İşaratü'l İ'caz - page 398

DördüncüCihet
: Bu cümle, beşerin istifadesi yalnız
arza münhasır olmadığına, sema dahi onun istifadesine
teshir edildiğine işarettir.
(1)
m
äGn
ƒ'
ªn
°S n
™r
Ñ°n
S s
øo
¡j
s
ƒn
°ùn
a
:
Bucümleninmâkabliyleirtiba-
tıüççeşittir.
1.
(2)
r
øo
c
ile
(3)
r
¿ƒo
µn
«n
a
arasındaki irtibat gibidir. nasıl ki,
memurun husulü
r
øo
c
emrine bağlıdır; semavatın tesviye-
si de,
(4)
i'
ƒn
à°r
Sp
G
’ya bağlıdır.
2. kudretin taallûkuyla iradenin taallûku arasındaki ir-
tibat gibidir. Yani,
i'
ƒn
à°r
S p
G
iradenin taallûkuna; tesviye de
kudretin taallûkuna benzer bir irtibattır.
3. netice ile mukaddeme arasında bulunan irtibat gi-
bidir. Çünkü semavatın tesviyesi, mukaddemesi olan
i'
ƒn
à°r
S p
G
’ya terettüp eder.
(5)
l
º«/
?n
Y m
Ar
Àn
T u
?o
µp
H n
ƒo
gn
h
:
Bucümlemâkabliyleikivecihle
merbuttur.
BirinciVecih
: Bu cümledeki ilm-i küllî, semavatın tan-
zim ve tesviyesine delil olduğu gibi, tanzim ve tesviyenin
vücudu da ilm-i küllînin vücuduna delildir.
İkinciVecihise
: evvelki cümle kudret-i kâmileye, bu
cümle ise küllî ve şümullü ilme delâlet eder.
arz:
yer, dünya.
beşer:
insan, insanlık.
cihet:
yön.
delâlet:
delil olma, gösterme; alâ-
met, işaret.
delil:
kanıt, tanık, bürhan.
evvel:
önce.
husul:
olma, meydana gelme.
ilm-i külli:
külli ilim, her şeyi iha-
ta eden, kuşatan ilim.
irade:
dileme, isteme, bir şeyi
yapma veya yapmama konusun-
da karar verebilme ve bu kararı
yerine getirme gücü.
irtibat:
bağ, münasebet.
istifade:
faydalanma, yararlanma.
kudret:
Allah’ın bütün varlığı çev-
releyen ezelî kuvveti.
kudret-i kâmile:
tam ve noksan-
sız kudret, kuvvet.
küllî:
umumî, genel.
mâkabl:
geçmişteki, geçmiş,
bir şeyin kendinden önce
olan.
merbut:
bağlı, raptedilmiş.
mukaddeme:
başlangıç.
münhasır:
mahsus, ait, yöne-
lik.
sema:
gökyüzü, gök.
semavat:
semalar, gökler.
taallûk:
alâkalı, münasebetli
olma.
taallûk:
dünya ilgisi.
tanzim:
düzenleme, sıralama,
tertipleme.
terettüp:
sonuç olarak çıkma.
teshir:
cezbetme, kendine
bağlama, emri altına alma.
tesviye:
bir seviyeye getirme,
aynı düzeye getirme.
vecih:
cihet, yön.
1.
Gökleri yedi tabaka olarak tanzim etti. (Bakara Suresi: 29.)
2.
Ol! (Yasin Suresi: 82.)
3.
Olur. (Yasin Suresi: 82.)
4
. Tesviye etti, düzenledi. (Bakara Suresi: 29.)
5.
O her şeyi hakkıyla bilendir. (Bakara Suresi: 29.)
B
akara
S
ureSi
| 398 | İşaratü’l-İ’caz
1...,388,389,390,391,392,393,394,395,396,397 399,400,401,402,403,404,405,406,407,408,...576
Powered by FlippingBook