde, Sarıyer’in
Fıstıklıbağlar’da ikamet eder. 1952 yılında Gençlik Rehberi mahkemesi dolayısıyla İstanbul’a tekrar
gelmiştir.
— K —
KÂBE:
Hicaz’da Mekke-i Mükerreme’de Harem-i Şerif’in ortasında bulunan kutsal bina, yeryüzünde
Allah’a adanmış ilk mabed, beytullah. Müslümanların namaza başlarken yöneldikleri cihet, kıble.
Müslümanların hacı olmak için Kurban Bayramında ziyaret ettikleri mekân.
KENaN:
Sayda, Sûr, Beyrut, Filistin ve Suriyenin bir kısmının bulunduğu bölgeye Kenan Diyarı
denilmektedir. Bölgenin diğer bir adı Fenikedir. Hazret-i Nuh’un torunu kenan bin Hâm burada yaşadığı
için bölgeye Kenan Diyarı denilmiştir. Ayrıca Hazret-İ Yakup bu bölgede yaşamış ve Kenan halkına
peygamber olarak gönderilmiştir.
KUrtUBa:
İspanya’nın Endülüs eyletinde bir şehirdir. İspanyolca karşılığı Cordoba olan şehir, Atlas
Okyanusunun 200 km. Uzağında ve denizi seviyesinden 100 m. yükseklikte, Guadalguivir nehrinin
kenarında yer alır. Nüfusu 2003 yılı itibarı ile 320.000 civarındadır. Çok eski tarihlerde, Kartacalılar
tarafından kurulduğu sanılan Kordoba, Romalılar dönemiyle birlikte gelişti. Altıncı ve sekizinci yüzyıllar
arasında Vizogotlar döneminde geriledi. 711’de Müslümanlarca fethidildikten sonra, Kurtuba, Endülüs’ün
başşehri oldu. Şehir, Endülüs Emevîleri döneminde hızla gelişti. Birinci Abdurrahman, şehrin gelişmesine
önemli katkılarda bulundu. Rusâfe Sarayını yaptırdı. Kurtuba Ulucamiinin inşaatını başlattı. Gayesi, şehri
İslâm dünyasının merkezi hâline getirmekti. İspanya’da Emevî döneminin zirvesini teşkil eden Üçüncü
Y
er
B
ilgileri
| 480 | İşaratü’l-İ’caz
1...,470,471,472,473,474,475,476,477,478,479 481,482,483,484,485,486,487,488,489,490,...576
Powered by FlippingBook