Eski Saîd Dönemi Eserleri - page 716

Riba İslâm’a Zarar-ı Mutlaktır
riba atalet verir, şevk-i sa’yi söndürür. ribanın kapıları,
hem de onun kapları olan bu bankaların her
dem nef’i ise, beşerin en fena kısmınadır. onlar da gâ-
vurlardır. gâvurlardaki nef’i, en fena kısmınadır; onlar
da zalimler. Her
dem zalimlerdeki nef’i en fena kısmınadır. onlar da se-
fihlerdir. Âlem-i İslâm’a bir zarar-ı mutlaktır. Mutlak be-
şer her
dem refahı nazar-ı şer’îde yoktur. zira harbî bir gâvur
hürmetsiz, ismetsizdir; demi hederdir. Her
de
………………………………………………………
m.
• • •
Kur’ân Kendi Kendini Himaye Edip
Hâkimiyetini İdame Eder
(HaşİYe)
Bir zatı gördüm ki yeis ile müptelâ, bedbinlikle hasta idi.
dedi: “Ulema azaldı; kemiyet keyfiyeti. korkarız, dini-
miz sönecek de bir zaman.”
dedim: nasıl kâinat söndürülmezse, iman-ı İslâmî de sö-
nemez. öyle de, zeminin yüzünde çakılmış mismarlar
hükmünde her an
HaşİYe:
35 sene evvel yazılan bu makam, bu sene yazılmış tarzını gösteri-
yor. demek ramazan bereketiyle yazdırılmış bir nevi ihbar-ı gaybîdir.
âlem-i islâm:
İslâm dünyası.
atalet:
tembellik.
bedbinlik:
karamsarlık.
bereket:
bolluk.
beşer:
insan, insanlık, âdemoğlu.
dem:
an, vakit; kan.
fena:
kötü.
gâvur:
dinsiz kimse; Müslüman ol-
mayan kimse; merhametsiz, acı-
masız.
hâkimiyet:
egemenlik.
harbî:
açık olan, kendini sakla-
mayan, gizlemeyen.
haşiye:
dipnot.
heder:
dökülmesi suç olma-
yan kan.
himaye:
koruma.
hükmünde:
değerinde, yerin-
de.
hürmetsiz:
insan haklarına
saygısız.
idame:
devam ettirme.
ihbar-ı gaybî:
gelecekten,
gayptan haber verme.
iman-ı islâmî:
İslâm’a ait
inanç; İslâm inancı.
ismetsiz:
masum olmayan.
kemiyet:
sayı çokluğu.
keyfiyet:
kalite, değer.
makam:
mertebe, seviye, dü-
zey.
mismar:
çivi.
mutlak:
sınırlamaya girmeme.
müptelâ:
bağımlı, bir alışkanlı-
ğa tutkun.
nazar-ı şer’î:
dinin gözünde.
nef’:
fayda.
nevi:
cins, tür.
refah:
bolluk, bereket, geçim
rahatlığı.
riba:
faiz.
sefih:
akılsız, malın ve paranın
değerini bilmeyen; müsrif, re-
zil, aşağılık, bayağı.
şevk-i sa’y:
çalışma isteği,
gayreti.
tarz:
şekil, usul, yol.
ulema:
bilginler.
yeis:
gelecek konusunda
ümitsiz ve karamsar olma.
zalim:
zulmeden.
zarar-ı mutlak:
kesin zarar.
zat:
kişi.
zemin:
yer.
zira:
çünkü.
ç
ekirdekler
ç
içekleri
| 716 |
Eski said dönEmi EsErlEri
1...,706,707,708,709,710,711,712,713,714,715 717,718,719,720,721,722,723,724,725,726,...790
Powered by FlippingBook